Davacı imzaya itiraza yönelik beyanlarını tekrarla birlikte tebliğ itirazlarının imzaya yönelik olmayıp tahrifata yönelik itirazlarının bulunduğu, ancak mahkemece bu hususta değerlendirme yapılmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından takibe konu olan düzenleme ve ödeme tarihlerine yönelik tahrifat iddiasının ileri sürüldüğü, ancak mahkemece borca itiraz ve imzaya itiraz yönünden değerlendirme yapıldığı, tahrifat iddiasına yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. HMK'nin 266. maddesi gereğince çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde, mahkeme; bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Somut olayda, borçlunun bonoda tahrifat yapıldığı yönündeki iddiaları, sözü edilen yasa hükmü gereğince bilirkişiye başvurulmadan sonuçlandırılamayacağından davacının istinaf istemi isabetlidir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/10/2022 NUMARASI : 2020/91 ESAS - 2022/728 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2020/6901 Esas sayılı dosyasında aleyhlerine takip başlatıldığını, takibe konu çek üzerindeki imzaya borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, söyleyerek takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız olduğunu, ödeme iddiasının mesnetsiz olduğunu, imzaya kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, söyleyerek davanın reddini istemiştir....
Davacı borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, yetki itirazlarının reddi ile, memur muamelesini şikayetlerinin haklı gerekçe gösterilmeden ve dahi bu konu itiraz ve şikayetlerimiz hakkında tahkikatta inceleme yapılmaksızın reddedildiğini, imzaya ilişkin itirazlarının ise haksız ve usule aykırı şekilde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda reddedildiğini, zira dayanak belge olarak çek suretinde müvekkilinin imzasının ve keşide yerinin görülmesi gereken kısmın bilerek ve isteyerek eklenmediğini, bu durumda haklı şikayetlerinin dayanak belge yokluğundan kabul edilmesi gerekirken, reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, çek üzerindeki imza ve yazının da müvekkiline ait olmadığını, bilirkişi incelemesinde yazı incelemesi yapılmadığını, bu durumda müvekkilinin üzerini kendi doldurmadığı bir çekin keşide yeri olarak neresinin yazıldığını bilme ihtimalinin bulunmadığını, bu sebeple şikayetlerinin kabulü ile yetki itirazlarının da kabul edilmesi gerektiğini, takibe konu çek ve...
Anılan Kanun'un 297/c maddesinde ise; kararın; “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” içermesi gerektiği belirtilmiştir. Somut davada mahkemece, davacı borçlu şirketin imzaya itiraz dışındaki taleplerinin hiç biri değerlendirilmeden sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır ....
Ardından 14.05.2013 tarihinde yakip yenilenmiş olup, borçlulara yenileme emri tebliği üzerine borçlular icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz etmişlerdir. Borçlular 02.05.2008 tarihinde ödeme emri tebligatı üzerine yasal sürede mahkemeye başvurmuş olup, dava takip edilmediği için HMK'nun 409/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden takip artık kesinleşmiştir. Borçlulara her ne kadar 14.05.2013 tarihinde yenilenmesi üzerine yenileme emri tebliğ edilmiş ise de, borçluların itirazı, İİK.nun 168/4. maddesi kapsamında imzaya itiraz olup, bu maddeye göre ödeme emri tebliği tarihinden itibaren beş günlük sürede yapılması gerekir. Takibin yenilenmesi ve yenileme emrinin tebliğ edilmesi yeniden itiraz hakkı vermez. O halde mahkemece, istemin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek kabul kararı verilmesi isabetsizdir....
, bu nedenle çekten müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, ayrıca takip alacaklısına borcun bulunmadığını ileri sürerek yetkiye, imzaya, borca ve fer'ilerine itirazlarının kabulü ile takibin iptaline, tazminat ve para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesince bu esaslara uygun şekilde imza asıllarını içeren belgeler getirtilmiş, davacı avalistin imza örnekleri huzurda alınmış ve bilirkişi incelemesi sonucunda alınan bilirkişi raporu gerekçeli, kapsamlı ve hükme esas alınmaya elverişli olup, imzaya itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından yerinde bulunmayan davacı T1'ın istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; davacı borçlu şirket aleyhine davalı alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus icra takibinin başlatıldığı, davacı borçluya örnek no 10 ödeme emrinin 25/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının yetkiye, borca ve imzaya itirazına ilişkin iş bu davayı 23/10/2020 tarihinde açtığı, İİK'nun 168/3 maddesi uyarınca her türlü itiraz ve şikayetin ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içerisinde yapılması gerektiğinden bu süreden sonra davacı tarafından açılan davanın süreden reddine ilişkin verilen kararda isabetsizlik bulunmayıp, usulsüz tebligat şikayetinin dava dilekçesinde ileri sürülmediği de dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanısına varılmıştır....
ya ait olmadığı yönündeki imzaya itirazı süresinde olup, imzaya itirazın esasının incelenmesi gerekmektedir. O halde mahkemece imzaya itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile borçlunun bu konudaki talebinin de reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 26/06/2019 tarih 2018/5 esas 2019/491 karar sayılı mahkeme kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkından Mersin 6.İcra Dairesinin 2017/16412 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe dayanak çekte keşidecinin imzasının müvekkiline ait olmadığını, muhatap banka tarafından da çekteki imzanın keşideciye ait olmadığı kuşkusu doğduğundan üzerinde herhangi bir işlem yapılmadığını, müvekkili ile davalı arasında hiçbir şekilde ticari veya akdi ilişki gerçekleşmediğini beyan ederek yetkiye, imzaya, borca ve fer'ilerine itirazlarının kabulüne, davalı aleyhine % 20 kötü niyet tazminatı ve %10 para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....