İlk derece mahkemesi tarafından; “…Davacı ikametgahının Samsun/Çarşamba olduğunu belirterek çarşamba icra müdürlüklerinin yetkili olduğunu iddia etmiş ise de, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısına göre davacı şirketin adresi Çekmeköy/İSTANBUL olduğundan yetki itirazının yerinde görülmediği, mzaya ve borca itirazları yönünden sürekli mazeret verildiği, son kez mazeretleri kabul edildiği belirtildiği halde yine davayı takip etmedikleri tespit edildiği gerekçesi ile “1- Davacının yetki itirazının REDDİNE, 2- İmzaya ve borca itirazları nedeniyle HMK. 320/4 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA ” karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf başvurusunda özetle; dava dilekçesindeki nedenlere dayalı olarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Başvuru; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde yetkiye, imzaya ve borca itiraza ilişkindir. Yetki itirazının, İİK.'...
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin fatura karşılığı davalıya mal sattığını, davalının fatura bakiyesi borcunu ödemediğini, bu sebeple hakkında ....İcra Müdürlüğü’nün 2011/4353 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak davalının borca, ferilerine ve yetkiye itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiş ve duruşmaya katılmamıştır....
İcra Müdürlüğünün 2012/19706 Esas sayılı dosyasında yapıldığı, borçlunun süresinde borca ve yetkiye itiraz ettiği, davacı alacaklının da 09.09.2013 tarihinde eldeki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasında yetkili mahkeme HMK'nın 6. maddesi uyarınca davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Akdî ilişkinin çekişmesiz olduğu durumlarda TBK'nın 89/1. maddesi hükmüne göre alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde de itirazın iptali davası açılabilir. Akdî ilişkinin varlığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık varsa, bu durumda alacaklının kendi yerleşim yeri mahkemesinde açtığı itirazın iptali davası yetki itirazı ile karşılaşabilir. Borçlu, takibe itirazında sadece alacağın varlığını ve bu ilişki nedeniyle takip konusu meblağ kadar alacaklı olduğunu kanıtlamalıdır. Somut olayda; borçlu, borca, takibe ve yetkiye itiraz etmiştir. Bu durumda, akdî ilişkinin çekişmesiz olduğu kabul edilemeyeceğinden, TBK'nın 89/1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından, tedbir nafakası ara kararına dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, örnek 7 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra dairesine yaptığı başvuruda, borca itirazı ile birlikte yetkili icra dairesinin yerleşim yerinin bulunduğu ... İcra Dairesi olduğunu ileri sürerek ......
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirkete araç sattığını, faturanın ödenmeyen 8.000.00 YTL’lik kısmı için yapılan icra takibinin davalının yetkiye ve borca itirazı üzerine durduğunu ... sürerek itirazın iptaline, % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, davalının icra dosyasına yaptığı itirazının 7.000.00 YTL’lik kısmının iptaline karar verilmiş, hüküm davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Davalı borçlu aleyhindeki icra takibine yaptığı itirazında hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece, İİK.’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
İcra dairesinin yetkisinin yanında borca da itiraz edilmiş olduğundan iş bu itirazın iptali davası açılmıştır. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Bu durumda mahkemece İİK 50. maddesi de gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekirken bu yön incelenmeden mahkemenin yetkisine yönelik itirazı incelenmek suretiyle yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraf vekilleri yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.09.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi. -KARŞI OY YAZISI- Davalı borçlu, icra dairesinin yetkilisi ve borca itiraz ettikten sonra açılan itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş, ancak sayın çoğunluk mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisini incelemesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur....
ispata elverişli olmadığı ve alacaklının da kabulü bulunmadığından davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu kanıtlayamamış olup, mahkemece borca kısmi itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığını, ancak davacının imzaya itirazı olmadığı halde imza yönünden inceleme yapılarak bir başka ifade ile talep dışına çıkılarak imzaya itirazın reddi ile birlikte imzaya itiraz için öngörülen İİK'nın 170. maddesine dayalı olarak tazminat ve özellikle para cezasına hükmedilmesinin yerinde olmadığından bu hususun re'sen incelendiğini, davacının borca kısmen itiraz ettiği, borca kısmi itirazın reddine karar verildiği, takibin de tensiple birlikte geçici olarak durdurulduğu ve alacaklının da cevap dilekçesinde tazminat talep ettiği gözetildiğinde, borçlu aleyhine sadece İİK'nın 169/a-6. maddesi uyarınca itiraz edilen asıl alacak kısmı olan 313.000,00 TL üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekli ve yeterli iken, borçlunun dava dilekçesinde borcun 60.000,00 TL'lik kısmını kabul...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Dava konusu borç abonelik sözleşmesinden kaynaklanan para alacağına ilişkin olup 7155 sayılı kanun ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmelik gereğince takibin Merkezi Takip Sistemi üzerinden yapıldığını, ilgili yönetmeliğin 11.maddesinde borca itiraz durumunda 2004 sayılı İİK hükümlerinin uygulanacağı , yetkiye itiraz halinde sistem üzerinden yetki itirazının kabulü seçe- neğinin seçileceği belirtilmiş iken, hem borca hem yetkiye itiraz halinde izlenecek yolun belirtil- mediğini, ayrıca borca ve yetkile birlikte itiraz olunması halinde MTS portalından yetki itirazının kabulüne yönelik bir seçenek veya buton bulunmadığını ,kaldı ki yetki itirazında bilirtilen yerde dava açıldığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 maddesine dayalı olup, telefon aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle MTS üzerinden başlatılan...
Somut olayda ; Düziçi İcra Müdürlüğü'nün 06.01.2020 tarihli kararı ile takibin yetki yönünde durdurulmasına, borçlunun sair itirazlarının yetkili icra müdürlüğünce değerlendirilmesi şeklinde karar verildiği, ilk derece mahkemesince bu karar gerekçe gösterilerek dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de ; davalı borçlunun takipte hem yetkiye hem de borca itirazı üzerine İİK'nin 66. Maddesi gereğince takip kendiliğinden durduğundan ve davacı tarafça İİK.nin 67. maddesine istinaden borçlunun yetkiye ve borca yaptığı itirazın iptali talep edildiğinden ilk derece mahkemesince 6100 sayılı HMK ve 2004 sayılı İİK'nın yetkiye dair hükümleri ve taraf delilleri değerlendirilerek öncelikle İcra Müdürlüğünün yetkili olup olmadığı konusunda bir karar verilmesi gerekirken hatalı olarak İcra Müdürlüğünce verilen karar gerekçe gösterilerek hüküm tesis edilmesi sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, icra hukuk mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı icra hukuk mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Esasen icra hukuk mahkemesinden daha geniş yetkili olan genel mahkemenin yetki itirazını inceleyememesi için bir neden de bulunmamaktadır. Dairemiz`in yerleşik uygulamasına göre de, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır....