İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Artvin İcra Müdürlüğünün 2017/1007 esas sayılı ilamsız takipte ödeme emrine karşı davacı borçlunun süresi içerisinde 14/08/2017 tarihinde derdestlik itirazı ve zamanaşımı defiinde bulunduğu, Artvin İcra Dairesi Müdürlüğünün 2017/1007 esas sayılı dosyasının 14/08/2017 tarihli tensip zaptında ''Müdürlüğümüzün sadece borca ve yetkiye itirazı değerlendirme yetkisinin bulunduğu, Müdürlüğümüzün derdestlik ve zamanaşımı itirazını değerlendirme yetkisinin bulunmaması sebebiyle talebin reddine'' karar verildiği görülmüş, davacı şikayet dilekçesi şikayet konusu icra müdürlüğünün kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Ltd Şti'nin de borca, ferilerine ve yetkiye itiraz ettiğini, davalı borçluların itirazlarının yasal süresi içerisinde ve geçerli olduklarını, Hadim İcra Müdürlüğü'nün itiraz üzerine icranın durdurulmasına dair 02/02/2018 tarihli kararı ile davacı alacaklı vekilinin icranın devamına ilişkin talebinin reddine dair 05/02/2018 tarihli kararının hukuka uygun olduğunu, İİK'nun 50. maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2020/541 ESAS - 2020/814 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 26.İcra Müdürlüğü'nün 2020/4652 Esas sayılı dosyasındaki takipten haricen haberdar olduklarını, müvekkilinin takibe konu senede imza atmadığını, borca, imzaya ve tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini, yetkili icra müdürlükleri ve mahkemelerinin İzmir olduğunu belirterek, yetkiye, imzaya, borca itirazlarının kabulüne ve %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....
İlâmsız icra takibinde takip borçlusunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması ve takip alacaklısının takibin devamını sağlamak üzere İcra İflas Kanununun 68 ve 69’uncu maddelerine göre icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek yerine, aynı Kanunun 67’nci maddesi gereğince mahkemeye başvurarak itirazın iptalini istemesi durumunda, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı İcra hukuk mahkemesinin yerine geçerek İcra İflas Kanunu 50’nci maddesi hükmü çevresinde inceleyerek sonuçlandırması gerekmektedir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Mahkemenin yapılan yargılama sonunda icra dairesinin yetkili olmaması nedeniyle İcra İflas Kanununun 50/2’nci maddesi hükmü kapsamında icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmadığından sadece itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetki itirazının kabulüne, icra takibinde ......
Dairelerinde, icra takibine giriştiğini, davalının haksız yere icra takibine itiraz ettiği iddiasıyla itirazın iptali istemine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamında davalının süresinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu, davalıların "...."da ikamet ettiği, eldeki davada da davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı borçlu, icra takibine itirazı sırasında yetki itirazında bulunmayarak... yetkisini kabul etmiş sayılmakta ise de; bu husus, itirazın iptali davasının görüleceği genel mahkemenin yetkisini de kabul ettiği anlamına gelmez. İcra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalı borçlunun, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etmeye hakkı bulunmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın ... Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince....Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05/12/2019 gününde oy birliği ile karar verildi....
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve her ne kadar borçlu şirket ve yetkilisinin yetkiye ve borca itirazı bulunmadığına ilişkin beyanı icra dosyasında mevcut ise de, bu beyanın fiili haczin yapıldığı esnada alınmış olmasına ve bu nedenle Mahkemece itibar edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ihtiyati haciz talep eden vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz talep eden vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 23/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2020 NUMARASI : 2019/1283 ESAS- 2020/700 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Batman'da ikamet ettiğini, bu nedenle Batman İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğundan bahisle yetkiye, ayrıca müvekkilinin borcu bulunmadığından bahisle borca itiraz ettiği, imzaya itiraz hakkını ise saklı tuttuğunu bildirerek takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı alacaklı, borçlu hakkında .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/6602 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak borçlunun hem yetkiye hem de borca itiraz ettiğini, yetkiye yapılan itirazı kabul ettiklerini, ancak borca yapılan itirazın kaldırılması gerektiğini, kiracının borcunu İİK.nun 269/c-1 maddesinde belirtilen belgelerle ödediğini ispat edemediğini, bu nedenle davalının temerrüde düştüğünü ileri sürerek davalının itirazının kaldırılması ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir....
Genel yetki kuralı uyarınca yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim ---------- yandan 6100 sayılı HMK nun 10. maddesi ve devamında TBK nun 89/1 uyarınca da (para alacağına ilişkin takibin yapıldığı,-------bulunduğu dikkate alındığında) davacı şirketin bulunduğu yerdeki icra dairelerinin de yetkili olabileceği ancak davacı şirketin bulunduğu yerin de dava dilekçesinde belirtilen şekilde ---- bu bakımdan da yetkili ----- olduğu anlaşılmakla, yetkili olmayan ------- icra dosyasında icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili her ne kadar davalının yetki itirazında bulunamayacağını; 7155 Sayılı Kanun uyarınca takibin------ yapılan icra takibinde gerek borca itiraz gerek yetkiye yapılan itiraz sonucunda, alacaklı bu itirazları hükümden düşürmeden takibe devam edemez; Kanun borca itirazın ve yetkiye itirazın hükümden düşürülmesini ayrı düzenlemiştir....
Davalı asıl borçlu şirket bakımından ise şirketin sözleşmede yazıldığı ve sunulan tasfiye ilan örneklerinden şirketin tasfiye halinde olduğu, tasfiye memuru olarak davalı müteselsil kefilin atandığı anlaşılmakta ise de şirketin adresi itibariyle Antalya Ticaret Sicilinde kayıtlı olduğu anlaşıldığı ve İstanbul Ticaret Sicili tarafından bilgi verildiği halde şirketin Antalya Ticaret Sicilinden durumu araştırılmamış, icra takibi ve dava sırasında şirketin tüzel kişiliğinin devam edip etmediği bu meyanda tasfiye memurunun borca itirazının geçerli olup olmadığı belirlenmeden usulüne uygun bir yetki itirazı varmışcasına yetkili yerde icra takibi yapılmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davalı şirketin icra dairesinin yetki itirazı olmadığı dikkate alınarak , hukuki durumu belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir....