Taraflar arasındaki karşılıklı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, müşterek çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, davacı-davalı kadın yararına tedbir nafakası takdirine, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, erkeğin tazminat talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-davalı taraf; davalı-davacı erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, tazminat talepleri ile kendisi için istediği tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, müşterek çocuk için hükmedilen nafakaların miktarları ve de kişisel ilişkinin süresine yönelik süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Kaldırılması-Yoksulluk ve İştirak Nafakasının Arttırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Temyize konu kararda hükmedilen nafakaların miktarı karar tarihindeki kesinlik sınırını aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362\l-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....
Sonuç olarak; Duruşma sürecini yansıtan tutanak ve belgelere göre, davanın esasıyla ilgili ve tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı anlaşılmakla; Davalı erkeğin yoksulluk nafakasının başlangıcı, manevi tazminatın miktarı ve kişisel ilişki süresi dışındaki sair tüm istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
-Davalı karşı davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğuna ilişkin istinaf talebinde bulunmuş ise de; davalı karşı davacı asil tarafından verilen ve kimlik tespitlemesi yapılan 22/03/2021 tarihli dilekçe, istinaf talebinden feragat niteliği taşıdığından davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 349/2.maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir. -Davacı karşı davalı erkeğin reddedilen davası ile davalı karşı davacı kadının kabul edilen boşanma hükmü, velayet kişisel ilişki, yargılama gideri vekalet ücreti, davalı karşı davacı kadın lehine ilk derece mahkemesince hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir yoksulluk nafakası davacı karşı davalı erkek istinaf talebinden feragat ettiğinden bu hükümler feragat tarihi itibari ile kesinleştiğinden, ilk derece mahkemesi kararının HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince gerekçe ve hükmünün düzeltilmesine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, bu nedenle kadın lehine aylık 700 TL yoksulluk nafakası verilmesine karar verilmiş olup, davalı-davacı kadın vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile davacı-davalı erkek vekilinini istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, bu nedenle kadın lehine aylık 700 TL yoksulluk nafakası verilmesine karar verilmiş olup, davalı-davacı kadın vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile davacı-davalı erkek vekilinini istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2014 NUMARASI : 2013/1442-2014/1028 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası kaldırılması, iştirak nafakasının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dilekçesinde; davalı ile Ankara 3. Aile Mahkemesi'nin 16.05.2013 tarih ve 2013/628-566 E.K. sayılı kararı ile boşandıklarını ve boşanma kararı gereği 300 TL yoksulluk 500 TL iştirak nafakası ödediğini, boşanma sonrasında davalının çalışmaya başladığını ileri sürerek yoksulluk nafakasın kaldırılmasını, iştirak nafakasının ise uygun görülecek oranda indirilmesini talep ve dava etmiştir....
450,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 600,00 TL'ye çıkarılmasına ve hükmün kesinleşmesinden sonra aynı miktar nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, 17.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir....
O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-karşı davacı erkeğin birleşen boşanma davasında davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 4-Davacı-davalı kadının, davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davasında yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde “yoksulluk nafakası talebinin reddine” karar verilmesi doğru olmamıştır. 5-Tarafların boşanmaları ile ortak çocukları ...'ün velayeti anneye, ...’ın velayeti ise babaya bırakılmıştır. Mahkemece kardeşlerin birbirlerini göremeyecekleri şekilde kişisel ilişki düzenlenmiştir....