Koruma Konut Yapı Kooperatifi ile sanık arasında imzalanan sözleşme uyarınca sanığa 5.000 TL peşinat ile 23.000 TL'lik senetler verildiği, katılan kooperatif tarafından sanığa 21.000 TL ödeme yapılmasına rağmen, sanığın suça konu senetleri icraya koyarak bedelsiz senedi kullanma suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; TCK'nın 156/1. maddesinde düzenlenen "bedelsiz senedi kullanma" suçunun soruşturma ve kovuşturmasının şikayete bağlı olduğu, ödeme emrinin 15.01.2007 tarihinde düzenlendiği, ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçası dosya arasında bulunmasa da katılan vekilinin 29.01.2007 tarihli dilekçeyle borca itiraz iddiasında bulunarak Asliye Hukuk Mahkemesi'ne menfi tespit davası açtığı, şikayet tarihinin ise 17.10.2007 tarihi olduğu, bu itibarla altı aylık şikayet süresi geçtiğinden dava şartının gerçekleşmediği dikkate alınarak kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki yetkiye ve borca itiraz ile şikayete ilişkin uyuşmazlıktan dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; yetkiye ve borca itirazın reddi ile takibin durdurulması nedeniyle borçlu aleyhine takip çıkışı üzerinden %20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir. Kararın muteriz borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle, yetkiye ve borca itirazın reddi ile takibin durdurulması nedeniyle borçlu aleyhine takip konusu asıl alacak üzerinden %20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir....
-TL'sini 18.05.2021 tarihinde, 15.000.TL'sini ise 25.05.2021 tarihinde müvekkilin banka hesabına ödendiğini, ödeme sonrasında davalı vekili tarafından sunulan 26.05.2021 tarihli dilekçe ile icra müdürlüğünün yetkisine ve borcun tamamına itiraz edildiğini, yetkiye ve borca yönelik itirazının kaldırılması için itirazın kaldırılması davası açıldığını, mahkeme tarafından yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddi kararının HMK'nın 10....
Davacı, çeke dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ödeme emri ekinde takibe dayanak belge sureti gönderilmediği şikayetlerinin yanı sıra icra dairesinin yetkisine, borca ve fer'ilere itirazda bulunmuştur. O halde öncelikle davanın yasal süresi içerisinde açılıp açılmadığı tespit edildikten sonra, ileri sürülen itiraz ve şikayet sebepleri çerçevesinde inceleme yapılması gerekir. Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile takip dayanağı çekin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediği iddiası, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük şikayet süresine, yetkiye ve borca itiraz ise İİK'nın 168 ve devamı maddeleri uyarınca 5 günlük süreye tabidir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/11/2022 NUMARASI : 2022/877 ESAS - 2022/985 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet, İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul 18.İcra Müdürlüğünün 2022/17714 esas sayılı dosyası ile başlatılan kambiyo senetlerine özgü takipte, müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüz tebliğ şikayetinin süresiz şikayet hallerinden olduğunu, protesto çekilmediğinden davalının müvekkiline müracaat hakkı bulunmadığını, imzaya, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
tespiti ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 24.02.2021 olarak düzeltilmesine, ödeme emrindeki borca ve ferilerine itirazlarının kabulü ile süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Daha önce HUMK'nun 187/4. maddesinde bir ilk itiraz olarak nitelenen bu husus, HMK'nun 114/1-ı maddesi hükmü ile dava şartı haline getirilmiştir. Aynı Yasanın 115.maddesi uyarınca, taraflar dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceği gibi, mahkemece de davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilerek, dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda, borçluların icra mahkemesine başvurusunda, şikayet ve borca itiraz nedenleri açıklanarak Manavgat 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/3241 E. sayılı dosyasına konu takibin şikayet yolu ile iptalinin talep edildiği, istemin, mahkemenin 2014/547 E. sırasına kaydının yapıldığı, ancak borçluların bu talepten bir gün evvel de aynı nedenlere dayalı olarak “borca itiraz” adı altında aynı takibin iptali için talepte bulundukları ve istemin, mahkemenin 2014/546 E. sırasına kaydedildiği görülmektedir. HMK.'nun 33. maddesi gereğince, başvurunun hukuki tavsifi hakime aittir....
Borçlunun, vekili aracılığıyla Ereğli İcra Müdürlüğü’nün 2013/3053 Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz ettiği ve söz konusu itiraz üzerine verilen mahkeme ilamının takip dosyası içinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinin itiraz eden vekile tebliği gerekir. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen ödeme emri tebligatı yok hükmündedir. Kural olarak tebligat usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nın 16/1.maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, vekil yerine asile tebligat yapılması, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan süresiz olarak şikayet edilebilir. (Benzer yönde Yargıtay 12.HD.'...
Davalı tarafından sunulan itiraz dilekçesinin içeriğinde açıkça borca itiraz ifadesinin yer almadığı, ancak icra dosyasına itiraz ifadesinin yer alındığının, davacı taraf ile aralarındaki hukuki ilişkinin ve kapora aldığının kabul edildiği , ancak dilekçe içeriğinden kaporanın iadesine yönelik itirazın bulunduğu anlaşıldığından, davacının beyanı borca itiraz niteliğinde olup takibin durdurulmasına yönelik müdürlük kararı yerinde olduğu gibi, itirazın kaldırılması için İİK 68. Maddesinde sayılan belgeler sunulmadığı gibi uyuşmazlık genel mahkemelerde yargılamayı gerektirdiğinden mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Sayılı emsal içtihadında belirtildiği üzere; Şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesi hükmüne göre de, hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez.Yine Y.12. HD.nin 27.09.2010 T., 8528/21169 EK. Sayılı ve 2009/23590 E. 2010/5162 K. sayılı emsal içtihatlarından da anlaşıldığı üzere; İnceleme icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde ileri sürülen şikayet sebepleri ile sınırlı olarak yapılır.Somut olayda; emsal içtihatlar ve HMK.nun 25. maddesi gereğince şikayet dilekçesinde yer almayan ve sonradan ileri sürülen usulsüz tebliğ iddiası incelenemez....