WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı alacaklı vekili, davacı 3.kişinin 29.2.2012 tarihli haciz işlemi sırasında borca icra kefili olduğunu, dolayısıyla icra borçlusu sıfatını kazandığını, borçlunun istihkak davası açamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece davacı 3.kişi ve borçlu şirket ortaklarının aynı kişiler olduğu, aynı adreslerde faaliyet gösterdikleri haczin, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan adresinde yapıldığı, aralarında organik bağ ve muvazaalı ilişki bulunduğu, davacı 3.kişinin borca icra kefili olarak takip borçlusu sıfatı kazandığı, borçlunun istihkak davası açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı 3.kişi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü...

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararında ihtiyati haczin kaldırılması yönünde yeterli gerekçe bulunmadığını, iddiaları dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, İİK'nın 266. maddesi kapsamındaki davada fazla yatırılan paranın iadesinin istenilemeyeceğini, davacının borçlu olduğunun belgelerle sabit olduğunu, davacı borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi nedeni ile ihtiyati haczin kaldırılmasının telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 266. maddesi uyarınca ihtiyati haczin kaldırılması, fazla ödenen teminatın iadesi ve nakdi teminatın teminat mektubu ile değiştirilmesi istemlerine ilişkindir. Davacı vekili, 23/12/2021 tarihli dilekçesi ile, ihtiyati haciz kararının kaldırılması nedeniyle davanın konusuz kaldığını bildirerek ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin kararı sunmuştur....

    İİK 265 maddesinde "Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuru ile yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir" hükmü yer almakta olup, ihtiyati hacze itiraz sebepleri sayılmıştır. Somut olayda süresinde yetkiye, imzaya, borca itiraz vardır. İtiraz edenin imzaya ve borca ilişkin itiraz sebepleri yargılamayı gerektirmektedir. Diğer yandan ihtiyati haciz kararı için yetkili mahkeme kural olarak HMK 5-19 maddelerine göre belirlenir. Bonoya dayanan alacaklarda borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemeden, tarafların tacir olması halinde bonoda öngörülen yetkili mahkemeden, bonoda gösterilen ödeme yerindeki mahkemeden, bonoda ödeme yeri gösterilmemişse bononun düzenlendiği yerdeki mahkemeden ihtiyati haciz istenebilir. Somut olayda bono keşideci ......

      Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının dosyanın tarafı olmadığını, takip borçlusuna ait hacizli taşınmazı satın alan 3.kişi olduğunu, davanın husumet ve dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, dosya hesap işlemi 07/01/2022 tarihinde yapılmış olup, huzurdaki davanın ise 07/03/2022 tarihinde 7 günlük yasal süreden sonra açıldığını, dosya hesabının hatalı olduğu iddiasının yalnızca takip borçlusunu ilgilendiren bir işlem olup buna karşı davacının itiraz etmesinin mümkün olmadığını beyanla; davanın süre, husumet, dava şartı yokluğundan ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 19/07/2022 gün 2022/113 E. 2022/389 K. sayılı kararla; " davacı ,borca ,takibe ,faiz hesabına itiraz etmiş ,yatırdığı paranın taraflarına iadesi isteminde bulunmuş ise de icra dosyasında davacının borçlu sıfatı olmadığı bu haliyle borca ve takibe itiraz hakkının bulunmadığı, dosyada haczedilen taşınmazı satın alan 3....

      Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının dosyanın tarafı olmadığını, takip borçlusuna ait hacizli taşınmazı satın alan 3.kişi olduğunu, davanın husumet ve dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, dosya hesabının hatalı olduğu iddiasının yalnızca takip borçlusunu ilgilendiren bir işlem olup, buna karşı davacının itiraz etmesinin mümkün olmadığını beyanla; davanın husumet, dava şartı yokluğundan ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 19/07/2022 gün 2022/115 E. 2022/391 K. sayılı kararla; "davacı ,borca ,takibe ,faiz hesabına itiraz etmiş ,yatırdığı paranın taraflarına iadesi isteminde bulunmuş ise de icra dosyasında davacının borçlu sıfatı olmadığı bu haliyle borca ve takibe itiraz hakkının bulunmadığı, dosyada haczedilen taşınmazı satın alan 3....

