Bundan sonra davalı borçlu vekilince 19.08.2014 tarihinde takibe ve borca itirazda bulunulmuştur. Bu itiraz üzerine takip durmuştur. Eldeki davada itirazın iptâli, takibin devamı ve icra-inkâr giderimi istenmiştir. Yapılan yargılama sonucunda yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliğine rağmen borçlunun borca itiraz etmediği, bu durumda yetkili icra dairesinin gönderdiği ödeme emrine yapılmış bir itiraz olmadığından davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Mahkemece hükme dayanak yapılan gerekçe yerinde görülmemiştir. Şöyle ki, yetkili Bodrum İcra Dairesi'nce borçluya ödeme emri gönderilmiş, 18.08.2014 günü tebliğ edilmiş ve yasal süresi içerisinde 19.08.2014 günü itiraz yapılmıştır. Bu bakımdan usule dair herhangi bir aykırılık bulunmamaktadır. Dava açılmasında davacının hukuki yararı mevcuttur....
Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. O halde mahkemece duruşma açılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir....
Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak, itirazlar incelenmek suretiyle varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak, itirazlar incelenmek suretiyle varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak, itirazlar incelenmek suretiyle varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Dava İİK’ nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davası olup, davanın temelini oluşturan icra takibinde borçlu tarafından hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. Alacaklı vekili itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla süresi içinde işbu itirazın iptali davasını açmıştır. İtirazının iptali davalarında hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğinin belirlenmesi halinde İİK’ nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmelidir. Yargılama sırasında borcun kabul edilmesi, başka bir anlatımla borç yönünden itiraz bulunmadığının bildirilmesi dava tarihinde görevli olan mahkemenin görevini etkilemez. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yanılgılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.06 .2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/06/2021 NUMARASI : 2021/250 ESAS 2021/409 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 5.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 11.06.2021 tarih ve 2021/250 Esas 2021/409 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davacı Vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA: Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin 2. İcra Dairesinin 2021/1340 esas sayılı dosyasında müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin alacaklıya hiçbir borcunun bulunmadığını, takibe konu senetler karşılığında alacaklıdan mal almadığını belirterek takibe ,borca ödeme emrine, faize ve takibin tüm ferilerine itiraz ederek takibin durdurularak iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Bu rapora, davacı vekili tarafından mükerrer hesap yapıldığı iddiasıyla itiraz edilmiş, mahkemece bu itiraz değerlendirilmeden karar verilmiştir. Oysa, davacı vekilinin mükerrer hesap yapıldığı iddiasının kabul görmesi halinde davacı şirket bilançosunun borca batık durumda olma ihtimali vardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, örnek ... ödeme emrinin tebliği üzerine vekil aracılığıyla borca itiraz edildiği, icra müdürlüğünün takibin durdurulması kararı üzerine alacaklının şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, borca itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verilmiş olsa da itirazın borçlunun vasisi .... ....'...
Somut olayda, 5 günlük itiraz süresinin son günü olan 18/01/2020 tarihi Cumartesi günü olup resmi tatil olduğundan ve itiraz süresinin son günü tatile rastladığından, tatili takip eden ilk iş günü olan 20/01/2020 tarihinde yapılan itiraz yasal süresindedir. O halde mahkemece, borçlunun borca itirazının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımından reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla davacı mirasçısının istinaf başvurusunun, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....