Davalı-karşı davacı vekili dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini bildirerek davanın reddi ile karşı davasında;...Aile Mahkemesinin 2008/39 Esas, 2009/88 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 250 TL yoksulluk nafakasının, 100 TL artırılarak 350 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı (k.davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava, yoksulluk nafakasının artırılması; karşı dava ise yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. HMK 297/2 maddesi uyarınca; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmü kanunda yer almaktadır....
Mahkemece, yoksulluk nafakasına karar verilen 30.03.2009 tarihinden arttırım davasının açıldığı 30.01.2015 tarihine kadar geçen süre ve yoksulluk nafakasının niteliği gözetilerek, nafakanın TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında arttırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek oranda nafaka artışına karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerekmiştir. Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş;yoksulluk nafakasına karar verilen tarih ile bu dava tarihi arasında geçen süre ve yoksulluk nafakasının niteliği de gözetilmek suretiyle,boşanma neticesinde hüküm altına alınan yoksulluk nafakasında TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artışa hükmetmek olmalıdır....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların Kırşehir Aile Mahkemesi'nin 2009/555 E 2010/779 K sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma ilamı ile aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, Kırşehir Aile Mahkemesi'nin 2017/295 E 2018/314 K sayılı kararı ile yoksulluk nafakasının aylık 300,00 TL'ye yükseltildiğini, nafakanın alım gücünü kaybettiğini beyanla, davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının aylık 1.800,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, "......
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacı kadın için 400,00 TL olan yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye çıkartılmasına, müşterek çocuk için 250,00 TL olarak takdir edilen nafakanın 350,00 TL olarak artırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılmasına ilişkindir. 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, nafakanın artırılması, kaldırılması veya nafakaya hükmedilmesine dair istemlerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir. Buna göre, mahkemece dava konusu talebin kısmen kabulüne karar verilirken, nafakanın artırılmasına dava tarihten itibaren hükmetmek gerekirken; nafakanın hangi tarihten itibaren artırıldığının hükümde gösterilmemiş olması doğru görülmemiştir....
Davalı cevabında; nafakanın yetersiz kaldığını, asgari ücretle çalışmaya başladığını, yoksulluğunun ortadan kalkmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalı lehine belirlenen aylık 350 TL yoksulluk nafakasının 250 TL indirilerek dava tarihinden itibaren 100 TL yoksulluk nafakasının her ay ...'den alınıp, ...'e verilmesine karar verilmiş, kararı davalı tarafından temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "salt asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, tarafların gelirinin eşitlenmesi ve davalının işinin sürekli olması yoksulluk nafakasının hakkaniyet gereği kaldırılmasını gerektirdiği gibi, nafakanın kaldırılması talebi, azaltma talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda, boşanma davası sırasında sürekli ve düzenli geliri tespit edilemediğinden yoksulluk nafakasına hükmedildiği bu dava sırasında tarafların sosyo-ekonomik durumlarının zabıtaca araştırılmadığı anlaşılmıştır. Davalının sigortalı çalıştığına dair kayıtlar getirtilmiştir....
CEVAP VE KARŞI DAVA: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yeniden evlendiğini, yeni evliliğinden 2 çocuğunun olduğunu, müvekkilinin gelir durumunun kötü olduğunu, boşanma davasından önce müvekkilinin durumunun iyi olduğunu, ülkede gelişen olumsuz ekonomik gelişmeler karşısında giderek kötüleştiğini, iflas ettiğini ve iş yerini kapattığını, bütün dekontlardan anlaşılacağı üzere mevcut nafakayı bile müvekkilinin değil kardeşi Sadık Memiş'in ödediğini, esas davanın reddedilmesini, karşı davasının kabulüne karar verilmesini, karşı davalıya ödemekte olan 500 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, aksi takdir durumunda terditli talep olarak TMK. M.176/4 gereği karşı davalıya ödenen 500 TL yoksulluk nafakasının 250 TL'ye indirilmesini, nafakanın neticede 250 TL olarak belirlenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir....
çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini beyan ederek hükmedilen 300 TL yoksulluk nafakasının 1.000 TL'ye, 600 TL iştirak nafakasının 2.000 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ederek dava açmıştır....
Mahkemece 1-Yoksulluk nafakası arttırılması yönünden açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile daha önce hükmedilen 250 TL yoksuluk nafakasına ilaveten dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 100 TL yoksulluk nafakasının arttırılmasına, 2- İştirak nafakası yönünden açılan davanın kabulü ile dava önce hükmedilen 150 TL iştirak nafakasına ilaveten dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 200 TL iştirak nafakasının arttırılmasına karar verilmiş , hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 350 TL ye yükseltildiğinin ve iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 350 TL'ye yükseltildiğinin hükme eklenmesinin yerel mahkemece düzeltilecek bir eksiklik olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 23.09.2013 günü oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası artırım davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı dilekçesinde; boşanma davasında hüküm altına alınmış olan yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığını ileri sürerek; yoksulluk nafakasının 175,00 TL den 800,00 TL ye, çıkarılmasını talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüyle aylık 450,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....