ın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnamaye uygun olarak BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, III-Sanık ... hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; Sanığın, yüklenen suçu işlediğine ilişkin diğer sanık ...'...
yapılmadan bu sürenin geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 13.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
maddelerinde belirtilen 4 yıllık asli zamanaşımının, suça sürüklenen çocuk hakkında karar verilen 10.09.2008 tarihinden incelemenin yapıldığı tarihe kadar geçmiş bulunması ve bu süre içerisinde zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmamış olması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 17.09.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK.nun 142/1-b, 151/1. maddelerindeki hırsızlık ve mala zarar verme suçları için için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre,suç tarihi itibariyle 15-18 yaş grubunda olan sanık hakkında aynı Yasanın 66/1-e, 66/2-4, 67/4. maddelerinde belirtilen 7 Yıl 12 Aylık genel dava zamanaşımının, suç tarihi olan 03.07.2005 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca, sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı biçimde, sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ,.. savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “Yargılama giderlerinden olan 462 TL zorunlu müdafi ücretinin sanığa yüklenmesine” ilişkin bölüm çıkartılarak, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun icra dairesinine yaptığı itirazda hem yetkiye hem de borca itirazda bulunması halinde öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekmektedir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili olmayıp, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır-------- İİK 50.maddesi uyarınca ilamsız takiplerde HMK.nın yetkiye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. HMK’ nın 6. maddesine göre ilâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi iken, sözleşmeden doğan para borçlarının takibi için başlatılan takipte sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Ancak ------ Takip dayanağı fatura eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır....
Dairemizin 17/12/2021 tarih, 2021/1002 esas ve 2021/3085 karar sayılı kararı ile; HMK'nun 297/2. maddesi uyarınca hakim taleplerin her biri hakkında bir karar vermek ve hükmün sonuç kısmında her bir talep için verdiği kararı açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermek zorunda olduğu, somut olayda; davacının süresinde açtığı davada yetkiye, imzaya, borca ve fer'ilerine itiraz ettiği, Mahkemece HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olarak yalnızca davacının yetkiye ve imzaya itirazı değerlendirilerek davanın reddine karar verildiği, davacının borca ve fer'ilerine itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6 maddesi gereğince kabulüne, eksik inceleme ile verilen Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı aleyhine faturaya dayalı olarak icra takibi yaptıklarını, ancak davalının yetkiye ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahı Ümraniye/İstanbul olduğundan yetkili icra dairelerinin ve yetkili mahkemenin ...ve icra daireleri olduğunu, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, fatura konusu malların teslim edilmediğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir....
Zira dosyada süresi içerisinde yapılmış bir yetki itirazı bulunmamaktadır, Yargıtay 13. Hukuk Dairesince davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu özel dairenin kabulündedir. Ancak yetkiye ilişkin herhangi bir düzenlemesi bulunmamaktadır. Özel Dairenin onama kararının mahkemeleri bağlayıcılığı özelliği vardır. O halde uyuşmazlığın ...5. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 01/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki satım sözleşmesi gereğince davalıya mal teslim edildiğini, ancak davalının satım bedelini ödemediğini, davalının borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili için yapılan icra takibinin davalının yetkiye ve borca haksız itirazı nedeniyle durduğunu belirterek itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, İzmir mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca davaya konu alacağın aslını, fer'ilerini ve faizlerini kabul etmediğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının davasında kısmen haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takipteki asıl alacak aynı kalmak üzere sadece bu miktar üzerinden davalının yetkiye ve borca itirazının iptali ile takibin devamına, bakiye istemin ve tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....