kurtulması nedeniyle karşı davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 26.05.2011 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen süre ve ihtiyaçlarının artması nedeniyle nafakanın yetersiz hale geldiğini ileri sürerek; yoksulluk nafakasının aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davada, yoksulluk nafakasının aylık 400 TL olarak arttırılması istenilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile DİE’nin yayınladığı TEFE(ÜFE) artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar çok olup, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yer alan "100 TL artırılarak belirlenen 200 TL yoksulluk nafakasının" sözlerinin çıkartılarak, yerine “50 TL artırılarak belirlenen 150 TL yoksulluk nafakasının” sözlerinin yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 29.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" bu itibarla asgari ücret düzeyinde gelir sahibi olmanın yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Mahkemece, davalının babasından kalan maaşının ve taşınmazlarının bulunduğu, belirtilerek davacı tarafından davalıya ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş ancak davalıya miras kalan taşınmazların değeri tespit edilmemiştir....
DAVA TÜRÜ :İştirak Nafakasının Arttırılması ve Kişisel İlişkinin Kısıtlanması-Velayetin Değiştirilmesi ve Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen yetkisizliğe dair olan hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kesin yetkinin sözkonusu olmadığı hallerde, asıl davaya bakan mahkemenin, karşı davaya bakmaya da yetkili olup (6100 s.HMK.md.13), davalı tarfından açılan velayetin değiştirilmesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin karşı dava hakkında asıl davada yetkili olan mahkemece hüküm tesis edileceğinin tabi olmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı...
Sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma ilamı ile birlikte davacı için aylık 100 TL yoksulluk ve velayeti anneye verilen müşterek çocuk için aylık 50,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ancak ödenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının çok düşük kaldığını iddia ederek; yoksulluk nafakasının aylık 750,00 TL’ye, iştirak nafakasının aylık 500,00 TL’ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilerek, davacı tarafa ödenen yoksulluk nafakasının aylık 400 TL'ye, müşterek çocuk için ödenen iştirak nafakasının aylık 300 TL'ye çıkartılması yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....
T5 İSTİNAF KARAR TARİHİ:17/11/2020 İSTİNAF KARARININ YAZILDIĞI TARİHİ :17/11/2020 Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Ödemiş 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile ) Mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen davanın kararına karşı, davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesi gereğince; duruşma yapılmadan incelenmesine karar verilerek, HMK'nun 355. maddesi gereğince de; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak dosya incelendi, gereği düşünüldü; GEREKÇE : Dava yoksulluk nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde inderilmesi,karşı dava yoksulluk nafakasının arttırılması talebine ilişkindir. Davacı vekili 14.09.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle;tarafların Aliağa 1....
Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır.Onun içindir ki, bilimsel öğreti de; evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olduğu" belirtilmektedir. (Akıntürk Turgut: Aile Hukuku 2.Cilt- İstanbul 2002-s-294) (HGK 16.05.2007 2007/2-275-275) Somut olayda davalının emekli olduğu ve 700 TL emekli maaşı aldığı, 3.500- 4.000 TL civarında kira geliri olduğu, tarafların 2006 yılında boşandıkları ve boşanmada kusurun davalıda olduğu anlaşılmaktadır.Nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumuna, nafakanın takdir edildiği 2006 yılında bu davanın açıldığı tarihe kadar, olağanüstü bir değişiklik olamadığı anlaşılmasına göre; yoksulluk nafakasının TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında arttırılması ve böylece tarafların arasındaki önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Yapılan soruşturmaya, toplanan delillere göre; davalının, boşanma davası ile davacı kadına aylık 350,00 TL yoksulluk nafakası ödemesine karar verildiği, boşanma hükmünün 30/09/2019 tarihinde kesinleştiği, yoksulluk nafakasının bağlandığı tarihten itibaren dava tarihine kadar nafakanın artırılmadığı, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, daha önceki nafaka tespit tarihinden bu yana geçen zaman ve davalının boşanma tarihinden sonra ekonomik gelirinde olağan dışı düşüş bulunmadığı görülmekle, mahkemece yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmediğinden, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile TÜİK tarafından açıklanan yıllık ÜFE oranı dikkate alınarak, davacının istinaf talebinin kabulü ile, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 385,00 TL'ye artırılmasına, bu şekilde hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm...
O halde mahkemece yapılacak iş; davacı lehine iş bu davanın açıldığı tarihten davacının evlendiği 27.01.2011 tarihine kadar olan dönemi kapsayacak şekilde yoksulluk nafakasının arttırılması cihetine gidilmeli; hükmü ise iştirak nafakası ile yoksulluk nafakasının arttırılması şeklinde kurmak olmalıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....