Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/546 Esas ve 2015/86 Karar sayılı ilamı ile hükmedilen aylık 150,00- TL. yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 350,00- TL. artırılarak aylık 500,00- TL. yoksulluk nafakasının davalı-karşı davacı T2 alınarak davacı-karşı davalı T1 verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karşı dava yönünden müşterek çocuk Seval Serçe'nin reşit olduğu 17/09/2021 tarihinde iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden iştirak nafakasının kaldırılması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı-karşı davalı T1 lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası artırım davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı,davalı ile 2008 yılında boşandıklarını,boşanma neticesinde lehine 150.TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,geliri bulunmadığını,zor durumda olduğunu ileri sürerek; aylık 150.TL’lik yoksulluk nafakasının 500.TL’ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2011/5 Esas sayılı dosyasıyla iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması talepli dava açıldığı, mahkemenin 02/03/2012 tarih 2012/201 Karar sayılı kararı ile kadın yararına bağlanan yoksulluk nafakasının 250,00TL'ye çıkarılmasına karar verildiği, daha sonra davacı kadın tarafından Tarsus 2....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücret karşılığı çalışmanın" yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olmadığı kabul edilmektedir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum somut olayda dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı; ancak ekonomik durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alınmalıdır. Açıklanan nedenle, yoksulluk nafakasında hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılması gerekirken davanın tamamen kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; artırımı talep edilen yoksulluk nafakasının 24/02/2020 tarihinde kesinleşen boşanma ilamı ile belirlendiği, eldeki artırım davasının ise 23/02/2022 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olduğu, davalının ise; emekli polis olduğu, adına kayıtlı tarla niteliğinde taşınmazlar ve bir adet otomobil olduğu, emekli maaşı aldığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince davacının yoksuluk nafakasının artırımına yönelik talebinin reddine karar verilerek hükmedilen yoksulluk nafakasının memur maaş artış oranında artırımına karar verilmesi uygun görülmemiştir....
Aile Mahkemesinin 2008/509 E. 2010/201 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma ilamı ile birlikte davacı için aylık 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini ancak ödenen yoksulluk nafakasının çok düşük kaldığını iddia ederek; yoksulluk nafakasının aylık 750,00 TL’ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı tarafa ödenen yoksulluk nafakasının aylık 250,00 TL artırılarak 500 TL'ye çıkartılması yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. TMK'nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması-artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Asıl davada; hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması, birleşen davada ödenen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talep ve dava edilmiştir. Mahkemece; asıl dava ve birleşen dava yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; müvekkili ile davalının boşandıklarını ve müşterek çocukları Pınar'ın velayetinin davacı anneye verildiğini, boşanma sırasında davalı kusurlu bulunduğundan davacıya, 20/03/2009 tarihinde 400,00 TL, küçük Pınar'a da 250,00 TL nafaka bağlandığını, o tarihten bu yana uzunca bir zaman geçtiğini, ekonomik şartların değiştiğini belirterek davacının nafakasının 700 TL'ye, müşterek çocuğun nafakasının ise 600 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; davaya cevap vermemiştir....
Ancak, davada; yoksulluk nafakasının artırılması talep edilmiştir. Mahkemece kurulan hükümde yardım nafakası olarak ifade edilmiş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci maddesindeki "aylık 100.000 TL yardım nafakasının" ifadesinin çıkartılarak yerine "aylık 100.00 TL yoksulluk nafakasının" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 23.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
nin velayetinin müvekkiline verildiğini, kararın kesinleşmesi ile müşterek çocuk için 125 TL iştirak nafakası, müvekkili için 150TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, nafaka miktarlarının aradan geçen süre içerisinde değişen mali ekonomik şartlar, paranın alım gücü, müşterek çocuğun ihtiyaç ve giderlerinin artması sonucu yetersiz kaldığını belirterek; yoksulluk ve iştirak nafakasının ayrı ayrı aylık 500'er TL'ye artırımına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkilinin ödeme gücü olmadığını, ekonomik durumunun kötü olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren davacı için hükmolunan aylık 150 TL yoksulluk nafakasının 300 TL'ye; müşterek çocuk S.. C.. için hükmolunan aylık 125 TL iştirak nafakasının 250 TL' ye artırılarak davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir....