Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yerel mahkemece dava konusu takibin yetkisiz İcra Dairesi'nde yapıldığından davanın usulden reddine dair verilen karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunun 1. maddesi uyarınca bu kanunun amacı; "Abonelik sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan para alacaklarına ilişkin haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinin, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) bünyesinde oluşturulan Merkezî Takip Sistemi üzerinden başlatılmasına ve haciz aşamasına kadar yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” Aynı kanunun 4.maddesinde, "Merkezi Takip Sistemindeki takip talebinin doldurulması ve sisteme kaydedilmesi ile takibin başlatılacağı," 5. maddesinde ödeme emrinin borçluya tebliğ şekli ve 7. Maddesinde ödeme emrine itiraz üzerine yapılacak işlemler düzenlenmiştir....

Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli şekilde işbu icra takibinde; yetkiye, ödeme emrine, faize ve faiz oranına, borca ve bilcümle fer'ilerine itiraz edildiğini, davalı- tarafından ilgili icra takibine itiraz edilmiş ve yine yapılan arabulucu görüşmelerinde borcun ödenmeyeceği belirtilmişse de; davalı tarafından asıl alacak olan 13.500,17-tl ikrar edildiğini ve parça parça davacı asile ödendiğini, Davalı tarafından müvekkilimize 19.04.2021 tarihinde 2.722,18-TL, 30.04.2021 tarihinde 3.777,99-TL, 03.06.2021 tarihinde 3.000,00-TL ve son olarak 31.08.2021 tarihinde 4.000,00-TL olmak üzere toplamda 13.500,17-TL ödendiğini, davacının ilgili icra takibine olan itirazlarının tamamıyla haksız ve kötü niyetli olduğu da borcun ikrar edilerek müvekkilimize ödenmiş olması ile de sabit olduğunu, davalı- borçlu tarafından asıl alacak müvekkilimize ödenmişse de işbu asıl alacağın fer'ileri tarafımıza ödenmediği davalı ile dosya masrafları, vekalet...

    K A R A R Davacı, davalıya 36.000 mark borç verdiğini, 9410 mark borcun ödenmediğini, bunun ödenmesi için yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini öne sürerek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının muhtelif tarihlerde borç olarak aldığı 36.000 DM.ın 26.590 DM. ödeyip bakiye 9.410 DM.nı ödemediği için tahsilini sağlamak amacıyla Tl. karşılığı 8.296.241.000 TL. üzerinden ilamsız takip yoluna gitmiş, ... 3. İcra Müdürlüğünün 2003/7174 sayılı takip dosyası üzerinden borçluya örnek 49 nolu ödeme emri çıkartmış,borçlunun süresinde yetkiye ve borca itiraz etmesi üzerine de ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı, itirazın iptali takibin devamı davasından 21.4.2004 tarihli dilekçesi ile “davamızla ilgili icra dosyasında İcra Müdürlüğünün yetki konusunda karar vermesi sonrasında icra dosyası yetkili ......

      İcra Müdürlüğü’nün 2013/24359 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiğini iddia ederek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi vermemiş ancak ön inceleme duruşmasında ödeme emrine yönelik yapılan itirazları tekrar ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, eldeki davanın itirazın iptali davası olduğu, takip borçlusu davalının icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olması nedeniyle, öncelikle başlatılan takipte icra dairesinin yetkili olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, icra takip dosyasında çıkartılan ödeme emrinde davalının adresinin .../... olarak belirtildiği, davalının sunduğu itiraz dilekçesinde ise adresini .../... olarak yazdığı, itirazında da yetkili icra dairesini ......

        Ltd.Şti isimli firma olduğunun açıkça görüldüğünü, davalı/alacaklı tarafından keşideci firma haricinde diğer tarafların da sorumlu olduğundan bahisle hazırlanan takip talebi ve ödeme emri hukuka aykırı olduğunu, ilgili icra müdürlüğünce de bu durum düzeltilmediğini ve ödeme emrine onay verilerek icra takibine dair işlem sırası devam ettirildiğini, icra takibine konu alacak bedelleri içerisinde yer alan çek tazminatı bedelinin iptali ile takip çıkış rakamının, işleyecek faiz miktarının, icra vekalet ücreti ve tahsil harcı miktarının müvekkil şirket açısından değişmesi gerektiğinden ödeme emrinin iptal edilerek müvekkil şirket aleyhinde sorumlu olduğu miktarlar ve alacak kalemlerini gösterir şekilde yeni bir ödeme emri gönderilmesi gerektiğini, yeni düzenlenen ödeme emrinin tebliği ile alacak kalemlerinin ve takip borcunun kesinleşmesi gerektiği yerel mahkemece göz ardı edildiğini ve böylece borca itiraz haklarının önüne geçildiğini, yerel mahkemece tebligatın usulsüz olduğu yönündeki beyan...

        İcra Müdürlüğü'nün 2017/8417 Esas sayılı dosyası ile takip yolunun değiştirildiğini ve borçlu tarafa iflas yolu ile takipte ödeme emri gönderildiğini, borçlu tarafın borca, faize ve yetkiye itiraz etmesi üzerine sehven yetkili icra dairesi olarak Anadolu Adliyesine iflas takip talebindeki aynı şartlar ile gönderilmiş olduğunu, icra dairesi tarafından sehven maddi hata yapılarak yanlış bedel üzerinden ödeme emri gönderilmiş olduğunu, bu durum fark edildiğinde icra müdürlüğünün hatasından dönerek yeniden kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile ödeme emri gönderdiğini ,borçlu tarafından takibe, borca, faize ve yetkiye itiraz edildiğini, icra takibinin aynı şartlar dahilinde yetkili icra dairesine gönderildiğini , İstanbul 25 icra müdürlüğünün 2018/32393 Esas sayılı dosyası ile kaydı yapıldığını, borçlulara aynı dosya üzerinden kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takipte ödeme emri gönderildiğini, borçlu tarafın süresinde itirazı sebebi ile iflas takibinin durduğunu, takip türünün iki...

        Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.10.2018 tarihli ve 2017/13-534 E., 2018/1567 K. sayılı kararında da aynı ilkelere işaret edilmiştir. 23. Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Kahramanmaraş 1. İcra Dairesinin 2014/7832 E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 10.518,29TL alacağın tahsili için icra takibine başlanıldığı, davalı tarafından ödeme emrine 01.10.2011 tarihinde (süresinde) itiraz edildiği, ödeme emrine itiraz dilekçesinin incelenmesinde, davalının borca ilişkin itirazları ile birlikte işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına da itiraz ettiği ancak icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının olmadığı anlaşılmaktadır. 24....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emrinin 26/10/2020 tarihinde davacıya borçluya tebliğ edildiğini, borçlu tarafından 03/11/2020 tarihinde takibe, borca, faize ve yetkiye itiraz edildiğini, yerel mahkemeye davacı tarafından süresinde itiraz yapılmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borca ve yetkiye itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davalı alacaklının bonoya dayalı takip başlattığı, davacı borçlunun yetkiye ve borca itiraz ettiği, mahkemece yetkiye itirazın kabulün karar verildiği, davalının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

          İİK'nun 62. maddesi uyarınca; genel haciz yoluyla yapılan takibe karşı itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içerisinde dilekçe veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Tüzel kişiler aleyhine yapılan takiplerde, borçlu tüzel kişinin organı (temsilcisi) ödeme emrine itiraz edebilir. Somut olayda, borçlu şirket adına icra dairesine verilen 27.11.2014 havale tarihli itiraz dilekçesinde borçlu şirket adına borçlu şirketin yetkili temsilcisi olmayan ...'ın itiraz ettiği, borçlu şirketi temsil ve...'nın yetkili olduğu görülmektedir. Bu durumda borçlu şirketin süresi içinde icra dairesine yaptığı geçerli bir itiraz olmadığından icra dairesince takibin devamına karar verilmesi gerekirken takibin durdurulmuş olması, "bir hakkın yerine getirilmemesi" niteliğinde olup, İİK.nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak şikayet konusu edilebilir....

            İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz ederek işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. İleri sürülüş şekli bakımından itiraz sebeplerini borca itiraz ve imzaya itiraz şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlar borca itirazdır. Borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun yalnız "itiraz ediyorum" demesi yeterlidir. İcra İflas Kanun'unun 63. maddesi gereğince borçlu itirazında bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı olduğundan borçlunun, senet metninden anlaşılamayan borca itiraz sebeplerini itirazında ayrıca ve açıkça bildirmesi kendi yararınadır. Dava konusu olayda; Davalı borçlu haksız yere aleyhine icra takibi başlatıldığını, mağduriyetine sebebiyet verildiğini bildirerek itiraz etmiştir. Davalı borçlunun bu itirazı borca itiraz olup, itirazı üzerine icra takibi durmuştur....

              UYAP Entegrasyonu