      KARAR Davacı, davalının borç ikrarını içeren belgeye dayalı borcunu ödemediğini, yaptığı icra takibinde yetkiye ve borca haksız olarak itiraz ettiğini belirterek haksız itirazın iptali ile %40 oranında inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı, taraflar arasında sözleşme bulunmadığı, dosyaya sunulan belgenin sözleşme niteliği olmadığını, ikametgahının Muğla olduğunu, davanın yetkisizlik nedeniyle ve esas itibarıylede davacıya borcu olmadığı için davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının ...'da yaptığı icra takibine davalının yetkiye ve borca itiraz ettiği borcun esası nizalı ise HUMK 10. maddesindeki yetki kuralının uygulanamayacağı HUMK 9 maddesi gereği takibin davalı ikametgahinda yapılıp, davanında aynı yerde açılması gerektiği, yetkili icra müdürlüğünde yapılmış icra takibi bulunmadığından davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir....

        KARAR Davacı, davalının borç ikrarını içeren belgeye dayalı borcunu ödemediğini, yaptığı icra takibinde yetkiye ve borca haksız olarak itiraz ettiğini belirterek haksız itirazın iptali ile %40 oranında inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı, taraflar arasında sözleşme bulunmadığı, dosyaya sunulan belgenin sözleşme niteliği olmadığını, ikametgahının ... olduğunu, yetkisizlik nedeniyle ve esas itibariyle de davacıya borcu olmadığı için davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının ...'da yaptığı icra takibine davalının yetkiye ve borca itiraz ettiği BK m.73/1 maddesinin olayda uygulanamayacağı, İİK m.50/1 atfıyla HUMK 9 maddesi gereği takibin davalı ikametgahinda yapılıp, davanında aynı yerde açılması gerektiği, yetkili icra müdürlüğünde yapılmış icra takibi bulunmadığından davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir....

          S.Y. ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmelik dikkate alınmadan hatalı karar verildiğini, yönetmelikte borca itiraz durumunda ... S.Y. hükümlerinin uygulanacağının, yetkiye itiraz durumunda ise sistem üzerinden yetki itirazının kabul seçeneğinin seçileceğinin belirtildiğini, hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmediğini, davalı tarafından yetkili icra müdürlüğü ... olarak gösterildiğinden davanın ...'de açıldığını, sözleşmeden kaynaklanan yetkiye itiraz edilmediği takdirde takibin açıldığı icra müdürlüğünün yetkili hale geleceğini, davada kesin yetkinin söz konusu olmadığını, davalı şirketin cevap dilekçesi vermediğini ve yetki itirazında bulunmadığından davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geldiğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

            Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçemiz ile birlikte hem yetkiye yönelik itirazlarını hem de borca yönelik itirazlarını ileri sürdüklerine, yerel mahkeme sadece yetkiye yönelik itirazları değerlendirerek karar verildiğini, borca itiraza yönelik itirazlarının hiç değerlendirilmediğini, mahkemenin her bir talebi menfi yada müspet bir karara bağlamakla yükümlü olduğunu, verdiği kararların da gerekçesini somut olarak ortaya koyması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nın 50/2. ve 169/a-1. maddelerine göre süresinde yapılan yetki itirazı diğer itiraz ve şikayetlerden önce incelelenerek karara bağlanır. Yetki itirazının kabulüne karar verilmesi üzerine, süresinde gönderme talebinde bulunulması ve yetkili icra dairesine dosyanın gönderilmesi durumunda, yeniden çıkartılacak ödeme emri üzerine borçlunun yeniden itiraz hakkı doğar....

            adresine yapılan usulsüz tebliğin iptaline, borca, takibe, ödeme emrine, faize, yetkiye, gecikmiş itirazlarının kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu