"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından maddi tazminat, yoksulluk nafakası ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizin 03.04.2018 tarihli ilamı ile kusur belirlemesi, iştirak nafakasının ve maddi tazminatın miktarı, yoksulluk nafakası ve kişisel ilişkinin belirlenmesi yönünden bozulmuştur. Hükmün bozma kapsamı dışında kalan kısımları ise kesinleşmiştir. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda kesinleşen kısımlar hakkında yeniden hüküm kurulamaz....
Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile daha önceden kesinleşen boşanma, velayet, maddi ve manevi tazminata ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmaması, ortak çocuk ile kurulan şahsi ilişkinin süresi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir. 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ortak çocuk ile anne arasında kurulan kişisel ilişki, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesinin koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarı ile yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır. 2....
Temyiz Sebepleri 1.Davacı kadın vekili; kişisel ilişkinin ŞÖNİM'de olmaması, tazminatların miktarı, nafakanın reddi ve ortak çocuk için nafaka miktarı ile vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kişisel ilişki, tazminatların ve ortak çocuk için hükmedilen nafakaların miktarı, kadın yararına talep edilen nafakaların reddi, vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı erkek vekili; müvekkilinin ağır kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat koşullarının oluşmadığını,ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesinin ve kişisel ilişki süresinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davacının velayet talebinin reddine, çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin konusuz kalması nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Velayet ve iştirak nafakası yönüyle ret kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası ile yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakası - Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; ortak çocuklar ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, davalı ile ortak çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması ve çocuklar lehine iştirak nafakası hükmedilmesi talebiyle dava açmış, ilk derece mahkemesince her bir çocuk için 750'şer TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması talebi ise kısmen kabul edilip kısmen reddedilmiş, davalı baba ile ortak çocuklar arasındaki kişisel ilişki sınırlandırılarak her ayın 1. ve 3. haftasına denk gelen pazar günleri saat 09:00 ile 17:00 arasında, dini bayramların 2. günü saat 09:00 ile 17:00 arasında ve Temmuz ayının 1. günü saat...
Davacı-davalı erkeğin temyizi üzerine hüküm Dairemizce erkeğin davasının kabulü gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, kadının tedbir nafakası davası yönünden verilen hüküm onanmıştır. Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, nafakalar hususunda mahkemenin bozma öncesi kararında hüküm verildiğinden bu hususta yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı-davacı kadının erkeğin boşanma davasında verdiği cevap dilekçesinde talep ettiği yoksulluk ve iştirak nafakası boşanmanın fer'i niteliğindedir. Ancak başanma hükmüyle birlikte veya boşanma kararı verilip, boşanma hükmü kesinleştikten sonra bu konularda karar verilebilir. Mahkemece ilk kararda boşanma davası reddedilmiş, bu hüküm temyiz edilerek bozulmuştur. Dolayısıyla yoksulluk ve iştirak nafakası konusunda daha evvel verilmiş ve kesinleşmiş bir hüküm bulunmamaktadır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, davalının küçükbaş hayvancılık yapması, evlilik süresi, erkeğin boşanmaya yol açan olaylarda tam kusurlu bulunması, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen menfaat, nafakaların niteliği, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat, yine davacı kadın için takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı ile velâyeti anneye verilen ortak çocuk için takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarının az olduğu, çocuğun yaşı, anne ilgi ve sevgisine muhtaç oluşu gözetildiğinde, baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin çok olduğu, yine sömestr tatili konusunda infazda karışıklığa yol açabilecek şekilde karar verilmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun tazminatların ve nafakaların miktarları ile kişisel ilişki yönlerinden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velâyetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi-İştirak Nafakasının Kaldırılması-Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından reddedilen velayetin değiştirilmesi olmadığı takdirde ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacının reddedilen velayetin değiştirilmesi davası ve iştirak nafakası yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Velayetin düzenlenmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 382/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz. (HMK m.362/1-ç)....
Kişisel ilişkiye dair ilamların maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediği, değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceği ve inceleme tarihi itibariyle çocuğun 3 yaşını ikmal ettiği de gözetilirek, davacı-karşı davalının kişisel ilişkiye yönelik istinaf istemi kabul edilerek; çocuğun yaşı ve anneye olan bağımlığı ve henüz eğitim hayatına başlamadığı da gözetilerek, yarıyıl tatilinde kişisel ilişki kurulmamış, temmuz ayının 1.günü ile 7.günü arası olacak şekilde yaz tatilinde kurulan kişisel ilişki süresi azaltılarak ve hafta sonları ile dini bayramlarda kurulan kişisel ilişki aynı kalacak şekilde yeniden düzenleme yapılmış, düzenlenen kişisel ilişkinin hüküm kesinleşinceye kadar tedbiren uygulanmasına karar verilmiştir....
B.İstinaf Sebepleri 1.... vekili, kişisel ilişkinin yetersiz olduğu, tedbir-yoksulluk nafakasının reddi, erkek lehine takdir edilen maddî-manevî tazminat takdiri ve kusur belirlemesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 2.Davalı-davacı vekili, kişisel ilişki kurulmasının hatalı olduğu, çocuklar için tedbir-iştirak nafakası takdir edilmemesi ve lehine takdir edilen tazminat miktarlarının az olduğu yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....