Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden; davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine, davacının kambiyo vasfına yönelik şikayeti ile yetkiye ve borca itirazının süreden reddine oy birliğiyle karar verilmiştir....

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğ'in 30 ve 35. maddelerine açıkça aykırı ve usulsüz olduğunu, İlk Derece Mahkeme kararının isabetli olduğunu, davacının şikayetinin kabul edilmiş olması karşısında davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı, mahkemece, yetkiye, borca itiraz ve sair hususlarda "mahkemece inceleme yapılamayacağından, takibin türüne göre bu taleplerin incelenemeyeceğinden" bahisle ret hükmü verildiğinden ve şikayetin de kabul edilmiş olması karşısında davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının da isabetli olduğu gerekçesiyle davalı tarafın istinaf talebinin esastan reddine; davacı tarafça istinaf konusu edilen uyuşmazlık ve ihtilafa konu alacak hak veya malın değeri 758,85 TL olup, (kararda davacı lehine eksik hükmedildiği belirtilen yargılama gideri ve...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçlusu tarafından açılan kambiyo şikayeti yetkiye, borca ve imzaya itiraz davasına ilişkindir. İstinaf sebepleri ile sınırlı olmak ve kamu düzeni yönünden yapılan incelemede, Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; davanın davalı asil tarafından açıldığı, dava dilekçesinde bildirdiği adrese duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin tebliğ edilmiş olmasına rağmen 18/11/2020 tarihli celseye katılmadığı, mazerette bildirmediği, bu sebeple bu celse de dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, daha sonra davanın davacı tarafından yenilendiği, ancak yine kendisine usulüne uygun duruşma gün ve saati tebliğ edilmesine rağmen 02/06/2021 tarihli celseye katılmadığı, mazerette bildirmediği bu şekilde davacının imzaya ve borca itiraz davası yönünden HMK'nun 320/4. Maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, kambiyo senetlerine özgü takipte yetkiyi, borca ve imzaya itiraza ve meskeniyet şikayetine ilişkindir. Borçlunun İİK'nın 168/5 maddesi uyarınca yetkiye ve borca itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde yapması gerekir. Öte yandan İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti ise aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbi olup bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda takip kapsamında davaya konu taşınmaza (215 ada 23 parsel B Blok 2. Kat 5 nolu bağımsız bölüm) son olarak 27/01/2022 tarihinde haciz konulduğu, hacze ilişkin 103 davetiyesinin borçluya 07/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili Av. Deniz Sonkaya'nın 04/03/2022 tarihinde, borçlu davacı asilin de 08/03/2022 tarihinde bu hacze ilişkin itirazlarını dosyaya sundukları görülmektedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte itfa iddiasına dayalı olarak borca itiraz edildiği; mahkemece 14.12.2015 günü, dosya üzerinden verilen kararda borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilerek ıttıla tarihi olan 11.11.2015 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltildiği, borca itiraz hakkında herhangi bir karar verilmediği, iş bu kararın borçlu tarafından temyiz edilmeksizin sadece tavzih talebinde bulunulması üzerine bu defa...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının temyizine ilişkin dilekçenin reddini mutazammın 30/05/2018 tarihli ve 2017/5259 Esas - 2018/5528 Karar sayılı Daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibine karşı borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte yetkiye ve borca itirazda bulunduğu, mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyularak karar verildiği, iş bu karara yönelik borçlunun temyiz dilekçesinin Dairemizin 30/05/2018 tarih ve 2017/5259 E.-2018/5528 K. sayılı kararı ile süre aşımından reddine karar verildiği, bu kez borçlunun, temyiz talebinin...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takipte borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; müvekkiline gönderilen ödeme emrinin muhtara bırakıldığını, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olduğunu ve bu tarihte kendisine tebliğ olduğunu belirterek icra dairesinin yetkisine ve borca itirazla takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece başvurunun usulsüz tebligat şikayeti olarak değerlendirilip ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verildiği görülmektedir....

          B-DAVACI TARAFIN SENEDİN KAMBİYO VASFINA YÖNELİK ŞİKAYETLERİ VE BORCA İTİRAZLARI YÖNÜNDEN YAPILAN İSTİNAF İNCELEMESİNDE; Davacıların diğer başvuruları 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 168/3- 5. maddesine dayalı, kambiyo vasfına yönelik şikayet ve borca itiraz niteliğindedir ve aynı maddeye göre itiraz ve şikayetin beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz ve şikayet edene tebliğinden itibaren başlar ve hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir. Somut olayda, borçlulara ödeme emrinin 02/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, yasal 5 günlük şikayet ve itiraz süresinin 07/11/2019 tarihinde sona erdiği halde, davacı borçluların süresinden sonra 23/06/2020 tarihinde icra mahkemesine müracaatla şikayet ve itirazda bulunduğu, başvurularında tebligatların usulsüzlüğüne yönelik bir şikayetlerinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu ... Köyü Toplu Yapı Kat Maliklerini hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borçlunun, “yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediği” gerekçesiyle borca itirazını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu mahkemece, başvurunun kambiyo şikayeti olarak nitelendirilerek, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği görülmüştür....

            Sulh Hukuk Mahkemesinin 22/10/2014 tarihinde kesinleşen 2014/72 E. - 2014/1125 K. sayılı ilamı ile ödeme emrinin tebliğinden ve takibin kesinleşmesinden önce mirası reddettikleri anlaşıldığından, olayda İİK'nun 53. maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı/borçluların mirasın reddi nedeniyle takibin iptaline yönelik talebi, borca itiraz niteliğinde olmakla, takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük sürede icra müdürlüğünde ileri sürülmesi gerektiğinden ve borçluların borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmelerinin gereksiz ve geçersiz bir işlem olduğu ve hukuki sonuç doğurmayacağı nazara alınarak mahkemece bu yöndeki talebin esasının incelenerek kabulüne karar verilmesi yerinde değildir....

            UYAP Entegrasyonu