Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2009/449 Esas ve 2009/833 Karar sayılı boşanma dosyası ile hükmedilen 300,00 TL yoksulluk nafakasının artırılmasına karar verilmiş ise de, taraflar arasında Batman 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nde görülen nafaka artırım davası ile yoksulluk nafakasının 300,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, iş bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2010/3451 Esas ve 2010/3772 Karar sayılı düzelterek onama kararı ile 250,00 TL'ye çıkarılmıştır. Mahkemece yoksulluk nafakasının 250,00 TL üzerinden artırılması gerekirken 300,00 TL üzerinden artırılması doğru görülmemiş ancak bu husus sonuca etkili olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 06/04/2015 NUMARASI : 2015/107-2015/252 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, yoksulluk nafakasının toptan ödenmesi ve miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Yoksulluk nafakası miktarına yönelik Dairemizin 15.12.2014 tarihli bozma ilamına uyulmuş ise de; davacı-karşı davalı kadın lehine hükmolunan toptan yoksulluk nafakası miktarı yine az olduğu gibi, verilen bu karar Yargıtay bozma ilamı ile ulaşılmak istenen amacı da karşılamamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, aylık 1.500 TL yoksulluk nafakası talep edilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile aylık 1.000 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmektedir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle bozmaya uyularak hüküm verilmiş olmasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, yoksulluk nafakası takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmelidir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından maddi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı ... 26.09.2018 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinden feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün maddi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden bozulması gerekmiştir....
Ayrıca madde metninden de anlaşılacağı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki maddede açıkça belirtildiği gibi kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T./Ateş D: Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, İkinci Cilt, Ocak 2019, s. 302). 15. Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....
Ayrıca madde metninden de anlaşıldığı üzere, yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T.: Aile Hukuku, C. 2, 15. Bası, İstanbul 2013, s. 302). Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....
GEREKÇE: Dava, boşanma kararı ile hükmedilen tedbir nafakasının arttırılması ve yoksulluk nafakası istemine ilişkindir....
düzeyde olmadığı, yine davacının davalıya yoksulluk nafakası ödemesinin dayanağının mahkeme kararı olduğu, dolayısıyla davacının maddi hukuk bakımından borçlu olduğu parayı ödediği, kaldı ki yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik talebin de reddine karar verildiği, bu haliyle talebe konu yoksulluk nafakalarının iadesinin talep edilemeyeceği anlaşılmakla davacının davasının reddine," karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 07.02.2008 gün, 2008/79 Esas; 2008/43 karar sayılı ilamı ile davacı lehine, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren ödenmesine karar verilen aylık 100 TL yoksulluk nafakasının, aylık 750 TL’ye yükseltilmesinin talep edildiği anlaşılmakta olup, davacının, aylık 100 TL yoksulluk nafakası ile geçinmesinin günümüz ekonomik koşullarında mümkün olmadığı ve 100 TL nafaka ile geçinmesi mümkün olmayan davacının, çalışma olgusunun da süreklilik arzetmediği, dolayısıyla, yoksulluk halinin devam ettiği ortadadır. Mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; yoksulluk nafakasına hükmedilen tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre dikkate alınarak, bu süreçte paranın satın alma gücü de değerlendirilmek koşuluyla, hakkaniyete uygun, en azından enflasyon oranında artırım yapılması gerektiği kuşkusuzdur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi (aile mahkemesi sıfatı ile)'nin 2009/239 esas, 2012/81 karar sayılı ve 12/04/2012 tarihli kararı ile davacı kadın için aylık 200 TL olarak hükmedilen yoksulluk nafakasının (tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile) dava tarihinden itibaren aylık 300 TL arttırılmasına, toplamda davacı kadın için aylık 500 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilen yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; lehine hükmedilen nafaka miktarının az olduğunu belirterek yerel mahkeme kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; davacı adına hükmedilen yoksulluk nafakasının artırılması istemiyle açılmıştır....