ödenmesini ve nafakanın boşanma halinde yoksulluk nafakası olarak devamını talep ettiklerini, ayrıca müvekkili lehine 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat talep etiklerini beyan etmiştir....
Bu durumda davalı yararına, davacının mali gücü oranında yoksulluk nafakası takdiri gerekirken "davalının daha fazla kusurlu" olduğunun kabulü ile yoksulluk nafakası isteğinin reddi doğru bulunmamıştır,..." gerekçesiyle karar bozulmuştur. Direnme Kararı: 8. İzmir 12. Aile Mahkemesinin 21.10.2011 tarihli ve 2011/914 E., 2011/943 K. sayılı kararı ile; bozma öncesi kararda, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin bulunmaması nedeniyle bu kapsamda yasal unsurların oluşmadığı belirtilerek yoksulluk nafakasına hükmedilemediği, talep olmadan yoksulluk nafakasına karar verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme Kararının Temyizi: 9. Direnme kararı yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. II. UYUŞMAZLIK 10....
Bozma ilamına uyan mahkemece taşınmazların kira gelirinin tespit edilemediği ancak değerli oldukları gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı kadının çalışmadığı, düzenli bir gelirinin bulunmadığı, pay sahibi olduğu taşınmazlardan ise kira gelirinin varlığının ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Taraflar iddiasını ispatlamakla yükümlüdür (TMK m.6). Davalı-karşı davacı erkek kadının pay sahibi olduğu taşınmazlardan kira geliri olduğu iddiasını ispat edememiştir. Bu sebeple kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları gerçekleşmiş olup, erkeğin sosyal ve ekonomik durumu da göz önüne alınarak kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı gerekçe ile bu talebin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesi Başkanlığının 09/05/2022 tarih, 2022/2168- 4164 Esas-Karar sayılı ilamı ile; "kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası dışında verilen kararın onanmasına, yoksulluk nafakası talebinin kabul edilebilmesi için nafaka alacaklısının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünün belirlenmesi gerekir. Davacı kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında davacı kadının ev hanımı olduğu ve gelirinin olmadığı bildirilmiştir....
maddesi koşullarının davalı-karşı davacı kadın eşin yararına gerçekleşmediği gözetilerek yoksulluk nafakası isteminin reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu husus ilk temyiz incelemesi sırasında sehven gözden kaçırıldığından hüküm yoksulluk nafakası yönünden onanmıştır. Davacı-karşı davalı erkek eşin, yoksulluk nafakasına yönelik karar düzeltme isteğinin kabulü ile; Dairemizin 23.10.2014 gün ve 2014/9457-20642 sayılı kısmen onama ve kısmen bozmaya ilişkin ilamının yoksulluk nafakası yönünden hükmün onanmasına ilişkin 2-a bendinin ortadan kaldırılmasına, hükmün davalı-karşı davacı kadın eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi yönünden de bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Ancak, boşanmadan sonra talep edilemeyeceğine ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175.maddesi ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir. Başka bir deyişle, boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) aynı yasa 178.maddesi hükmü gereğince bir yıl içerisinde boşanmadan ayrı olarak açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Mahkemece kurulan ilk hüküm iki tarafın temyizi üzerine tedbir nafakası yönünden bozulmuş, diğer yönlerden onanmıştır. Mahkemece bozmaya uyulduğundan yoksulluk nafakası yönünden usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bozmadan sonra yargılama tedbir nafakası yönünden devam etmektedir. Mahkemece bu yön gözetilmeden kesinleşen yoksulluk nafakası hakkında yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak açıklanan hususlar yeniden yargılama gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasında davacı karşı davalı lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakası taktir edilmiş, yine gerekçeli kararın hüküm fıkrasında kararın kesinleşmesine müteakip davacı-karşı davalı ve ortak çocuk ....için ayrı ayrı 200’er TL davacı-karşı davalı için yoksulluk nafakası, ortak çocuk için ise iştirak nafakası taktir edildiği belirtilerek gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında yoksulluk nafakası yönünden çelişki yaratıldığı gibi tefhim edilen kısa kararda da iştirak nafakası ile ilgili bir hüküm kurulmayarak gerekçeli kararın hüküm fıkrası ile kısa karar arasında da çelişki yaratılmıştır....
Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için kararın, eklentiler yönünden de kesinleşmesi gerekmez. Ankara 6. Aile Hukuk Mahkemesi'ne yazı yazılarak 2008/465 E. 2008/486 K. sayılı ilamın kesinleşip kesinleşmediği sorulmuş, 06/10/2022 tarihli cevabi yazı ile kesinleşmediği bildirilmiştir. İcra takibi ile yoksulluk nafakası ve işlemiş faizlerinin tahsili istenilmiş olup, tahsili istenen alacaklar için ilamın kesinleşmesi zorunludur. Yoksulluk nafakası boşanma ilamının kesinleşmesi ile muaccel hale gelir. Bu nedenle, boşanma ilamı kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyeceğinden borçlu aleyhine icra takibi yapılması mümkün olmadığından takibin iptaline karar verilmesi gerekmekte olup mahkemece de bu şekilde karar verildiğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası talebinin reddi, iştirak nafakası ve tazminatların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğundan bahisle boşanma davasının reddine, davalı-karşı davacı kadının ise boşanma davasının kabulüne karar verilmiş, kadın yararına 8.000,00 TL maddi, 8.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi ile velayeti anneye verilen müşterek çocuk yararına 350,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir....