Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre çocukların ihtiyaçları da dikkate alındığında çocuklar ve davacı lehine takdir edilen nafaka miktarları azdır.Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle davacının yoksulluk-iştirak nafakasına ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile infazda karışıklığa sebebiyet vermemek amacıyla yoksulluk-iştirak nafakasına ilişkin kararın kaldırılmasına, yeniden verilen karar uyarınca davacı lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar lehine aylık 400,00'er TL iştirak nafakası ödenmesine, davacının diğer istinaf istemleri ile davalının nafakalara yönelik istinaf istemlerinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, müşterek çocuklar yönünden hükmedilen iştirak nafakalarının miktarının az olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin 3 yıldan beri işsiz olduğunu, ekonomik durumunun kötü olduğunu, bu nedenle çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakalarının kaldırılmasını, reddedilen yoksulluk nafakası yönünden lehine vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir....

Yukarıda belirtilen sebeplerle davalının, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ile maddi tazminatlara yönelik istinaf başvurusu dışında kalan kısımlara yönelik istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine yoksulluk nafakası,iştirak nafakası ile maddi tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-2 bendi uyarınca kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. 4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 5-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

    Herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmadığı anlaşılan davacı karşı davalı kadın yararına TMK.nun 175. maddesi uyarınca yoksulluk nafakasına hükmedilmesi yerinde ise de miktarı azdır.Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların nitelikleri, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası hükmedilmiştir. Velayeti anneye verilen müşterek çocuk yararına TMK 182. Maddesi uyarınca iştirak nafakasına hükmedilmesi yerinde ise de miktarı azdır.Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların nitelikleri, günün ekonomik koşulları, çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, aylık 400,00 TL iştirak nafakası hükmedilmiştir....

    Tarafların kusur durumu, boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki yoksulluk ve iştirak nafakaları ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen veya tamamen kabul ya da reddi halinde; bunlar için ayrıca vekâlet ücretine hükmedilemez. Açıklanan nedenlerle davalı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği gerekçesiyle Davacı erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzelterek onanması gerekmiştir. (HMUK m. 438/7) SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple, mahkeme kararının hüküm fıkrasının 3. bendinin hükümden tamamen çıkarılmasına ve hükmün bu suretle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22.09.2022 (Prş.)...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; yoksulluk nafakasının kabulü ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

          Bu iştirak nafakasının hükmedilmesi sırasında davalı kadın çalışmadığı için, müşterek çocuklar adına 250şer tl hükmedilmiştir. Mahkemenizce tarafların müşterek çocukları için hükmedilen iştirak nafakası olan 250'şer TL, davalı kadının işe girmesi ve davalı kadının çocuklarının ihtiyaçlarına iştirak etmesi açısından, ilk olarak; davacı müvekkil aleyhine verilen iştirak nafakalarının kaldırılmasına, Mahkemeniz aksi kanaatte ise müşterek çocuklar için 250'şer tl olan nafakanın daha düşük olarak belirlenmesi gerekmektedir. Davalı kadın lehine hükmedilen 450.-TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, Müşterek çocuklar Ebru AKGÖZ ile Melise AKGÖZ lehine hükmedilen 250'şer TL iştirak nafakasının kaldırılmasına, Mahkemeniz aksi kanaatte ise, daha düşük bir iştirak nafakası belirlenmesine, Yargılama giderleri ve Avukatlık vekalet ücretinin davalı aleyhine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Kararın, davalı-davacı kadın vekili tarafından maddî ve manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tedbir ve iştirak nafakası miktarları yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı-davacı kadın vekili tarafından maddî ve manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tedbir ve iştirak nafakası miktarları yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

            UYAP Entegrasyonu