Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, "İcra takibinde borca ve yetkiye itiraz edilmiş, gönderilen ödeme emrinde borca konu olduğu iddia edilen ve borca konu para ilişkisini ispatlayan belge gönderilmemiştir. Süresinde icra dairesine borca ve yetkiye itiraz edildiği anlaşılmakla akdi ilişki ve borç ilişkisinin davacı tarafından kabul edilmemesi nedeniyle Borçlar Kanunu 89 maddesinin uygulanma imkanı kalmamıştır. Borç ilişkisi ve akdi ilişki kabul edilmediğinden Borçlar Kanunundaki sözleşmenin ifa yerinin veya para alacaklarına ilişkin alacaklarda davalının yerleşim yerinin yetkili olduğuna ilişkin 89.maddenin uygulanması mümkün değildir. Kabul edilmeyen borç ilişkisine dayalı davanın genel hükümler çerçevesinde HMK 6.madde gereği borçlunun yerleşim yerinde açılması gerekir. Borçlunun yerleşim yeri Didim değil İstanbul olup yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri olan İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleridir....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı T3 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, yapılan tebligatların usulüne uygun olması nedeniyle itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, usulsüz tebligat iddiasının soyut kaldığını, yasal süresinde yetkiye itiraz edilmediğini, kambiyo hukukuna ilişkin borca itirazın ancak İİK'nın 168. maddesi kapsamında belgeye dayanması gerektiğini, bu belgeye ne deliller kısmında, ne de dava dilekçesinin ekinde yer verilmediğini, balıkların bozuk olduğuna ilişkin müvekkilleri aleyhine gönderilen bir ihtaname, ihbarname veya açılmış dava da bulunmadığını, davacının tüm taleplerinin reddi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169., 169/a. maddeleri uyarınca yetkiye ve borca itiraz istemine ilişkindir. Davacının Atatürk Cad., ......

İcra Müdürlüğünün 2018/44197 sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe ilişkin ödeme emrinin 11.02.2019 tarihinde müvekkili şirkete tebliğ edildiğini, süresinde Mahkemeye itiraz ettiklerini, takip dayanağı çek üzerinde bulunan imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmadığını, takibe konu dosyada borca faize yetkiye imzaya itiraz ettiklerini beyanla davanın kabulüne takibin iptali ile alacaklı-davalının asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere tazminata, alacağın %10′ u oranında para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir....

E. sayılı icra takibi açıldığı, açılan takibe davalı firma tarafından yetki ve borca itiraz edildiği, takibin durduğu, zorunlu arabuluculuk işlemlerinin anlaşmama olarak sonuçlandığı, davalı firmanın Kaş İcra Müdürlüğü' nün ... E. Sayılı icra takibine yapmış olduğu yetkiye itirazın iptalini, borca itirazın iptali ile takibin devamını, takibe itirazında haksız ve kötüniyetli olan davalı aleyhine alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatı hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan tarafından davaya konu Kaş İcra Müdürlüğü'nün ......

    Diğer taraftan davacının yetki itirazın tıpkı imzaya ve borca itiraz gibi İİK'nın 169/a-1. ve 170/2. Maddeleri gereğince duruşmalı olarak incelenmesi gerekirken, dosya üzerinde yapılan inceleme ile davanın karara bağlanması da doğru değildir. Yine, yetki itirazının kabulü üzerine yasada ödeme emrinin iptaline karar verileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığı halde, Mahkemece ödeme emrinin iptaline karar verilmesi de isabetsizdir. O halde, takip yetkili Bakırköy İcra Müdürlüğünde başlatıldığından, davacının yetki itirazı yerinde olmadığından, diğer itiraz ve şikayetlerinin incelenmesi için ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmalıdır....

    sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının yasal süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazının tamamen yersiz ve haksız olduğunu belirterek icra dosyasındaki davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve % 40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, bono hamili tarafından bonunun vadesinin geçmesinden sonra yasal süre içerisinde protesto tanzim edilmediğini, bono hamilinin müracat hakkının bulunmadığını bildirerek davanın reddini ve %40 tazminata kararı verilmesini savunmuştur....

      Borçlu hem yetkiye hem de esasa itiraz etmişse, İcra Hukuk Mahkemesi, ilk önce yetki itirazını inceleyip kararı bağlar. Mahkemece yetki itirazının doğru bulunması halinde ise yani icra dairesinin yetkisiz olduğu kanısına varırsa, alacaklının itirazın kaldırılmasına ilişkin talebini reddeder. Bunun üzerine alacaklının İcra Hukuk Mahkemesinin itirazın kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararının kesinleştiği tarihten başlayarak on gün içinde, yetkisiz icra dairesine başvurarak dosyanın yetkili icara dairesine gönderilmesini istemesi gerekir. Somut olayda, ... İcra Müdürlüğünde başlatılan icra takibine karşı borçlu davalı İcra Dairesinde borca ve İcra Dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Alacaklı ... İcra Mahkemesinden yetki ve borca yapılan itirazın kaldırılması istemiştir. İİK'nın 4. maddesine göre her İcra Mahkemesi kendisine bağlı icra ve iflas dairelerinin muamelelerine yönelik itiraz ve şikayetleri incelemekle yetkili olduğundan uyuşmazlığın ......

        Davalı-borçlu icra takip dosyasına verdiği dilekçesinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu yönün incelenmemiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri hakkında Afyonkarahisar İcra Müdürlüğü'nün 2018/20669 Esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin 30/11/2018 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, süresi içinde borca ve ferilerine, çekteki imzaya ve yetkiye itiraz ettiklerini, Afyonkarahisar İcra Müdürlüğü'nün yetkili olmadığını, Şanlıurfa İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, bu yönden yetkiye itiraz ettiklerini, çek altındaki imzaların müvekkillerine ait olmadığını, imzalara da ayrıca ve açıkça itiraz ettiklerini, müvekkilinin borcunun olmadığını, dosyanın yetkili olan Şanlıurfa İcra Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmesini, imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          Somut olayda davacı tarafından, dava dilekçesinde herhangi bir gerekçe belirtilmeden sadece borcun bulunmadığı belirtilerek itiraz edilmiş, takibe konu senet nedeniyle davacının borçlu olmadığına yönelik herhangi bir belge de sunulmamıştır. Alacaklı tarafından da borca itirazın kabulü yönünde açık bir beyanda bulunulmamıştır. Davacı tarafın istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususların ise HMK'nın 357. maddesi gereği incelenmesi mümkün değildir. Bu durumda davacı tarafın borçlu olmadığına yönelik itirazını yöntemince ispatlayamadığı anlaşıldığından mahkemece davacının borca itirazının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

          UYAP Entegrasyonu