Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, davacı ile davalının 28.05.2009 tarihinde verilen kararla boşandıklarını ve davalı lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; davalının özel bir dershanede öğretmen olarak çalışmaya başladığını ve yoksulluk durumunun ortadan kalktığını iddia ederek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Birleştirilen ... 3.Aile Mahkemesinin, 2012/133 esas sayılı davasında ise davalı kadın; boşanma davasıyla, müşterek çocuk lehine hükmedilen 400 TL iştirak nafakasının 1000TL'ye yükseltilmesi istenilmiştir.Mahkemece; davalının boşandıktan sonra öğretmen olarak çalışmaya başladığı, düzenli gelir elde ettiği ve yoksulluk halinin ortadan kalktığı gerekçesiyle davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin talebinin kabulüne, birleştirilen iştirak nafakasının artırılması davasının ise kısmen...
Somut olayda, boşanma davası ve yoksulluk nafakasının artırımı davası sırasında davacının çalıştığı, davalının ise çalışmadığı, davalının yoksulluk nafakasının artırımı davası sonrasında 26.04.2014-04.08.2014 tarihleri arasında 1.200 TL ücret ile bir özel güvenlik şirketinde çalıştığı, dava tarihi itibariyle herhangi bir işte çalışmadığı anlaşılmaktadır. Davalının dava öncesinde çalışmış olması yoksulluğunu ortadan kaldırmadığı, kaldı ki davalının dava tarihi itibariyle çalışmadığı anlaşılmaktadır. Davacının yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinin reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yoksulluk nafakasının indirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Asgari ücret seviyesinden elde edilen gelir, davalıyı yoksulluktan kurtarmaz ve bu nedenle yoksulluk nafakasının kaldırılması koşulları oluşmamış ve bu yönden mahkeme kararında isabetsizlik yok ise de; ilk derece mahkemesince davacının yoksulluk nafakasının indirimi talebi yönünden değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Davalının asgari ücret seviyesinden aldığı maaş, nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır. Davalının düzenli çalışma hayatının olması ve asgari ücret seviyesinden gelirinin bulunması nedeniyle yoksulluk nafakasında TMK.nun 4.maddesi gereğince hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekirken; indirim talibi yönünden değerlendirme yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Aile Mahkemesinin 2017/255 E. - 2018/687 K. sayılı ilamı ile boşandığını, iş bu ilam ile müşterek çocuk Saki lehine 400,00 TL iştirak nafakasına, davacı lehine ise 700,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, kararın istinaf edilmeksizin 25/07/2018 tarihinde kesinleştiğini, nafakanın hükmedildiği tarihten itibaren uzun bir zamanın geçtiğini, hükmedilen nafakanın davacı ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını bu nedenle İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesinin 2017/255 E.- 2018/687 K. sayılı ilamı ile davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının 2.000,00 TL'ye, müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının ise 1.000,00 TL ye yükseltilmesini ve hükmedilecek nafakanın her yıl ÜFE - TEFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı-karşı davacının açtığı birleşen dava ile ilgili verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunda; Toplanan delillere,tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumlarına,uyap aracılığı ile alınan raporlara,tanık beyanlarına,taraf gelirlerine,paranın alım gücüne,bakmakla yükümlü olunan diğer kişilere,aradan geçen süreye, buna nazaran artan ihtiyaç ve masraflara,ekonomik göstergelerdeki değişime,sosyal medya görüntülerine ,davalı davacı erkeğin boşanma sırasında kadına verdiğini iddia ettiği taşınmazın satılmış olmasının yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesini haklı gösterir nitelikte kabul edilmesinin mümkün olmamasına,nitekim bu tasarruf sonrasında da daha önce nafakanın mahkeme ilamı ile artırılmış olmasına, TMK 4 ncü maddesine göre kadın lehine daha önce belirlenen yoksulluk nafakasının kaldırılması,bu olmaz ise indirilmesini gerektirir durumun bulunmadığı,ayrıca kadının davasında yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi bir yana artırılması...
O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının ekonomik ve sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı kabul edilerek, nafakanın (çoğun içinde azı da vardır ilkesi gereğince) TMK'nın 4.maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece, davacının davasının kabulüne, Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/21 Esas, 2020/39 Karar ve 23/06/2020 tarihli kararıyla davalı T3 lehine hükmedilen aylık 600,00- TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece verilen kararda yoksulluk nafakasının kaldırılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ve kendisini geçim sıkıntısına ve yoksulluğa düşürdüğünü, bu nedenle yerel mahkeme kararının bozulmasını, kararının kaldırılarak, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Bozma ilamına uyan mahkemece; davacı/birleşen dosyanın davalısının iştirak nafakasının artırılmasına yönelik davasının reddine, davalı/birleşen dosyanın davacısının iştirak ve yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi isteminin kısmen kabulü ile 2.000,00 TL olarak ödenmekte olan yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL'ye; 2.500,00 TL olarak ödenmekte olan iştirak nafakasının aylık 1.200,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı (birleşen dosyanın davalısı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı (birleşen dosyanın davalısı) vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2018/835- 2019/111 E - K kararı ile davacı lehine daha önce hükmedilen aylık 500 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle aylık 650 TL'ye çıkarılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, her yıl yoksulluk nafakasının resmi ÜFE artış oranları ortalamasına göre resen arttırıma tabi tutulmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının az olması yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; yoksulluk nafakasının arttırılması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; "davanın kabulü ile Eskişehir 4....
Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönünden yapılan incelemede; TMK'nun 6. maddesinde de Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davacı her ne kadar sosyal ekonomik durumunun iyi olmadığını iddia etmiş ise de tarafların anlaşmalı olarak boşandığı, davacı tarafın ticaret ile uğraştığı, hakkında dava dilekçesinde dayandığı icra dosyalarının bir çoğunun taraflar anlaşmalı boşanırken de mevcut olduğu, davacının ekonomik durumunda yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesini gerektirir esaslı bir değişikliği olmadığından davacının ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, kaldırılması istenilen nafakanın miktarı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları birlikte nazara alınarak nafakanın indirilmesine de gerek görülmemiştir....