Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2020 NUMARASI : 2018/632 ESAS, 2020/537 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle, İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğü'nün 2018/15335 Esas sayılı dosyası ile aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, takip konusu senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını, aynı bonoya ait bir başka icra takip dosyası da bulunduğunu ileri sürerek imzaya, borca ve derdestlik hususlarında itirazda bulunmuştur....

İcra Müdürlüğü'nün 2018/14876 sayılı takip dosyasından yapılan ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edildiğini, ilgili çekte bulunan imzanın müvekkiline ait olmakla birlikte takibe konu çekin de aralarında bulunduğu 5 adet çekin kargo firması yedinde olduğu dönemde hırsızlığa konu olduğundan takibe, yetkiye, borca, imzaya, ciranta imzalarına, ciro silsilesine, davalının hamil sıfatına ve tüm ferilerine itiraz ederek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının borca itiraz niteliğinde olduğunu, İİK'nın 16/A gereğince davacı borçlu, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat etmesi gerektiğini, davacı dava dilekçesi ekindeki davasını ispatlayabilecek bir belge sunmadığından davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan değerlendirmeler sonucunda;" İstanbul Anadolu 9....

Davacı imzaya itiraza yönelik beyanlarını tekrarla birlikte tebliğ itirazlarının imzaya yönelik olmayıp tahrifata yönelik itirazlarının bulunduğu, ancak mahkemece bu hususta değerlendirme yapılmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından takibe konu olan düzenleme ve ödeme tarihlerine yönelik tahrifat iddiasının ileri sürüldüğü, ancak mahkemece borca itiraz ve imzaya itiraz yönünden değerlendirme yapıldığı, tahrifat iddiasına yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. HMK'nin 266. maddesi gereğince çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde, mahkeme; bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Somut olayda, borçlunun bonoda tahrifat yapıldığı yönündeki iddiaları, sözü edilen yasa hükmü gereğince bilirkişiye başvurulmadan sonuçlandırılamayacağından davacının istinaf istemi isabetlidir....

Ödeme emrinin tebliğ tarihine göre, davacı tarafından imzaya ve borca itiraz yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülmediğinden mahkemece davacının imzaya ve borca itirazının süre yönünden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davacının istinaf sebep ve gerekçesi yerinde değildir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde zamanaşımı itirazının süresinde olmadığını ileri sürmüştür. İİK'nın 168 ila 170. maddeleri arasında düzenlenen imzaya ve borca itiraz 5 günlük süreye tabi ise de, İİK'nın 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı iddiasının incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir. Önemli olan ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal düzenlemelerde belirlenen süre kadar zamanaşımını kesen veya durduran hallerin meydana gelmemesi ve takibin işlemsiz bırakılmasıdır....

Başsavcılığı'na şikayette bulunulduğunu, soruşturmanın devam ettiğini, ayrıca menfi tespit davası açıldığını, müvekkili şirketin böyle bir borcu bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte yetkiye, imzaya ve borca itiraz davası olup, davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece ihbar olunanlar gerekçeli karar başlığında gösterilmiş ise de, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte imzaya ve borca itiraz davalarında yasal hasım takibin alacaklısı olup, davanın ihbar edilmesi mümkün olmadığından gerekçeli kararda ihbar olunanlar olarak yer alan Salih Aydın ve Abdullah Yıldırır karar başlığından çıkarılmıştır. Davacı vekilinin yüzüne karşı verilen Kayseri 1....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya ve İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. İzmir 23. İcra Dairesinin 2021/11567 E. sayılı dosyasının incelemesinde; davalı T3 tarafından davacı ve diğer davalı T5 aleyhine 30.000,00 TL asıl alacak üzerinden başlatılan kambiyo takibi olduğu, takibin dayanağını 20/01/2020 tanzim, 20/01/2021 vade tarihli 30.000,00 TL bedelli bononun oluşturduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 26/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Borçlunun kambiyo hukuku bakımından imzaya ve borca itirazını İİK'nın 168/4 ve 5. maddeleri uyarınca ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 5 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir....

Somut olayda; davalı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 15/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu yönünde bir iddiası bulunmadığı, imzaya ve borca itirazlarını 15/05/2019 tarihinden itibaren işleyen 5 günlük yasal itiraz süresi geçtikten sonra 22/05/2019 tarihinde ileri sürdüğü, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte, takip borçluları tarafından açılan imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....

Hal böyle olunca yasal koşullar gerçekleşmediğinden davacının tazminat isteğinin reddine ve davalının para cezası ile cezalandırılmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Yargıtay 12. Hukuk dairesinin 22/10/2015 tarih 2015/12490 esas 2015/25403 karar sayılı ilamı aynı görüş ve doğrultudadır. Borca İtiraz Yönünden; İstek, 2004 sayılı İİK.nun 168/5 ve 169/a maddesine dayalı borca itirazdır. İmzaya itirazın kabulüne karar verildiğinden borca itirazın esası hakkında bir hüküm tesisine yer olmadığına karar " dair karar verildiği görülmüştür....

nin adresinin Adana olduğunu, senet alacakları aranacak borçlardan olduğundan , borçlunun yerleşim yerindeki icra dairelerinin yetkili olduğunu, davacının yetki itirazının reddinin gerektiğini, ayrıca borçlunun imzaya ve borca yönelik itirazlarının müvekkilinin alacağını geciktirmeye yönelik olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacı hakkında yapılan takipte davacıya ait imzaya itiraz edildiği, mahkemece alınan 28.06.2021 tarihli denetime ve hüküm kurmaya everişli, kesin kanaat bildiren raporda imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığının tespit edildiği belirtilerek, imzaya itirazın kabulü ile Adana 11. İcra Dairesinin 2019/8045 esas sayılı takibin davacı T1 yönünden durdurulmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 Ltd....

UYAP Entegrasyonu