Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, ilk derece mahkemesince 25/09/2020 tarihli ara kararda davalıya ayrıntıları açıkça belirtilen masrafı yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği ve kesin süreye uymamanın sonuçlarının açıkça gösterildiği, davalı vekilinin duruşmada hazır olduğu ve ihtar edildiği, davalı tarafından kararda belirtilen miktarın verilen süre içinde yatırılmadığı, kesin süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarının da bildirilmesi nedeniyle kesin sürenin sonuç doğuracağı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Öte yandan İİK'nın 170. maddesi hükmüne göre davalı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesinin ön koşulu İİK'nın 68/a-4. maddesi uyarınca inceleme yapılmasıdır....

Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmakla imzaya itirazın kabulüne yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik görülmediğinden davalının istinaf talebinin reddine, ancak, imzaya itirazın kabulü halinde yüzyüzelik ilkesi mevcut olduğundan, İİK 170/4 maddesi gereğince takip konusu alacağın %20 oranında tazminat ve %10 u oranında da para cezasına hükmedilmesi gerektiği, mahkemece para cezasına hükmedilmediği, hükmün davalı tarafça istinaf edildiği de gözetilerek kamu düzeninden yapılan inceleme ile ilk derece mahkemesi kararının bu yönü ile usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, HMK'nun 353/ 1- b-2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, davacının imzaya itirazının kabulü ile Anadolu 21....

İcra Müdürlüğü’nün 2018/5377 E. sayılı dosyasında takip başlattıklarını, aralarındaki ticari ilişki çerçevesinde 06/07/2017 tanzim 01/10/2017, 10/10/2017 ve 20/10/2017 vade tarihli 12.000,00 USD, 12.000,00 USD ve 12.700,00 USD miktarlı bonoları ciro yoluyla teslim aldığını, yapılan hacizlerde borcu kabul edip ödeme durumunun olmadığını beyan ettiğini, imzanın davacıya ait olduğunu beyanla, davanın reddine ve davacının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 29/01/2020 gün, 2018/624 E. 2020/176 K sayılı kararla "1- İstanbul 4.İcra Müdürlüğü'nün 2018/5377 E sayılı dosyasında davacı tarafın imzaya itirazının kabulü ile takibin davacı yönünden durdurulmasına, 2- Davalının kötü niyeti veya ağır kusuru ispatlanamadığından davacının tazminat talebinin REDDİNE " karar verilmiştir....

İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Yasal süresi içinda açılan davada davacının imzaya itirazına dayanak tüm deliller toplandıktan sonra imzaya itirazın incelenmesi yönünden dava dosyası grafolog bilirkişiye tevdi edilmiş olup grafolog bilirkişi Gökçe Ünal tarafından düzenlenen 01.10.2019 tarihli usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda; mukayese imzalar ile davacının imzalarının harf şekil ve gramaların birbirlerine oranı konumu, ritm dağılımları itibariyle itiraz edilen imzadan farklı olduklarını, meyil ve genel istikamet durumu yönünden fizik laboratuvarı ve optik aletler yardımı ile karşılıklı grafolojik analizleri gözetildiğinde çekteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı yönünde tespitlere yer verilmiş olup usul ve yasaya uygun 01.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda yer verilen tespitlere itibar edilerek imzaya itirazın kabulü ile takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına karar vermek gerekmiş, takibe konu çekin incelenmesinde davalı alacaklının...

Dairemizin 17/12/2021 tarih, 2021/1002 esas ve 2021/3085 karar sayılı kararı ile; HMK'nun 297/2. maddesi uyarınca hakim taleplerin her biri hakkında bir karar vermek ve hükmün sonuç kısmında her bir talep için verdiği kararı açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermek zorunda olduğu, somut olayda; davacının süresinde açtığı davada yetkiye, imzaya, borca ve fer'ilerine itiraz ettiği, Mahkemece HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olarak yalnızca davacının yetkiye ve imzaya itirazı değerlendirilerek davanın reddine karar verildiği, davacının borca ve fer'ilerine itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6 maddesi gereğince kabulüne, eksik inceleme ile verilen Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....

Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; İlk derece mahkemesince davacının imzaya itirazı üzerine huzurda imza örnekleri alındıktan ve davacının imzasının bulunduğu belge asılları celp edildikten sonra takibe dayanak senet üzerindeki imzalar yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, 17/02/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre imzanın davacının elinden çıktığının tespit edildiği, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli, kesin kanaat içermesi sebebiyle hükme esas alınmasında ve bu rapor gözetilerek, davacının imzaya itirazının reddine ve borca itirazını İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen bir belgeyle kanıtlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakta ise de; İlk derece mahkemesince takibin 31/08/2020 tarihinde yapılan tensip ile tedbiren durdurulmasına karar verildiği ve inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılmıştır....

Anılan Kanun'un 297/c maddesinde ise; kararın; “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” içermesi gerektiği belirtilmiştir. Somut davada mahkemece, davacı borçlu şirketin imzaya itiraz dışındaki taleplerinin hiç biri değerlendirilmeden sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır ....

İlk derece mahkemesince bu esaslara uygun şekilde imza asıllarını içeren belgeler getirtilmiş, davacının imza örnekleri huzurda alınmış ve bilirkişi incelemesi sonucunda alınan bilirkişi raporu gerekçeli, kapsamlı ve hükme esas alınmaya elverişli olup, imzaya itirazın kabulüne karar verilmesinde, aynı şekilde alacaklı, davalı borçlu ile doğrudan ilişki içinde olduğundan imzanın adı geçene ait olup olmadığını davalı bilebilecek durumda olduğundan ,senetteki imzanın borçlunun el ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edilerek tazminata hükmedilmesinde ve para cezası ile sorumlu tutulmasında dava dilekçesinde tazminat talebinde de bulunulmuş olduğundan usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

İCRA HUKUK MAH TARİHİ : 28/01/2021 NUMARASI : 2020/49 ESAS- 2021/67 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Anadolu 21....

Şti. tarafından 20.03.2020 tarihinde imzaya ve borca itiraz edildiğini, davacı tarafın itirazının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, bu nedenle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davacı tarafın taleplerinin reddine, ilgili yerlere müzekkere yazılarak davacı şirket yetkilisine ait imza örneklerinin bilirkişiye gönderilmesine karar verilmesinin talep etmiştir....

UYAP Entegrasyonu