Mahkemece, davalı babanın uyuşturucu madde kullanmasının müşterek çocukla kurulacak kişisel ilişkinin kaldırılmasını gerektirip gerektirmediği, süresine etkisi konusunda aile mahkemesinde görevli psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan rapor alınmalı (4787 s.K.m.5) ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek neticesine göre baba ile çocuk arasında kişisel ilişki yönünden karar verilmelidir. Kabule göre de velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk ile davalı baba arasında düzenlenen kişisel ilişki çocuk 4 yaşını bitirinceye kadar ve 4 yaşını bitirdikten sonra ayrı ayrı düzenlenerek kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
İstinaf Sebepleri ... erkek vekili, kadının aile sorunlarına üçüncü kişileri dahil ettiğini ve müdahale boyutuna taşıdığını, tartışma sonralarında birlikte yaşamaktan kaçındığını ve evi terk ettiğini, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, kadının kusurlu olması nedeni ile lehine nafaka ve tazminat verilmesinin hatalı olduğunu, miktarlarının yüksek olduğunu, müvekkili lehine tazminat verilmesi gerektiğini, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istediklerini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki düzenlemesi, çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, erkeğin reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden, davalı kadın tarafından ise velayet, kusur belirlemesi, kişisel ilişki, nafakaların miktarları ve tazminatların reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davalı kadın lehine 175 TL tedbir nafakasına hükmedildiğinin anlaşılmasına göre aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmalarına hükmedilmiştir. Davalı kadın yasal sürede cevap dilekçesi vermemiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebi, iştirak nafakasına yıllık artış uygulanmaması yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; İlk Derece Mahkemesince davacı kadının yoksulluk nafakasının talebinin reddine ve ortak çocuk yararına aylık 400 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, iştirak nafakasına yıllık artış uygulanmaması ve yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin hüküm taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir....
verildiğini, baba Cumartesi günü çalıştığı için kişisel ilişkinin Cumartesi yerine Pazar günü olması için müşterek olarak sundukları dilekçenin değerlendirilmediğini beyan ederek, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları, kişisel ilişki gününün değiştirilmesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu yön gözetilerek, velayeti annede bulunan çocukla baba arasında kurulan şahsi ilişki tesisinin doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından davacı-davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
tarih, 2017/2410 esas, 2018/13587 sayılı kararı ile "Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarlarının arttırılmasının doğru olmadığı, yarıyıl tatilinin ilk haftası ve her yıl 1- 31 Temmuz tarihleri arasında kurulan kişisel ilişkide kişisel ilişkinin başlangıç ve sona erme saatlerinin gösterilmemesi hükmün infazında tereddüte sebep olacağı" gerekçesi ile bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden onanmıştır....
aykırı şekilde yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarlarının arttırılmasının doğru olmadığı, yarıyıl tatilinin ilk haftası ve her yıl 1-31 Temmuz tarihleri arasında kurulan kişisel ilişkide kişisel ilişkinin başlangıç ve sona erme saatlerinin gösterilmemesi hükmün infazında tereddüte sebep olacağı" gerekçesi ile bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden onanmıştır....
, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, kadın lehine aylık 350 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 5.000 TL manevi tazminata karar verilmiş, hükme karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminat, nafaka ve yargılama giderleri yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından tazminat ve nafaka miktarı ile velâyet yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Velayeti davalı-davacı anneye bırakılan ortak çocuk ... 15.10.2015 doğumludur. Mahkemece ortak çocuk ile davacı-davalı baba arasında kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile davacı-davalı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olduğu gibi, çocuğun yaşı ve anne bakımına ihtiyacı gözetildiğinde çocuk üç yaşını tamamladıktan sonra her yıl 1 Temmuz ile 1 Ağustos tarihleri arasında yatılı kişisel ilişki kurulması da çocuğun bedeni ve fikri gelişimine engel olacak niteliktedir. Açıklanan sebeplerle hükmün kişisel ilişkiye ilişkin bölümü doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....