Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tarafların boşanmaları sırasında davalı kadın lehine 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, Bakırköy 11. Aile Mahkemesinin 2018/25 esas 2018/669 karar sayılı 13.09.2018 tarihli kararı ile nafakanın aylık 250,00 TL ye yükseltildiği, bu kararın da 25.10.2018 tarihinde kesinleştiği görülmüş olmakla, kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakası miktarı 250,00 TL olup yıllık miktarı 3.000,00 TL'dir. HMK'nın 341/2 " Miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (Ek cümle: 24/11/2016- 6763/41 md.) " uyarınca hüküm, yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin nitelikte olduğundan davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünden istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Boşanma tarihinden beri ödenen yoksulluk nafakasının iadesi talebi yönünden ilk derece mahkemesince olumlu olumsuz karar verilmemiştir....

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, boşanma ilamıyla müşterek çocuk için hükmolunan aylık 75 TL iştirak nafakasının 150 TL'ye; 150 TL yoksulluk nafakasının aylık 250 TL'ye çıkarılması talep ve dava edilmiştir.Davalı vekili cevabında; boşanma ilamıyla davacı lehine yoksulluk nafakası hükmolunmadığını ancak müvekkilinin kendisini borçlu zannederek yoksulluk nafakası ödediğini, müvekkilinin maddi durumunun kötü olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, müşterek çocuk için hükmolunan 75 TL iştirak nafakasının 150 TL'ye artırılmasına karar verilmiş; davacıya kesinleşen boşanma ilamında yoksulluk nafakası hükmedilmediği gerekçesiyle davacının yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin davasının reddi yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar ......

    edildiği, davalı erkeğin ise bu taleple ilgili açık bir muvafakat beyanında bulunmadığı, davacı tarafından bu konuda bir ıslah da yapılmadığı, durum böyleyken davacının talep ettiği yoksulluk nafakası isteği ile ilgili olarak "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekirken, davacının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmek suretiyle hükmün yoksulluk nafakasına ilişkin kısmının bozulmasına, temyize konu diğer yönlerin ise onanmasına karar verilmiştir....

      Yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olan yoksulluk nafakasının özünde, sosyal ve ahlaki düşünceler yer almaktadır. Nafaka talep edilen eşin kusursuz da olsa nafaka ödemekle yükümlü kılınması, yoksulluk nafakasının tazminat ya da cezadan farklı bir nitelik taşıdığını göstermektedir. Yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmek değildir. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünülmüştür....

        ın talep ettiği tedbir ve yoksulluk nafakalarının kısmen kabulü ile, dava tarihinden 23/10/2019 tarihine kadar takdiren aylık 500 TL tedbir nafakasının devamına, 23/10/2019 tarihinden itibaren aylık 200 TL artırılarak, aylık 700 TL'ye çıkarılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 700 TL yoksulluk nafakası olarak devamına,” şeklinde hüküm kurulmuştur. Karar davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. 1-02.07.2019 tarihli bozma ilamımızda ayrıntılı ve açıkça belirtildiği üzere, 26.10.2017 tarihli bozma ilamıyla hüküm münhasıran davacı-karşı davalı erkek lehine yoksulluk nafakasının miktarı yönünden bozulmuş, diğer yönler onanmıştır. Öyleyse mahkemece yapılacak iş, uyulan bozma ilamı doğrultusunda Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına (T.M.K 175) hükmetmekten ibarettir....

          kesinleşmiş, bölge adliye mahkemesince davalı erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf talebinin kabul edildiği belirtilerek Türk Medeni Kanunu’nun 176/1. maddesi uyarınca 12.600 Türk lirası toplu yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir....

            Mahkemece davalı- davacı kadın yararına toptan ödeme şeklinde 25.200-TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 176. maddesinin birinci fıkrasında, yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Yasal olarak yoksulluk nafakasının, toptan veya durumun gereklerine göre aylık irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir (TMK. m. 176/1) ise de; somut olayda nafaka yükümlüsünün, çalışması karşılığı kazancını "aylık" olarak elde ettiği, başkaca mal varlığı ve servetinin bulunmadığı görülmektedir. Toptan ödeme, ödenecek miktar dikkate alındığında, davacının ekonomik durumuna uygun değildir....

              Somut olayda yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, nafakanın kaldırıldığı tarihin açıkca yazılmaması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün B bölümünün 1 fıkrasının 2. bendinde yer alan "aylık 100 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına" cümlesinin "aylık 100 TL yoksulluk nafakasının karşı dava tarihinden itibaren kaldırılmasına" sözleri yazılmak sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 2.75'er TL bakiye temyiz harcının temyiz taraflara yükletilmesine, 29.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Anılan bu karar ile boşanma kararı ile birlikte 1.000 TL olarak belirlenen iştirak nafakalarının 750'şer TL'ye, boşanma kararı ile birlikte 1.000 TL olarak belirlenen yoksulluk nafakasının 1.000 TL'ye indirildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece yoksulluk nafakasının indirilmesi talebi kısmen kabul edildiğinden; yoksulluk nafakasının 1.000 TL'den 1.000 TL'ye indirilmesine karar verilmesinin maddi hata içerip içermediği anlaşılamamış; bu talep kabul edildiğinden yeni yoksulluk nafakasının 1.000 TL'den az takdir edilmesi gerektiği, aksi takdirde bu talep reddedilecek ise mahkeme kararındaki gerekçe ile hüküm fıkrasının çelişeceği, bu karışıklığın çözülmesi gerektiği anlaşılmıştır. İlk takdir edilen yoksulluk nafakası miktarı ile bu dava ile indirilen yoksulluk nafakası miktarı aynı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.Mahkemece; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....

                  Somut uyuşmazlıkta; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiş olup, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, yoksulluk nafakasının niteliği, ekonomik göstergelerdeki olumsuz değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının fazla olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, iki dava tarihi arasındaki endeks artış oranları ve TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesi de dikkate alınarak; yoksulluk nafakasının ÜFE artış oranında artırılmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yoksulluk nafakasının fazladan artışına karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu