Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asıl dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması; birleşen dava ise yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı-birleşen dava davacısının tüm; davacı-birleşen dava davalısının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 176/5. maddesinde "Hakim, istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir." denilmektedir. Kanun hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere mahkemece taraf lehine hükmedilecek nafakanın gelecek yıllarda artışına hükmedilebilmesi için "istem" gerekmektedir. Aksi takdirde mahkemece bu yönde bir hüküm kurulamaz....

    Davacı vekilinin yoksulluk nafakasının artırılması kararına, davalı vekilinin yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması kararına yönelik istinaf başvuruları ile ilgili olarak; 6763 sayılı yasanın 41. maddesiyle değişik 6100 sayılı HMK'nun 341/1 maddesinde öngörülen 1.500 TL kesinlik sınırı 02/12/2016 tarihinden itibaren 3.000 TL'ye çıkartılmış, ek 1.maddeyle de parasal sınırların her takvim yılı başından itibaren geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında arttırılacağı düzenlenmiş olup 01/01/2022 tarihinden itibaren kesinlik sınırı 8.000,00TL'dir. YHGK'nun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 E 235 K sayılı kararıyla nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Nafakanın kesinlik sınırının belirlenmesinde hükmedilen nafakanın yıllık (farkı) miktarı değerlendirilir....

    Aile Mahkemesinin 30/12/2008 tarihli ve 2008/746 E numaralı anlaşmalı boşanma kararı ile birlikte davalı kadın yararına protokol gözetilerek kararlaştırılan aylık 2500,00TL nafakanın, o karardaki artış oranıyla birlikte dosyanın dava tarihi itibariyle ulaştığı aylık 5026,00TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 1026,00TL düşürülerek aylık 4000,00TL ye indirilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.Türk Medeni Kanunu'nun 176/3.maddesinde; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı; 176/4.maddesinde ise, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir....

      Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; tarafların 21.11.2012 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, davalı lehine 250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği görülmüştür. Davalının, boşandıktan sonra asgari ücret seviyesinde bir gelirle çalışmaya başladığı anlaşılmıştır. Nafaka alacaklısı kadının, elde ettiği gelirin yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve ihtiyaçları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davalı kadının gelirinin bulunması, hakkında hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmez. Bu durum yoksulluk nafakasının indirilmesi nedenidir. Bu nedenle davalı kadın hakkında yoksulluk nafakasının kaldırılması hakkaniyete uygun bulunmamıştır....

        TMK'nun 176/....maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılması mümkündür. Yine, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Somut olayda; tarafların ....05.2010 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davalı kadın lehine aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, bu hüküm kurulurken de davalının emekli olduğu ve emekli maaşı aldığı anlaşılmaktadır. . Yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davacının serbest çalıştığı, kira gelirleri olduğu, evi ve dükkanı olduğu; davalının emekli olduğu, aylık 850,00 TL emekli maaşı aldığı, bir evi olduğu tespit edilmiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ilk derece mahkemesi kararı kesinleşmeden yoksulluk nafakasının arttırılması talebinde bulunulmasının derdestlik nedeniyle reddi gerektiği .elirtilerek davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı asil istinaf dilekçesi ile; davanın kabulü gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dosyadaki yazılar , kararın dayandığı deliller, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Dava; yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası davasının kaldırılması( asıl dava), yoksulluk ve iştirak nafakanın artırılması(birleşen dava) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı (birleşen dava davalısı) dilekçesinde; ... Aile Mahkemesi'nin 2005/3 Esas ve 2006/269 Karar sayılı ilamı ile davalı için 175.00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda davalıya vefat eden babasından emekli aylığı bağlandığını,bu nedenle davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı (birleşen dava davacısı) dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, davanın reddi ile ......

            Asliye Hukuk Mahkemesinin ....Karar sayılı ilamı ile ... için 200,00 TL takdir edilen nafakanın, 11/11/2013 tarihli protokol ile 230,00 TL'ye çıkartılan nafakanın 20,00 TL artırılmak suretiyle 250,00 TL'ye çıkartılmasına, tarafların müşterek çocukları İrem için 150,00 TL takdir edilen nafakanın, 11/11/2013 tarihli protokol ile 180,00 TL'ye çıkartılan nafakanın 20,00 TL artırılmak suretiyle 200,00 TL'ye çıkartılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, gerekçeli kararda ise;...Asliye Hukuk Mahkemesinin .... sayılı ilamı ile ... için 200,00 TL takdir edilen nafakanın, 11/11/2013 tarihli protokol ile 230,00 TL'ye çıkartılan nafakanın 20,00 TL artırılmak suretiyle 250,00 TL'ye çıkartılmasına, tarafların müşterek çocukları İrem için 150,00 TL takdir edilen nafakanın, 11/11/2013 tarihli protokol ile 180,00 TL'ye çıkartılan nafakanın 20,00 TL artırılmak suretiyle 200,00 TL'ye çıkartılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, ileriki yıllara yönelik davalı yanın arttırım talebinin...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların ... Aile Mahkemesi'nin 2009/597 Esas sayılı kararı ile boşandığını, boşanma neticesinde davacı lehine 650 TL nafakaya hükmedildiğini, davacının yalnız yaşadığını, üniversitede okuyan oğlunu okutmaya çalıştığını, ...'da okuyan oğlunu okutmaya çalışması ve kendi giderlerinden dolayı ödenen nafakanın yetersiz kaldığını, davacının rahim kanseri olduğunu, ancak parasızlık nedeniyle tedavisini sürdüremediğini iddia ederek, müvekkili için taktir edilen yoksulluk nafakasının aylık 2.000,00 TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir....

                Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu