Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi SUÇ : 6100 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Disiplin Hapsi Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayet edilenlerin üzerine atılı bulunan "tedbire ilişkin karara uymamak" eylemi, 6100 sayılı Kanun'un 398. maddesi uyarınca disiplin hapsi cezası ile yaptırım altına alınmış olup, aynı Kanun'un 394. maddesinin birinci fıkrasına göre yaptırımı disiplin hapsi olan suçlardan dolayı verilen kararlar itiraz yasa yoluna tabi bulunduğundan şikayet edilenler vekilinin temyiz dilekçesi itiraz mahiyetinde kabul edilerek gereği mahallinde itiraz merciince değerlendirilmek üzere dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İİK'nun 142/a maddesi birinci fıkrasında; "sıra cetveline karşı 142. madde uyarınca şikayet veya itiraz yapılmışsa, tebligatı alan ve sıra cetvelinde hak sahibi görünen her alacaklı, bir bankanın kesin teminat mektubunu dosyaya ibraz ederek payına düşen meblağı tahsil edebilir." düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, dosyada mevcut .... 6. İcra Müdürlüğünün 2008/11676 E sayılı dosyasından düzenlenen 04.12.2014 tarihli sıra cetveline şikayetçi banka tarafından itiraz edildiğini, iş bu sıra cetveline göre 1. Sırada ...... ..... A.Ş nin 2. Sırada ise şikayetçi bankanın bulunduğu, şikayetçi bankaca sıra cetvelinde kendisine isabet eden paranın teminatsız olarak ödenmesi talebinde bulunulduğu; sıra cetveline itirazın şikayetçi banka tarafından yapıldığı başkaca şikayet bulunmadığı gibi, şikayetçi bankaya ödenecek meblağa ilişkin bir şikayetin de bulunmadığı, dosya kapsamından anlaşılmıştır....

      nın kasten yaralama suçundan mahkumiyetlerine dair hükümlerin incelenmesinde; Sanıkların maktule yönelik eylemlerinin, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 Sayılı TCK.nun 86/2. maddesi kapsamında kalan basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaralama suçunu oluşturduğu, maktulün şikayetçi olmadan öldüğü ve şahsa sıkı sıkıya bağlı olan şikayet hakkının başkaları tarafından kullanılamayacağı dikkate alındığında, 5237 Sayılı TCK.nun 73. maddesi gereğince şikayet yokluğundan sanıklar hakkındaki kamu davasının düşürülmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde 765 sayılı TCK.nun 456/4 maddesi gereğince mahkumiyetlerine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, şikayet yokluğu nedeniyle CMUK 322. maddedeki yetkiye istinaden bu suçlardan açılan kamu davalarının TCK 73, CMK 223/8 maddesi gereğince ayrı ayrı DÜŞÜRÜLMESİNE 10/11/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Ancak; İcra takip dosyasında, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edilemediği ve takip kesinleşmeden şikayette bulunulduğunun anlaşılması karşısında, suçun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesi kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından “.......

          İflas idaresinin, sıra cetvelini düzenlerken uyması gereken iflas hukuku kurallarına aykırı hareket ettiği veya yaptığı bir işlemin hadiseye uygun olmadığı iddia edilirse, bu Halde sıra cetveline karşı şikayet yoluna başvurulur (İİK'nın m.227; m.16). Şikayet sebeplerinden en önemlisi, bir alacaklının kendisine verilen sıraya itiraz etmesidir (m. 235, IV). Buna göre, alacağı sıra cetveline kabul edilen bir alacaklı, alacağının esas ve miktarına değil de, yalnız alacağına verilen sıraya itiraz ediyorsa, bunu şikayet yolu ile icra mahkemesine bildirir. Diğer şikayet sebeplerine örnek olarak; sıra cetvelinin açık olmaması, bu husustaki kanun hükümlerine (İİK'nın m.233-234) uyulmamış olması, sıra cetvelinin ilan edilmemiş olması, masaya yazdırılmış olan bir alacağın unutulmuş olması, masa alacaklarının da sıra cetvelinde gösterilmiş olması, reddedilen bir alacağın neden dolayı reddedildiğinin, yani red .../... S.2....

            Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde kambiyo vasfına yönelik şikayet ile birlikte yetkiye itiraz niteliğindedir. Davacı borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde davacı tarafça kambiyo vasfına yönelik şikayet ile birlikte icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edildiği, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Takibe konu 24.10.2020 keşide tarihli 300.000,00 TL bedelli Garanti Bankası A.Ş. Nazilli Aydın Şubesine ait çek incelendiğinde; keşide yerinin Nazilli Aydın, muhatap banka şubesinin Nazilli şubesi Aydın olduğu, davacı şirketin sicilde kayıtlı adresinin Nazilli Aydın olduğu olduğu, ödeme emrinin itiraz tarihi itibariyle tebliğ edilmediği görülmektedir....

            etmediğini, borçluların aracı fiilen haczedilince haksız ve kötü niyetli olarak usulsüz tebliğ iddiasıyla beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak tespiti için dava açma yoluna gittiğini, mahkemece tebliğ usulsüz sayılıp beyan tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiğini, ancak borçluların beyan tarihinden çok önce tebligatlardan haberdar olduğunu, borçluların amacının sıra cetvelindeki haciz sıralarının değişmesini sağlamak ve alacağımızın tahsilini imkansız kılmak olduğunu, bu nedenle borçluların haksız ve kötü niyetli olduğunu, borçluların bilerek tebligatları kayıt dışı çalıştırdıkları elamanına aldırdığını, davacı borçluların, usulsüz tebliği öğrenir öğrenmez borca ve yetkiye itiraz etmediğini ve dava açmadığını, mahkemece tebliğin usulsüzlüğü tespit edilse dahi, tebliğ tarihi olarak artık beyan tarihi değil, fiili haczin yapıldığı tarih olması gerektiğini, bu tarihten itibaren de süresi içinde takibe ve borca, yetkiye itiraz yapılmadığından dava açmakta hukuki...

            Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takiplerinde yetkiye, borca ve imzaya itiraz etmek isteyen, senedin kambiyo vasfına ilişkin şikayette bulunmak isteyen borçlunun itiraz ve şikayetlerini ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde icra mahkemesinde ileri sürmesi gerekir. Aksi takdirde itiraz ve şikayetler süre aşımından reddedilir. Somut olayda; davacı borçluya örnek no:10 ödeme emrinin 16/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun itirazlarını ve şikayetini 16/07/2019 tarihinden itibaren işleyen 5 günlük yasal itiraz süresi geçtikten sonra 24/09/2019 tarihinde ileri sürdüğü, anlaşıldığından mahkemenin itiraz ve senedin kambiyo vasfına ilişkin şikayetin süre aşımından reddine ilişkin kararı da isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

            İcra Mahkemesince, şikayetin reddine dair verilen karar şikayetçi vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 04.10.2011 tarih, 2011/601 E. 816 K. sayılı ilamıyla “kambiyo senetlerinde ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresi 5 gün, ödeme süresi 10 gündür (İİK m.168,II,III,IV). Bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından (İİK m. 78/I), henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczi de 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğurur. Şikâyet olunan tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte koydurulan ihtiyati haciz, ödeme süresinin dolduğu 27.06.2010 gününün mesai bitiminde kesin hacze dönüşmüştür (İİK.m.264)....

              Hukuk Dairesi tarafından, şikayet olunanın haciz tarihinden itibaren 1 yıl içinde ortaklığın giderilmesi davası açtığı ve sonraki haczin ilk hacizden vazgeçme anlamına gelmediği gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Şikayet olunan, 18.01.2013 tarihinde haciz koymuş olup icra müdürlüğünden aldığı yetkiye istinaden14.08.2013 tarihinde ortaklığın giderilmesi davası açmıştır. Davada geçen süre zarfında satış talep ederek avans yatırması gereken sürenin hesaba katılmayacağı nazara alındığında şikayet olunanın ilk hacizden itibaren dava açana kadar 6 ay 26 gün süresi geçmiş olup ortaklığın giderilmesi davasının karara bağlanmasından sonra satış istemesi için geriye 5 ay 4 gün süresi kalmıştır. Ortaklığın giderilmesi davası feragatle sonuçlanmış olup karar 24.06.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Böylece şikayet olunanın bu tarihten itibaren 5 ay 4 günlük süre içinde satış istemesi ve avans yatırması gerekir....

                UYAP Entegrasyonu