Ancak her ne kadar asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektiren bir olgu kabul edilmese de yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince, nafakanın azaltılması talebini de içerdiğinden, davalının aylık elde ettiği gelir, nafaka miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır....
Bu kapsamda davacının talebi, davalı B.B.için hükmedilen "iştirak" nafakasının kaldırılması veya azaltılması, davalı Rabia için ise hükmedilen "yardım" nafakasının kaldırılması istemine ilişkin olmasına karşın mahkemece hüküm kısmının 1.bendinde yoksulluk nafakasına dair hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Öte yandan, mahkeme gerekçesinde; öncelikle dava konusu talep yoksulluk nafakasının kaldırılması olarak nitelendirilmiş ancak devam eden cümlelerde ise hem yoksulluk hem iştirak nafakası düzenlemelerine dair bir takım açıklamalarda bulunulmuştur. Buna göre, hükümde, infazda tereddüte yol açacak şekilde açık çelişkiler bulunduğu, hükmün açık olmadığı ve davacının talep sonucunu karşılayacak şekilde tesis edilmediği, ayrıca mahkeme gerekçesinin gerek kendi içerisinde gerekse de hüküm fıkrası ile çeliştiği anlaşılmış olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini beyan ederek hükmedilen 300 TL yoksulluk nafakasının 1.000 TL'ye, 600 TL iştirak nafakasının 2.000 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ederek dava açmıştır....
Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Buna göre; mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre davacı/karşı davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı, asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp indirmeye karar verilebileceği, ancak davalının aldığı nafakanın cüz'i bir miktar olduğu, bu nafaka ile gelirinin toplamının ise davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı göz önünde bulundurularak karşı davadaki yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu bu talebin kabulüne karar verilerek yoksulluk nafakasının kaldırılması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle davacı/karşı davalı ...'...
Cevap ve karşı dava dilekçesi: Davalı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, nafakanın kaldırılması veya azaltılması için gerekli koşulların oluşmadığını, takdir edilen ve üfe sonucunda artan nafakaların günümüz koşullarında yetersiz olduğunu, çocuğun halen özel Diltaş lisesine gittiğini, okul, yemek, servis, kitap kırtasiye masraflarının olduğunu, müvekkilinin herhangi bir maaşının gelirinin bulunmadığını, yoksulluk nafakasının hayatı değişen kişinin yoksulluk çekmesini önlenmesine yönelik olduğunu, müvekkili içinde takdir edilen yoksulluk nafakasının günümüz koşullarında yetersiz kaldığını dört aydır davacının bu nafakaları artırmadan yatırdığını belirterek asıl davanın reddine davalarının kabulü ile başak için takdir edilen aylık 506TL iştirak nafakasının aylık 900TL'ye, davalı müvekkili için takdir edilen ve aylık 759,00TL olan yoksulluk nafakasının da 1.000TL'ye artırılmasını talep etmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Kaldırılması - Nafakanın Arttırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı tarafından 20.11.2020 tarihli ek karar ve asıl davada kendi yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının reddi ve karşı davada kadının yoksulluk nafakasının arttırılması davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine...
Mahkemece; tarafların ekonomik durumunda nafakanın tamamen kaldırılmasını gerektirir bir değişme olmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakasının kaldırılması isteminin reddine, davacının yeniden evlenmesiyle kişisel giderlerinin arttığından bahisle nafakanın aylık 200,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın arttırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu bağlamda; nafakanın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir....
Dava doğru hasma, velayet sahibi anneye yöneltilmiş olup iştirak nafakasının kaldırılması talebinin de esasının incelenmesi gereklidir. Hal böyle iken usulden red doğru olmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken taraf delilleri değerlendirilerek istinaf edilmesi sebebiyle kesinleşmeyen yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yanında iştirak nafakasının kaldırılması talebinin de esası bakımından istinaf denetimine imkan verecek bir karar vermekten ibarettir. Tüm bu anlatım karşısında davacı-davalının istinaf talebinin iştirak nafakasının esası bakımından karar verilmesi gerektiğine hasren kabulüne, kararın esas davaya ilişkin A, A 1, 2, 3, 4 ve 5 nolu bentlerinin kaldırılmasına, sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki karar tesis edilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1- Davacı-davalının istinaf talebinin iştirak nafakasının esası bakımından karar verilmesi gerektiğine hasren KABULÜ ile ANKARA 7....
Mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ayrıntılı olarak araştırılıp, Sosyal Güvenlik Kurumuna ve davalının çalıştığı kuruma yazılacak müzekkereler ile tarafların aylık gelirleri belirlendikten sonra; davalının elde ettiği gelir ile aylık nafaka toplamının davalıyı yoksulluktan kurtarıp kurtarmadığı ve bu suretle yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı; yine, çoğun için de az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının elde ettiği gelire göre yoksulluk nafakasının hakkaniyete uygun bir miktara indirilmesi gerekip gerekmediği hususları değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
kaldırılması gerektiğini belirterek 01/01/2013 tarihinden itibaren nafakanın kaldırılmasına, nafakanın kaldırıldığı tarihten itibaren haksız olarak yatırılan nafaka bedellerinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir....