Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesinin 01.03.2022 Tarihli ve 2022/37 Esas, 2022/127 Karar Sayılı Kararı Bonoya dayalı takipte genel yetkili icra adresinin borçlunun yerleşim yerinin, birden fazla borçlu varsa borçlulardan birinin yerleşim yeri icra dairesinin, borcun ödeneceği yer icra dairesinin, ödeme yeri gösterilmemişse keşide yeri icra dairesinin yetkili olduğu, borçlunun yerleşim yerinin Adıyaman olduğu, davacıların dava dilekçesinde Adıyaman İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye itiraz ettiği, ödeme emrine itirazın yasal süre içerisinde olduğu gerekçesiyle yetki itirazının kabulüne, Bakırköy İcra Müdürlüklerinin yetkisizliğine, Adıyaman İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın İcra Müdürlüğünce Adıyaman İcra Müdürlüklerine gönderilmesine, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. B. Adıyaman İcra Hukuk Mahkemesinin 17.11.2022 Tarihli ve 2022/57 Esas, 2022/267 Karar Sayılı Kararı Bakırköy 10....

    Başsavcılığı'na 2021/214479 soruşturma sayılı dosyasından şikayette bulunduklarını, takipte yetkiye, borca, faiz oranına, faize, işlemiş faiz ve takibin tüm ferrilerine itiraz ettiklerini belirterek itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Gebze İcra Müdürlüğü'nün 2022/44 esas sayılı dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; davacıların Gebze İcra Müdürlüğü'nün 2022/44 esas sayılı dosyasından başlatılmış olan takibe dair yapmış oldukları borca, yetkiye, faiz oranına, faize, işlemiş faize, takibe ve ödeme emrine itirazlarının ayrı ayrı reddine, davanın reddine karar verildiğinden davacıların, takip durmadığından davalının tazminat talebinin davacı ve davalı bakımından ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 vekili istinaf dilekçesinde özetle; Gebze 1....

    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalının murisi Nurullah Şen aleyhine bonoya dayalı takip yaptığı, kesinleşen takip devam ederken borçlunun vefat ettiği, mirasçı davalıya çıkarılan ödeme emrine itiraz edildiği ve icra müdürlüğünce takibin durmasına karar verildiği, davalının murisi olan borçlunun itirazının olmaması nedeniyle takibin kesinleştiği, davalının mirası red veya mirasın borca batık olması dışında borca itiraz edemeyeceği, mirasçılara ödeme emri çıkarılmasının zorunlu olmadığı, mirasçılar borçtan müteselsilen sorumlu olup, mirasçılardan biri hakkında takip yapılabileceği, her ne kadar davalının borca itiraz hakkı olmamasına rağmen borca itiraz ettiği, takibin icra müdürlüğünce durdurulduğu, bu nedenle iş bu davanın açıldığı, davalının takibe ilişkin diğer itirazlarının icra hukuk mahkemesinde görülen davada irdelenip davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği, davacının davalıdan...

      İtirazın iptali davasının koşullarından biri yetkili icra dairesinde takip yapılıp ödeme emri gönderilmesi ve bu ödeme emrine borçlu tarafından süresinde itiraz edilmesi ve yetkili İcra Müdürlüğü tarafından usulüne uygun durma kararının verilmesidir. Somut olayda davacı ...,davalıya ait işyerinde çıkan yangının dava dışı sigortalı işyerine sıçraması sonucunda burada meydana gelen maddi zararı sigortalısına ödemiş buna mukabil,davalı hakkında rücuen tazminata yönelik ... 13. İcra Müdürlüğü'nün 2013/60996E sayılı dosyasından icra takibi başlatmıştır. Borçlu-davalı söz konusu takipte yetki ve borca itiraz etmiş, alacaklı vekilince yetki itirazı kabul edilmiş, ve dosyanın yetkili Kahramanmaraş İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. Kahramanmaraş 3. İcra Müdürlüğünün 2014/662 esas sayılı dosyasından borçlu-davalıya ödeme emri gönderilmiş ancak boçlunun işbu ödeme emrine itirazı olmadığı halde, yetkisiz ......

        Davalı borçlu 07.07.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, ödeme emrinden 01.07.2015 tarihinde haberdar olduğunu, kira borcunun taraflarınca ödendiğini, borcunun olmadığını bildirerek ödeme emrine, borca ve faize itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın davalı kefil ... yönünden reddine, davalı kiracı ... yönünden kabulü ile davalı ...’in itirazının kaldırılmasına, kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Takip dosyasında borçlu kiracıya ödeme emrinin tebliği için çıkarılan ilk tebligatın bila tebliğ iade edildiği, daha sonra davalı kiracı ...’e 07.12.2015 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmüştür....

          Uyuşmazlık; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet, yetkiye, borca ve faize itiraz ile ilamlı takip koşulları oluşmadığı gerekçesiyle takibin iptali istemine ilişkin şikayet ve kıymet takdirine yönelik itiraz niteliğindedir....

          borcunun olmaması sebebiyle, icra takibine, ödeme emrine, asıl alacağa, faize, talep edilen faiz oranına, tüm borca ve fer'ilerine itiraz ettikleri kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla girişilen takibin durdurulmasına, kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin takip alacaklısı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          İcra Müdürlüğü'nün 2014/16920 nolu dosyalarında 05.09.2014 tarihli ödeme emrini çıkartmıştır. Borçlu, alacak ödendiğinden ve temerrüt oluşmadığından alacağa ve ferilerine itiraz etmiştir. Bu durumda ilk takip yetkisiz yerde yapıldığı ve borç da ikinci ödeme emri tebliğinden önce ödendiğinden yetkisiz yerde yapılan takip nedeniyle davacı tarafın takip masrafı talep hakkı bulunmamaktadır. Alacaklı taraf yetkili yerden çıkarmış olduğu ödeme emrine itiraz üzerine ise bu yetkili yer takibi nedeniyle de ortada asıl borç bulunmadığından ve davada işlemiş faiz talebi olmadığından takip gideri talep edemez. Mahkemece davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre; HMK'nın 355.maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, davacı tarafından ileri sürülen iddianın borca itiraz ve şikayet niteliğinde olduğu, borca itirazın kabulü halinde takibin durdurulmasına karar verileceği, şikayetin kabulü halinde takibin iptaline karar verileceği, bu durumda şikayetin öncelikle değerlendirilmesi gerektiği ve davacının da yararına olduğu, şikayet sonucunda takibin iptaline karar verildikten sonra yeniden takip başlatılması halinde davacının kendisine gönderilecek ödeme emrine karşı yasal süresi içerisinde borca itiraz edebileceği, takip talebine ve ödeme emrine davacı hakkında "Konkordato ilanı olduğundan işlem yapılmayacaktır" yazılmasının ve davacıya ödeme emri gönderilmemiş...

            Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Diğer taraftan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası, TK'nın 32. ve İİK'nın 16. maddesi uyarınca takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 gün, ödeme emrine yönelik itirazların da İİK'nın 16. maddesi uyarınca aynı süre içerisinde İcra Mahkemesinde ileri sürülmesi gerekir. Borca itiraz ve sair şikayetlerle birlikte borçlu, usulsüz tebliğ iddiasında bulunmuş ise, usulsüz tebliğ iddiasının kabulü veya reddine göre sair şikayet ve itirazların yasal süresinde olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 07.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 13.04.2021 tarihinde açıldığı görülmüştür....

            UYAP Entegrasyonu