WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu haliyle kadının iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile, hakkaniyet de gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının 3.bendinin iştirak nafakasına ilişkin kısmının kaldırılmasına, kadının iştirak nafakası talebinin kabulü ile boşanma kararının kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınmasına karar verilmiştir. Kadının, yoksulluk nafakasının toptan verilmesi ve miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 5.bendinin kaldırılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren davacı kadın için aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının azaltılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; müvekkili olan davacının müşterek çocuklar için aylık 500'er TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL iştirak nafakası, davalı için ise aylık 500 TL yoksulluk nafakası ödediğini, yoksulluk nafakasına hükmolunduğu tarihte herhangi bir işte çalışmayan davalının dava sonrasında sigortalı olarak diyaliz merkezinde çalışmaya başladığını, kendisinin ise ekonomik durumunun bozulduğunu ileri sürerek nafakaların azaltılmasına ve olmadığı takdirde kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    İştirak nafakası (TMK 182/2.maddesi) miktarının belirlenmesinde ana babanın özelliklerine ilişkin ilkelerden bir diğeri sonuncusu ana babadan geliri olmayan iştirak nafakası vermemelidir ilkesidir. Ekonomik sosyal durumu yetersiz ise katılmak zorunda da değillerdir. Örneğin velayet kendisinde bulunmayan taraf yoksulluk nafakası alıyorsa iştirak nafakası vermek başka bir anlatımla çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmak zorunda değildir. Kendi geçimini sağlamaktan yoksun olanın katkısının beklenemeyeceği doğaldır. Velayet hakkına sahip olmayan eşin çalışamayacak durumda olduğu sağlık kurulu raporu ile ve gelirinin bulunmadığı soruşturma yazılarıyla anlaşılmış ise ödeme gücü bulunmayan ana ya da babanın iştirak nafakası ile yükümlü tutulması elbette olanaklı değildir. (Ö. U. G, Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, Ankara 2008, sayfa 1323-1324) Yargıtayın yerleşik görüşüne göre de, yoksulluk nafakası alan eşten iştirak nafakası talep edilemez....

      Bu iştirak nafakasının hükmedilmesi sırasında davalı kadın çalışmadığı için, müşterek çocuklar adına 250şer tl hükmedilmiştir. Mahkemenizce tarafların müşterek çocukları için hükmedilen iştirak nafakası olan 250'şer TL, davalı kadının işe girmesi ve davalı kadının çocuklarının ihtiyaçlarına iştirak etmesi açısından, ilk olarak; davacı müvekkil aleyhine verilen iştirak nafakalarının kaldırılmasına, Mahkemeniz aksi kanaatte ise müşterek çocuklar için 250'şer tl olan nafakanın daha düşük olarak belirlenmesi gerekmektedir. Davalı kadın lehine hükmedilen 450.-TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, Müşterek çocuklar Ebru AKGÖZ ile Melise AKGÖZ lehine hükmedilen 250'şer TL iştirak nafakasının kaldırılmasına, Mahkemeniz aksi kanaatte ise, daha düşük bir iştirak nafakası belirlenmesine, Yargılama giderleri ve Avukatlık vekalet ücretinin davalı aleyhine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Aile Mahkemesinin 2007/421 E ve 07/05/2009 tarihli kararında müşterek çocuklar Mustafa ve Gülşen için ve davacı için dava tarihinden itibaren karar kesinleşinceye kadar uygun birer tedbir nafakasına hükmedilmiş, karar kesinleştikten sonra davacı için takdir edilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına, çocuklar için takdir edilen tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına ,, denildiği anlaşılmakla, mahkeme ilamında kararın kesinleşmesinden sonra davacı için takdir edilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına şeklinde açıkça karar verildiğinden talebin İİK nun 16. maddesindeki şikayet hakkı olmak üzere reddine ... " karar verilmiştir....

      e ödenmekte olan yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinin reddi ile davalı T.. B..'a ödenmesine karar verilen aylık 300 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 100TL'e indirilmesine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının indirilmesi istemine ilişkindir. TMK. 327/1.maddesinde; “çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır”, 328/1.maddesinde; “ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder” düzenlemeleri yeralmaktadır. TMK’nun 328.maddesinde: “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....

        Bu kapsamda davacının talebi, davalı B.B.için hükmedilen "iştirak" nafakasının kaldırılması veya azaltılması, davalı Rabia için ise hükmedilen "yardım" nafakasının kaldırılması istemine ilişkin olmasına karşın mahkemece hüküm kısmının 1.bendinde yoksulluk nafakasına dair hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Öte yandan, mahkeme gerekçesinde; öncelikle dava konusu talep yoksulluk nafakasının kaldırılması olarak nitelendirilmiş ancak devam eden cümlelerde ise hem yoksulluk hem iştirak nafakası düzenlemelerine dair bir takım açıklamalarda bulunulmuştur. Buna göre, hükümde, infazda tereddüte yol açacak şekilde açık çelişkiler bulunduğu, hükmün açık olmadığı ve davacının talep sonucunu karşılayacak şekilde tesis edilmediği, ayrıca mahkeme gerekçesinin gerek kendi içerisinde gerekse de hüküm fıkrası ile çeliştiği anlaşılmış olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

          Davacı, müşterek çocuk için aylık 500,00 lira iştirak nafakası, kendisi için aylık 300,00 lira yoksulluk nafakası bağlanmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece, iştirak nafakası talebinin kabulü ile dava tarihinden itibaren ... Fatma için aylık 500,00 lira iştirak nafakasının davalıdan tahsiline, yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile davacı lehine aylık 250,00 liradan tüm yoksulluk nafakası haklarını karşılamak üzere toplam 27.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından yoksulluk nafakasına ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Davacının dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının toplu ödenmesi talebi yoktur. HUMK'nun 74 ve devamı maddelerince hakim taleple bağlı olup talep dışında veya talebi aşacak şekilde karar veremez. Talep olmadığı halde mahkemece yoksulluk nafakasına ilişkin tüm haklarını karşılayacak şekilde 27.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesi ... görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

            Davacı-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarının düşük olması ve yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünden, yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının iştirak nafakasının arttırılması yönünden kaldırılarak, iştirak nafakasının hakkaniyet ölçüsünde indirilmesine karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İlk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle uygulanması gerekli HMK'nın 341.maddesi uyarınca miktar veya değeri 8.000 TL'sini geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas 2005/235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

            Dava dilekçesindeki her bir talep için ayrı ayrı maktu ve nispi harçların yatırılması gerekmektedir. Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması yönündeki talebi için ayrıca harç alınmamıştır. Kaldırılması talep edilen nafakanın yıllık tutarı üzerinden hesaplanacak nispi harç alınmadan (Harçlar Kanunu md. 30-32) davaya devam edilmesi yanlış olmuştur. O halde, mahkemece davacıya "yoksulluk nafakasının kaldırılması" yönündeki talebiyle ilgili nispi harcın tamamlattırılması ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik harçla yargılamaya devamla bu talep hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

              UYAP Entegrasyonu