Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı, ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
SAVUNMA: Davalı kendisi için olan tedbir ve yoksulluk nafakalarının kaldırılmasını, küçüğün babasının Uğur olduğunu ancak kendisinin çocuk ile tek başına yaşadığını davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Kula Asliye Hukuk (aile) Mahkemesi 2022/296 esas 2023/23 karar 19/01/2023 tarihli ilamı ile, davacı ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişki tesisi ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin davanın kabulü, iştirak nafakasının kaldırılmasına ilişkin davanın HMK 114/1- ı ve i mad. Delaleti ile 115/1- 2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ Kararı davalı tarafından istinaf etmiştir. Davalı 15/02/2023 tarihli dilekçesinde özetle ; aşamalardaki beyanlarını tekrar ederek yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle kaldırılması yönünden kararın bozulmasını istemiştir....
Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın ise kısmen kabulü ile 150 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, 250'şer TL iştirak nafakalarının ise aynen devamına karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Asıl Dava (Yoksulluk ve İştirak Nafakasının Artırılması Talebi) Bakımından; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı-karşı davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddine, 2- Karşı Dava (Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması, İştirak Nafakasının Azaltılması Talebi) Bakımından; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı-karşı davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir....
boşandıktan sonra sigortalı bir işte çalışmaya başladığını, davalının yoksulluk durumunun ortadan kalktığını ileri sürerek, davalı lehine hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasını veya aylık 100,00'er TL'ye indirilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili; müvekkili ile davalının boşandıklarını, davalı lehine aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının hüküm altına alındığını, davalının işe girdiğini, yoksulluğun ortadan kalktığını belirterek, yoksulluk nafakasının davalının işe giriş tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin asgari ücretle çalıştığını, asgari ücretin davalıyı yoksulluktan kurtarmadığını, davacı yanın ekonomik durumunun müvekkilinin ekonomik durumundan çok daha iyi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, yoksulluk nafakasının davalının işe girdiği 10 Şubat 2011 tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 176.maddesine göre, yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması ya da azaltılmasına da karar verilebilir....
Maddelerindeki yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi şartlarının gerçekleşmediği,karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin isabetli bulunmadığı,dairemizce karşı davanın reddi şeklinde yeniden hüküm kurulmasının uygun olacağı,davacı-davalı kadının karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır....
Ancak dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması davası olup, mahkemece nafakanın, kaldırılmasına karar verilmiş, hangi tarihten itibaren kaldırıldığı belirtilmemiştir. Bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükümden "yoksulluk nafakasının kaldırılmasına" sözleri çıkartılarak yerine "yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına" sözleri ilave edilmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 05.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...'nın çalışmaya başladığını, davalı ...'nın ise ... yaşını doldurduğunu belirterek, 50 TL yoksulluk nafakası ile 160 TL iştirak nafakasının kaldırılmasını, mümkün değil ise indirilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap – karşı dava dilekçesinde; davanın reddine; küçük ..... için 130 TL olan iştirak nafakasının 200 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
etmesi gerektiği gerekçesiyle yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının indirimi taleplerinin reddiyle yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 09.10.2010 tarihinden geçerli olmak üzere 1623,85 TL olarak tespitine, iştirak nafakasının dava tarihi olan 09.10.2010 tarihi itibariyle 941 TL olarak belirlenmesine ve müktarlar üzerinden devamına gelecek yıllardaki ekim ayından itibaren nafakaların ÜFE oranında artırılmasına, boşanma ilamı ve protokolünde belirtilen ayrıca 200 TL artış oranının iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki delillere ve kurulan hükme göre iştirak nafakasına dair kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olup, iştirak nafakası yönünden kurulan hükmün ONANMASINA,Yoksulluk nafakası üzerinden temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;176/4. maddesinde, tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azalatılmasına karar verilebilir hükmü getirilmiştir....
Mahkemece, yoksulluk nafakasının kaldırılması ve Nisan 2012 tarihinden sonra ödenen toplam 5.500 TLyoksulluk nafakası bedelinin istirdadına ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması ve istirdat talebine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir....