Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı taraf indirilen yoksulluk nafakasına, davalı taraf, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddini ve indirilen yoksulluk nafakası miktarını istinaf etmiştir. Davalının istinaf başvurusu yönünden; Dosya kapsamından, kabul edilen yoksulluk nafakası miktarının, bir yıllık toplam tutarının 400x12= 4.800 TL, olduğu, Davacının istinaf başvurusu yönünden; Dosya kapsamından, davacının kaldırılmasını talep ettiği yoksulluk nafakasının bir yıllık toplam 750x12=9.000 TL olduğu, davacının indirilmesine karar verilen yoksulluk nafakası miktarının bir yıllık toplam tutarının 350x12= 4.200 TL olduğu anlaşılmıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE )MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün,süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine;temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra,dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile 2011 yılında boşandıklarını, boşanma neticesinde davalı için aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,ancak davalının SGK'dan emekli olduğunu ve halihazırda kendisinden fazla geliri bulunduğunu, yine bu gelirinin de düzenli bir gelir olduğunu ileri sürerek; davalının emekli olma tarihinden itibaren lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır....

    Bölge adliye mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin sadece "Kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve kendisinin reddedilen tazminat taleplerine" yönelik katılma yoluyla istinaf talebi esastan incelenmiş, yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf talebinin ise katılma yoluyla istinaf talebinin asıl istinaf talebine sıkı sıkıya bağlı olduğu, davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası yönünden istinaf talebinde bulunmadığı, erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik olarak katılma yoluyla istinaf hakkının bulunmadığı gerekçesiyle erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin usulden reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Maddî olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (HMK m.33)....

      Bozmadan önce verilen hüküm yalnızca davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmiş olduğundan, hüküm altına alman yoksulluk nafakası miktarı yönünden davalı-karşı davacı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Mahkemece, davalı-karşı davacı erkek yararına oluşmuş bulunan usuli kazanılmış hak gözetilmeksizin bozmadan önce hüküm altına alınan yoksulluk nafakası miktarı aşılmak suretiyle davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 350 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davalı-karşı davacı erkeğin karar düzeltme isteğinin kısmen kabulüne, Dairemizin yoksulluk nafakasına yönelik onama kararının kaldırılmasına, hükmün açıklanan sebeple yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

        HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları). Somut olayda; taraflar ... Aile Mahkemesinin 2006/702 Esas ve 2007/282 Karar sayılı ilamı ile boşanmışlar ve davalı lehine 250 TL yoksulluk nafakası hükmedilmiştir. Davalı kadın boşanma davası sırasında bir işte çalışmamaktadır. Kendisine aylık 250 TL yoksulluk nafakası bağlanmış, boşanmadan sonra bakıcı olarak çalışmaya başlamış, asgari ücret seviyesinde bir gelire kavuşmuştur. Aldığı nafaka ile elde ettiği gelir toplamı, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....

          Eş söyleyişle; yoksulluk nafakası alacaklısının paranın alım gücü karşısında ihtiyaçlarının artması, hastalık vb. gibi nedenlerle nafakasının giderlerini karşılayamaması, buna karşın nafaka borçlusunun gelirinde ödeme gücünde artış olmuş ise nafakanın artırılmasını isteyebilir. Öte yandan, yoksulluk nafakasının artırılması için herşeyden önce davacının bu nafakaya hak kazandığının belirlenmesi gerekir. Somut olayda; ... 4. Aile Mahkemesi'nin 09.10.2012 tarih ve 2011/380 E.- 2012/799 K. sayılı kararı ile, tarafların boşanmalarına, dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı için aylık 100,00 TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, hükmün kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiş, hüküm 10.09.2013 tarihinde kesinleşmiş olmakla davacı yoksulluk nafakasına bu tarihten itibaren hak kazanmıştır....

            Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2008/2011 Esas sayılı ve 22.05.2008 tarihli kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına karar verildiğini, müşterek iki çocuğun velayetlerinin ise davalıya bırakıldığını; Tekirdağ Aile Mahkemesinin 2014/621 Esas sayılı ve 22.01.2015 tarihli kararı ile müşterek iki çocuğun velayetinin davacı anneye verildiğini, iştirak nafakasına hükmedilmediğini; davalının çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, yoksulluk nafakasının da yetersiz kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına, müşterek iki çocuk için aylık 500,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine ve her yıl TEFE oranında artırılmasına veya yoksulluk nafakasının kesilip müşterek çocuklara aylık 750,00'şer TL iştirak nafakası bağlanmasına ve her yıl TEFE oranında artırımına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, dava dilekçesinde; 2012 yılında davalı lehine 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının sigortalı olarak çalıştığını, gelir elde ettiğini, kendisinin ise malülen emekli olduğunu gelirinin düştüğünü belirterek; yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacı kadının kayıtsız şartsız olarak boşanma davası sırasında yoksulluk nafakası talebi olmadığını bildirmiştir. Bu beyan, yoksulluk nafakasından feragat niteliğinde olup, davacı artık bir daha yoksulluk nafakası talebinde bulunamaz. Öyle ise mahkemece bu ilkeler ışığında, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise tazminatların miktarı ve yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Yoksulluk nafakasının, toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir(TMK m.176/1)....

                    UYAP Entegrasyonu