Somut olayda, davacı borçlu tarafça, dava dilekçesinde sair itiraz ve şikayetlerin yanı sıra ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği, borca faize ve ferilere ve zaman aşımına itiraz istemleri ileri sürülmüş, mahkemece belirtilen bu hususlardan, usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Gerekçeli kararda sadece borca itiraz yönünden inceleme yapılarak sonuca gidilmiştir. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davacı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, oy birliği ile karar verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davacının davasının kabulüne, davalı borçlunun yetkiye ve borca itirazının kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, takibe dayanak faturaların İİK'nun 68....
İcra Dairesinin 2021/27364 Esas sayılı dosyasında takibe devam edildiğini, mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı olarak hatalı verildiğini zira yetkisiz icra dairesinde borca ve faize itiraz ettiği için itirazlarının mahkemece dikkate alınması gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf incelemesi sırasında şikayete konu olan taşınmazın üçüncü kişiler tarafından satın alındığı, kira alacağı ve tahliye talepli olarak kiracı aleyhine başlatılan takipte, ödeme emrinin kiracılara tebliğ edildiği, kiracıların takibe itiraz etmedikleri, takibe konu borcun tamamının yasal süresinde ödendiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
İlk derece mahkemesi dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda; takibin öncelikle TC kimlik numaralı T1 aleyhine başlatıldığı, bu kişinin vekili aracılığıyla itiraz ettiği, itiraz dilekçesinde borçlunun müvekkili ile aynı isimli Uzman İş Eğitim ... Ltd. Şti yetkilisi olduğunu belirttiği, bunun üzerine alacaklı vekilinin talebiyle davacının borçlu olarak dosyaya eklendiği ve ödeme emrinin gönderildiği, davacının da vekili aracılığıyla borca, faize ve yetkiye itiraz ettiği, bunun üzerine alacaklı vekilince itirazın iptali davası açıldığı, itirazın iptali davasının İstanbul 14. Sulh Hukuk Mahkemesi 2018/1061 E. sayılı dosyası ile görüldüğü ve 2020/280 K. sayılı ilamı ile karar verildiği, ilamda kimlik numaralı huzurdaki davanın davacısı ve dava dışı Uzman İş Eğitim Sağlık ... Ltd. Şti'nin itirazı hakkında itirazın iptaline ve takibin devamına karar verildiği, dar yetkili icra mahkemesinin, İstanbul 14....
sözleşmesindeki borç tutarı üzerindeki asıl alacağa faize ve yetkiye itiraz ettiğini beyanla itirazlarının kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Davacı borçlu vekili tarafından, dava dilekçesinde, takibe ilişkin yetki itirazında bulunulmuş, ayrıca esas yönünden de, takip konusu çeklerden 10/09/2018 tarihli ve 80.000,00- TL bedelli çekteki imzanın davacıya ait olmadığı, yine, bu çekteki borcun tamamına işlemiş ve işleyecek faize, çek tazminatına ve ferilere itiraz edildiği, belirtilmiştir. Ancak, buna rağmen mahkemece, talep konusu olmayan takip konusu diğer 05/08/2018 tarih 75.000,00- TL miktarlı çeke ilişkin olarak değerlendirme yapılarak hüküm kurulmuş, mahkemece, dava dilekçesinde yer alan ve talep konusu edilen diğer 10/09/2018 tarihli ve 80.000,00- TL bedelli çek yönünden hukuki değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti, borca ve faize itiraz ile hacizlerin kaldırılması talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Borçlu dilekçesinde; Bakırköy 9....
İcra Mahkemesi İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği Görüşülüp düşünüldü. Dava, itirazın kaldırılması, takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece işin halli yargılama gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 17.12.2005 tanzim 01.03.2006 başlangıç tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu kira sözleşmesine dayanarak 5.12.2006 tarihinde başlattığı icra takibi ile takip tarihine kadar ödenmeyen birikmiş 917.701.TL kira alacağının tahsilini istemiştir. Davalı borçlu icra takibine süresinde yaptığı itirazında sadece borca ve faize itiraz etmiştir. Bu şekildeki itiraz borca itiraz niteliğinde olup, borçlu itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermediğinden İİK.'...
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafın icra takibinde kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunduğu, takip konusu borcun para borcu olması nedeniyle takip tarihinde alacaklının yerleşim yerinde takip yapılabileceğinden yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu kısmi itirazda itiraz edilen miktar açıkça gösterilmediğinden geçerli bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle yetki itirazının iptali ile takibin devamına, borca itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aleyhine başlatılan icra takibine karşı sunduğu itiraz dilekçesinde yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur. Mahkemece yetki itirazı kabul edilmemişse de itiraz dilekçesinde takipteki borç miktarına itiraz edilmesi karşısında borca itirazın kısmi itiraz olduğu ve itiraz edilen miktarın açıkca gösterilmediği gerekçesiyle borca itiraz edilmemiş olduğunun kabulü doğru olmamıştır....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkiye ve borca ilişkin itirazlarının reddine ilişkin kararın hatalı olduğunu belirterek, mahkeme hükmünün kısmen kaldırılarak davanın yetkiye ve borca ilişkin itirazları yönünden de kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davacı borçlu hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapılmış olup, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde borçlunun yetkiye ve borca itirazlarının İİK'nun 62/1 maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup, sonuç doğurmaz. Somut olayda, icra mahkemesine yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmayacağından mahkemece yetkiye ve borca itirazın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....