İstinaf Sebepleri Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde;usul ekonomisi ilkesi uyarınca dava dilekçesinde ileri sürdüğü imzaya ve borca itirazın esasının incelenmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; HMK’nin 20. maddesindeki usul işlemlerinin yerine getirilip icra dosyasının ... İcra Müdürlüğüne gönderilmesi, ... icra müdürlüğü tarafından borçlunun vekiline ödeme emri tebliğ edilmesi halinde borçlu veya vekili tarafından İİK’nın 168. maddesi uyarınca ... İcra Mahkemesi nezdinde imzaya ve borca itiraz edilebilecğinden ... İcra Mahkemesi tarafından icra dairesinin yetkisizliğine karar verildikten sonra, imzaya ve borca itirazın incelenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/05/2021 NUMARASI : 2019/538 ESAS 2021/468 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, takibin iptali için Antalya İcra Hukuk Mahkemesi'nde şikayet yoluna başvurulduğunu, davacı As Kaplan Ltd. Şti yetkilisi ve ortağı Şahin Kaplan'ın 14/06/2019 tarihinde vefat ettiğini bu sebeple takibe konu bonodaki imzanın Şahin Kaplan tarafından atılıp atılmadığının bilinemediğini, imzaya ve borca itirazın kabulü ile haksız ve kötü niyetli takipden dolayı davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir....
Tarafların iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, mahkemece alınan 28/09/2020 ve 31/08/2021 tarihli bilirkişi raporlarında çelişki bulunmamasına, alınan raporların hüküm kurmaya elverişli bulunmasına, bu nedenle ilk derece mahkemesince yeniden rapor alınmasının gerekmemesine, imzaya itirazda borca itirazın birlikte görülmesine yasal engel bulunmamasına, takibin durdurulmamış olması nedeniyle imzaya itirazın reddi halinde davalı aleyhine tazminata hükmedilmesinin mümkün olmamasına, borca itirazın kabulü halinde davalı aleyhine tazminata hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığının anlaşılmasına göre; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, tarafların istinaf başvurularının esastan ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece; bilirkişi raporunda keşideci imzasının davacı T1 ait olmadığının kesin bir kanaat ile bildirildiği, bu nedenle borçlunun imzaya itirazının kabulüne ve takibin durdurulmasına, borçlu çekte keşideci olup, dayanak çekin hamiline düzenlendiği, takibin ilk ciranta konumundaki hamil tarafından, keşideciye karşı yapıldığı ve bu nedenle de yetkili hamil olan alacaklının, itiraz edenin imzasının borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğunun ve İİK'nın 170/son maddesi gereği takipte ağır kusurlu olduğunun kabulü ile borçlu yararına tazminata ve para cezasına hükmedilmesi gerektiği, İİK'nın 170/son maddesine göre, imzaya itirazın kabulü halinde alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesi için talep şartının aranmayacağı (Aynı yönde; Yargıtay 12. H. D. 2014/33926 Esas 2015/13366 Karar sayılı 12.05.2015 tarihli ilamı) anlaşıldığından davalı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/12/2021 NUMARASI : 2020/100 ESAS - 2021/1600 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine İstanbul 36. İcra Müdürlüğünün 2020/2589 Esas sayılı dosyasından bonoya istinaden takibe geçildiği, takip dayanağı bonodaki keşideci ve kefil imzasının T2 ait olmadığını söyleyerek imzaya yönelik itirazın kabulüne karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2017/7159 Esas sayılı dosyasıyla ilgili olarak imzaya itirazının ayrı ayrı reddine, davacıların asıl alacak olan 102.500,00 TL'nin %10'u oranında 10.250,00 TL para cezasına mahkumiyetlerine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, müvekkili T1 mahkeme huzurunda alınan imzalarının ve diğer imzalarının ayrı ayrı ve tek tek senetteki imzalar ile mukayese edilmediğini ve 10/02/2020 tarihli raporun yetersiz olduğunu, İzmir 4....
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere hükme esas alınan ATK raporunun denetime elverişli kesin kanaat içerir ve yeterli olmasına, mahkemece davanın reddine karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olmasına, ancak davacı aleyhine imzaya itirazın reddi halinde para cezası ve tazminata hükmedilebilmesi için takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmesi ve ara kararın fiilen takip dosyasında uygulanmış olması gerektiği, somut olayda tensiple birlikte alacağın %20'si oranında teminat yatırılması karşılığında takibin geçici olarak durdurulmasına karar verildiği, ancak teminat yatırılmadığından takibin durdurulmadığı dikkate alınarak davacı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesi isabetsiz görülmüş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın HMK'nun 353/1- b(2) maddesi uyarınca kaldırılmasına, imzaya itirazın reddine, davacı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK'nın 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanun'un 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiği, 6100 sayılı HMK'nın 211. maddesinde imza incelemesinin yöntemi gösterilmiştir. Öte yandan İcra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu nedenle borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamaz. Cumhuriyet savcılığına aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmaz ve bekletici mesele yapılamaz....
Somut olayda; mahkemece kısa karar ile "imzaya itirazın reddine" kadar verilmiş, gerekçeli kararda ise "Bilirkişinin mahkemeye ibraz ettiği raporun teknik verilere dayalı, laboratuvar ortamında, optik aletler ve incelemenin gerektirdiği, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapıldığı, açık, anlaşılır, fotoğraflı, denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu kanaatine varılarak davacı-borçlunun takibin dayanağı senetteki imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki İİK.nun 168/4 ve 170/1 md. uyarınca yapmış olduğu imzaya itirazında haklı olduğu, anlaşılmakla itirazın kabulüne," karar verildiği belirtilerek hüküm fıkrası ve hükmün gerekçesi arasında çelişkiye neden olmuştur. Bu nedenle gerekçeli karar hüküm fıkrasına uygun olmadığından ortada yasaya uygun bir hükmün varlığından söz edilemez....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı/borçlu ve dava dışı/kefilin müvekkiline olan borcundan dolayı takibe konu senedi verdiğini, senedin usulüne uygun şekilde düzenlendiğini, senedin davacı tarafından müvekkilinin gözünün önünde imzalandığını, davacı/borçlunun açıkça borca itiraz etmediğini, davacının imzaya itirazının kötü niyetli olduğunu, davacı/borçlu ve dava dışı/kefilin müvekkilinden borç para istediklerini ve müvekkili tarafından takibe konu senet miktarının borç olarak verildiğini, ancak müvekkilinin alacağının ödenmediğini, senetten dolayı ortaya çıkan borç ilişkisinin asıl ilişkiden mücerret olduğunu ve evraktan kaynaklanan borcun sona ermediğini beyanla borca ve imzaya itirazın reddine, %20 icra inkar tazminatına ve %10 para cezasına karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın (imzaya itirazın), İİK. mad. 170/III.c.1 uyarınca kabulü ile; İzmir 13....