Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi amacıyla yapılan takipte borca ve yetkiye vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazının yerinde olduğundan bahisle, yetkiye yönelik itirazın kaldırılması talebinin reddine, borca itiraz yönünden bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. İcra dairelerinin yetkisine ilişkin düzenleme İİK'nun 50. maddesinde düzenlenmiş olup, İİK'nun 50/1 maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” denilmek suretiyle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin kıyasen icra dairelerinin yetkilerinin belirlenmesinde de uygulanacağı düzenlemiştir....

    Davacı tarafın, yetkiye ve borca itirazı yönünden verilen karara karşı da istinaf istemi bulunmaktadır. Yetkiye ve borca itirazın, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK.nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Somut olayda, davacıların iddialarının yetkiye ve borca itiraz niteliğinde olduğu, İİK'nın 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın icra müdürlüklerine yapılması gerektiği, icra mahkemesinin itirazları değerlendirme yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla davacıların yetkiye ve borca itiraza yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen yerinde olduğu anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun icra mahkemesine başvurarak, yetkiye, imzaya ve borca itirazda bulunduğu, mahkemece itirazın süreden reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 168. maddesine göre; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçluya ödeme emri tebliğ edildikten sonra, borçlu, 5 günlük süre içinde yetkiye, imzaya ve borca icra mahkemesinde itiraz edebilir....

      İcra Müdürlüğünün 2021/17483 esas sayılı icra takip dosyasıyla ilamsız takip yolu ile icra takibi yapıldığını, bu icra takibine karşı yetkiye ve borca itiraz ettiklerini, yetkisizlik kararı ile dosyanın İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğüne gönderilerek 2021/15514 esas sayısı ile yeniden müvekkiline ödeme emri gönderildiğini, Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün dosyasına hem yetkiye hem borca itiraz ettiklerini, İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü tarafından borca itiraz değerlendirilmesinin yapılması gerektiğini, bu değerlendirme yapılmadan müvekkiline Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün dosyasından gönderilen ödeme emrinin gönderildiğini, icra müdürlüğüne icra takibinin durdurulması ve haciz işlemlerinin fekkini talep etmişlerse de icra takibinin durdurulup hacizlerin kaldırılmadığını, bu konuda mevcut hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir....

      Davacı idare hem yetkiye hem de borca itiraz edilmesi karşısında genel mahkeme kararında itirazın iptali davasını açmak yolunu seçmiştir. Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir....

        Borçlunun, takip dayanağı senedin 03.05.2013 tarihli “Sözleşmedir” başlıklı protokol kapsamında verildiğine yönelik icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169/a maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olup, icra mahkemesince incelenip sonuçlandırılması gerekir. O halde; mahkemece, senedin teminat senedi olduğuna ilişkin itirazın esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, istemin genel mahkemelerde yargılamayı gerektirdiğinden bahisle reddi isabetsizdir. Diğer yandan, borçlu icra mahkemesine başvurusunda faize de itiraz ettiği halde, mahkemece anılan talep konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir....

          Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki yetkiye itiraz ettikleri halde Mahkemece bu itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, yine müvekkili ile davalı arasında düzenlenen 12.01.2019 tarihli belgenin de Mahkemece dikkate alınmadığını ve dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarlayarak Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. HMK'nın 297/2. maddesi uyarınca hakim, taleplerin her biri hakkında bir karar vermek ve hükmün sonuç kısmında her bir talep için verdiği kararı açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermek zorundadır. Davacı dava dilekçesinde yetkiye, borca ve fer'ilerine itiraz ettiği halde, Mahkemece davacının yetki itirazı değerlendirilmeden doğrudan borca itirazının incelenmesi ve davacının borcun fer'ilerine itirazları da değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi HMK'nın 297/2.maddesine aykırıdır....

          GEREKÇE: Bir adet bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçlu (avalist) tarafından yetkiye , borca itiraz edilerek , ayrıca senedin tanzim tarihi olmadığı, dolayısıyla senet (bono) olmadığı iddia edilerek takibin iptaline karar verilmesi talep edilmiş olup ilk derece mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine borçlu (avalist) tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Borçlunun yetkiye, borca itirazlarını ve kambiyo hukukuna ilişkin şikayetini İİK.nun 168/3- 5. maddeleri gereğince ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürmesi gerekir. Bu süre kamu düzenine ilişkin olup, hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan, mahkemece resen gözetilmelidir. Somut olayda; borçluya Örnek 10 ödeme emri 22.11.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlu dava dilekçesini 03.12.2018 tarihinde havale ettirerek aynı tarihte harcı yatırmıştır. Tevzi belgesine göre de dava 07.12.2018 tarihinde açılmıştır....

          İcra Müdürlüğü’nün 2021/26896 Esas sayılı icra takibine, borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, söz konusu senedin boş kısımlarının ödeme tarihi ile tanzim tarihinin sonradan anlaşmaya aykırı doldurularak icraya konu edildiğini, müvekkilin teminat maksadıyla boş bir senet imzalayarak verdiğini, müvekkilin mernis adresi Ereğli / Tekirdağ olduğunu, alacaklı tarafından takip talebinde belirtilen ve müvekkile tebligat yapılan adresin Ereğli olduğunu, takibe konu senedin keşide yerinin Ereğli olduğunu, iş bu senet ile ilgili olarak yetkili icra müdürlüklerinin Ereğli İcra Müdürlükleri olduğunu, bu nedenle yetkiye de itiraz ettiklerini, öncelikle takibin durdurulmasını, % 40 dan az olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

          DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ GEREKÇE: Dava, tüketilen enerji bedelini ödemediği iddiasıyla başlatılan ilamsız icra takibinde vaki yetkiye ve borca yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. ...33. İcra Dairesi'nden 2022/33125 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı borca ve yetkiye itiraz etmiş icra takibi durmuştur. İtirazın hükümden düşürülmesi için yasal süresi içerisinde bu dava açılmıştır. İtirazın iptali davaları, yapılan takibe itiraz üzerine duran takibin devam etmesini sağlamak amacıyla açılan davalardır. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK'nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile usul kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır. İİK’nın 50. maddesi; "(Değişik: 3/7/1940-3890/1 md.)...

            UYAP Entegrasyonu