Hakkında Kasten Yaralama Suçundan Verilen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararları Yönünden Yapılan İncelemede; Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanunun 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi oldukları, temyizinin mümkün olmadığı, aynı Kanunun 264 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; "Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz." şeklindeki düzenleme dikkate alınarak kanun yolu incelemesinin itiraz merciince yapılması gerektiği anlaşılmıştır. 2.Sanık ... Hakkında Katılan ... ve ...'...
Sanık Hakkında Nitelikli Tehdit Suçundan Verilen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına İlişkin Temyiz İsteminin İncelenmesi Neticesinde; Sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu, temyizinin mümkün olmadığı ve sanık hakkındaki hakaret suçu yönünden itiraz merciince bu hususta karar verildiği, itiraz merci tarafından verilen kararın temyizinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, sanık müdafiinin temyiz isteminin Tebliğname’ye uygun olarak oy birliğiyle incelenmeksizin İADESİNE, II....
ın sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlara ilişkin temyiz taleplerinin incelemesinde; Hüküm tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMUK'nun 231/12. madde ve fıkrası uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz yasa yoluna başvurulması mümkün olup, kararın temyizi olanaklı bulunmadığından ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları dava konusu olan el konulmuş eşya ve nakil aracının müsaderesi ya da iadesine ilişkin kararları da kapsayacağından; yapılan itiraz üzerine Şırnak Ağır Ceza Mahkemesince itirazın reddedildiği, böylece itiraz yasa yoluna ilişkin incelemenin tamamlanmış olduğu anlaşılmakla dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 2. Katılan vekilinin sanık hakkındaki temyiz talebinden 20.05.2013 havale tarihli dilekçesiyle vazeçtiğinden sanık ...'...
GEREKÇE Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin öngörüldüğü ve 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 30.03.2016 tarihli mahkûmiyet kararı olduğu ve bu tarihten, temyiz incelemesi tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir. IV. KARAR A. Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu Yönünden 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin onikinci fıkrası gereğince “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.” hükmü gereğince kararın temyiz kabiliyeti olmadığından ve itiraz merciince 10.06.2015 tarihli karar ile itirazın reddine karar verildiğinden dosyanın incelenmeksizin oy birliğiyle mahalline İADESİNE, B....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1) Sanık ... hakkında verilen hükmün incelenmesinde; CMK'nin 231/12. maddesi gereğince “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir” hükmü gereğince kararın temyiz kabiliyeti olmadığından ve ancak itiraz yolu açık bulunup, katılan idarenin itirazı üzerine Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2011 tarihli kararıyla da itirazın incelenip reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmakla dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 2) Sanık ... hakkında verilen hükmün incelenmesinde; Zamanaşımını kesen son işlem olan sanık hakkında mahkumiyet kararının verildiği 18/06/2007 tarihi ile inceleme tarihi arasında 765 sayılı TCK’nin 102/4 maddesinde öngörülen zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş katılan idarenin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1) Sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararlarına karşı başvurulacak yasa yolu 5271 sayılı CMK'nin 231/12. maddesinde hiçbir istisna öngörülmeksizin "itiraz" olduğu belirtilmekle, itiraz mercii tarafından incelenerek karar verilmek üzere temyizen incelenmeyen dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 2) Sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Suç tarihi olan 26/06/2005 ile inceleme tarihi 30/10/2017 arasında 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67/4 maddelerinde öngörülen 12 yıllık kesintili zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş...
İcra ve İflas Kanunu'nun 71 ve kıyasen 33/a maddelerine dayalı başvuruda da alacağın zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek icranın geri bırakılması istenmektedir. Bu hâliyle zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması, icra hukukundan çok alacaklı ile borçlu arasındaki maddi hukuk ilişkisinin bir sonucudur ve ortada ne şikâyet konusu edilecek bir icra müdürü işlemi ne de alacağın mevcudiyetine ilişkin bir subjektif hak tartışması bulunmamaktadır. İcranın geri bırakılması borçluya aleyhindeki takibi geri bıraktırma hakkı tanırken, alacaklıya da alacağın zamanaşımına uğramadığının ispatı bağlamında bir dava hakkı tanımaktadır. Şu hâlde gerek İcra ve İflas Kanunu'nun 16 ila 18'inci maddelerinde düzenlenen şikâyetlerde ve gerek 71 ve 33/a maddelerinde düzenlenen takibin iptali ve taliki ile icranın geri bırakılması taleplerinin nihai etkisi kendisini, doğrudan ya da dolaylı olarak icra takibi üzerinde gösterecektir....
ün Temyiz İsteği Yönünden; Sanığın yokluğunda verilen hükmün 05.10.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanığın hükmü CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 19.10.2015 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince temyiz talebinin isteme uygun olarak REDDİNE; 2.Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararlarına İlişkin Temyiz İstemleri Yönünden; Sanıklar ... ve ... hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 03.02.2009 tarihli ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin onikinci fıkrası gereği itiraz yoluna tabi olduğu, temyizinin mümkün olmadığı ve aynı Kanun’un 264. maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Kabul edilebilir...
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07.03.2017 tarih ve 2015/8-268 Esas – 2017/124 Karar sayılı; 17.01.2017 tarih ve 2015/15-536 Esas-2017/14 Karar sayılı; 01.03.2016 tarihli ve 2015/3-599 Esas- 2016/99 sayılı kararlarında ayrıntıları açıklandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda dava zamanaşımı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte durmaya başlayacaktır. Kararın kesinleşmesi yoklukta verilenlerin yöntemince tebliğinden, huzurda verilenlerin de usulünce tefhiminden itibaren yasada öngörülen sürede kanun yoluna başvurulmaması ya da başvurulup reddedilmesi durumunda mümkün olacaktır. Bu açıklamalar ışığında, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması için öncelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleşmemiş ise, denetim süresi başlamayacak ve sanığın denetim süresi içinde suç işlediğinden de bahsedilemeyecektir....
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07.03.2017 tarih ve 2015/8-268 Esas – 2017/124 Karar sayılı; 17.01.2017 tarih ve 2015/15-536 Esas-2017/14 Karar sayılı; 01.03.2016 tarihli ve 2015/3-599 Esas- 2016/99 sayılı kararlarında ayrıntıları açıklandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda dava zamanaşımı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte durmaya başlayacaktır. Kararın kesinleşmesi yoklukta verilenlerin yöntemince tebliğinden, huzurda verilenlerin de usulünce tefhiminden itibaren yasada öngörülen sürede kanun yoluna başvurulmaması ya da başvurulup reddedilmesi durumunda mümkün olacaktır. Bu açıklamalar ışığında, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması için öncelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleşmemiş ise, denetim süresi başlamayacak ve sanığın denetim süresi içinde suç işlediğinden de bahsedilemeyecektir....