Davalı (alacaklı) vekili, haczin borçluya ait iş yerinde ve çalışanlarının huzurunda yapıldığını,bu sırada borçluya ait belgelerin ele geçtiğini, bunlarda yer alan borçlu şirket kaşesinde haciz adresinin yazılı olduğunu, iş yeri devri ile ilgili İİK’nun 44. madde gereklerinin yerine getirilmediğini ve BK’nun 179. maddesi gereğince devralanın da işletmenin borçlarından sorumlu olduğunu, belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu) vekili, haczin uygulandığı iş yerini içindeki tüm demirbaş, malzeme ve siparişleri ile birlikte üçüncü kişi şirkete sattıklarını, mahcuzlarla bir ilgilerinin kalmadığını belirtmiştir....
Somut olayda, borçluya ödeme emri tebligatının 28/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, haczin ise 23/08/2019 tarihinde yapıldığı; ancak takibin türüne göre borçlunun borca itiraz davası açıp açmadığının belli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda borçlu tarafından borca itiraz edilmiş ise buna ilişkin karar suretinin dosya arasına alınması, ondan sonra İİK'nun 264 son maddesi uyarınca ihtiyati haczin kesin hacze dönüşüp dönüşmediğinin saptanması gerekir. Bu sebeplerle, istihkak davasında kesinleşmiş bir takip olması dava şartı olmakla birlikte, sonradan tamamlanabilir bir dava şartı olduğundan, davanın ön koşulunun tamamlanmasından sonra esasa girilebilir....
İcra ve İstanbul 5. İcra Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacıya ait menkullere ilişkin haczedilmezlik itirazının kabulü ile haczin kaldırılması istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 6. İcra Mahkemesince, haczedilmezlik şikayetinin esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde yapılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 5. İcra Mahkemesi tarafından ise haczin nokta haciz niteliğinde olmadığı, talimat icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinin yetkili olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinden başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir....
DELİLLER: Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün 2020/7001 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davacının borca itirazının İİK'nun 169/a maddesinde sayılan belgelerden birisi ile ispat edemediğinden, davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçlusunun açtığı borca itiraz davasına ilişkindir....
Mahkemece, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir....
Mahkemece, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Borçlunun takip adresinde 09.1.2008 tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında hazır bulunan davacı 3.kişi kendi adına istihkak iddiasında bulunmuş, yine aynı adreste 23.1.2008 tarihinde yapılan 2.haciz işlemi sırasında da hazır olan davacı 3.kişinin borca icra kefili olmak istediği ve istihkak iddiasından vazgeçtiği haciz tutanağına yazılmış ise de, bilahare imzadan imtina ettiği belirtilerek hacze devam edilmiştir. Ancak, 28.1.2008 tarihinde davacı 3.kişi esas takibin yapıldığı ... 6.İcra Müdürlüğüne giderek, takip konusu borca icra kefili olduğu gibi, talimat icra müdürlüğü tarafından yapılan hacizler ile ilgili tüm itiraz ile istihkak iddialarından vazgeçtiğini bildirmiş, beyanını da imzalamıştır....
İhtiyati hacze itiraz koşulları ise, aynı Kanun’un 265. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu, ihtiyati haciz kararının dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebilir. Bu itiraz sebepleri sınırlı ve şekli niteliktedir. Somut olayda, taraflar arasında görülen... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/316 esas 2015/185 karar sayılı ilamı ihtiyati hacze konu edilmiş, ihtiyati haciz kararı verilmiş ve borçlu tarafından ihtiyati hacze itiraz edilmiş ve mahkemece, sigorta şirketi olan borçlunun finans durumunun iyi olduğu ve ihtiyati hacze dayanak ilamın temyiz edilerek mehil vesikası alındığı gerekçesiyle ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22.11.2012 tarih ve 2012/238-2012/238 D. İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, usulsüz ve gerçek olmayan beyanlar ile talep edilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini, müvekkilinin davalı bankaya borcu olmadığı gibi herhangi bir borca kefaletinin de bulunmadığını, ayrıca alacağın rehin ile temin edilmiş olması nedeniyle müvekkilleri adına konan ve aleyhine verilen ihtiyati hacizlerin taşkın ve usulsüz olduğunu savunarak, ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir....
İİK'nın 275. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlu 7 gün içinde itiraz sebeplerini, İİK'nın 62. maddesine göre icra müdürlüğüne bildirmek zorundadır. Somut olayda; davacının 23/09/2019 tarihinde tahliye istekli olarak başlattığı icra takibinde, tahliye emri takip borçlusu T3 tebliğ edilemeden, takibi kendiliğinden öğrenmesi üzerine borca itiraz edilmiştir. İcra takip dosyasında usulüne uygun ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, yasal olarak takip borçlusuna tanınan süreler işlemez. Takip borçlusuna usulüne uygun tahliye ihtarlı ödeme emri tebliğ edilmeden, itiraz süresi işlemeye başlamayacağından ve haricen öğrenmeye dayalı itiraz hukuki sonuç doğurmayacağından, kiralayan İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez. Bu nedenlerle, mahkemece davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir....
Şti ve... tarafından birlikte düzenlenmiş olup, ihtiyati haciz isteyen alacaklının ise lehtar olduğu, bononun, 21.04.2017 düzenleme tarihli, 27.12.2021 vade tarihli ve 10.000.000,00 TL bedelli olduğu, bono üzerinde ihtilaf halinde Ankara Mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili kılındığı, 6100 Sayılı HMK'nun 17.maddesi uyarınca sadece tacirler ve kamu tüzel kişileri tarafından yetki sözleşmesi yapılabilir. İtiraz eden borçlu ...Şti. keşideci, alacaklının da lehtar olduğu gözetilerek HMK'nun 17.maddesi hükmü uyarınca ihtiyati haczin dayanağı bonoda yer alan yetkiye ilişkin düzenlemenin muteriz ...Şti'ni bağlayacağı, diğer muteriz ...'...