İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2021 NUMARASI : 2020/275 ESAS - 2021/820 KARAR DAVA KONUSU : Borca - İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu dava dilekçesinde özetle; aleyhinde başlatılan takibe ilişkin ödeme emri ekinde dayanak çekin tebliğ edilmediğini, takibe konu çekteki imzanın kendisine ait olmadığını, alacaklıyı tanımadığını ve borcu olmadığını yerleşim yerinin İstanbul olup takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını belirterek borca, imzaya ve yetkiye itiraz etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak çekin ibraz edildiği muhatap bankanın adresinin Ankara olduğunu, yetki itirazının reddi gerektiğini, ayrıca borçlulardan Azade ... Ltd....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/06/2019 NUMARASI : 2018/616 ESAS 2019/325 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz), |İmzaya İtiraz KARAR : Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 13/06/2019 tarih 2018/616 esas 2019/325 karar sayılı kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu vasisi dava dilekçesinde özetle; Adana 11. İcra Dairesinin 2018/9497 esas sayılı dosya borçlusunun cezaevinde hükümlü olduğunu, kendisinin vasisi olduğunu, borçlunun senette imzasının olmadığını, imzanın taklit ya da senedin tahrif edilmiş olabileceğini, senet tanzim tarihi olan 31/05/2018'de oğlunun cezaevinde bulunduğunu, dolayısıyla böyle bir senedi düzenlemesinin ve imzalamasının tarih olarak imkansız olduğunu beyan ederek borca ve imzaya itirazının kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili duruşmadaki beyanında, davanın reddini talep etmiştir....
Açılan davanın usulsüz tebligat şikayeti ile icra dairesinin yetkisine ve imzaya dair olup mahkemece tebligatın usulsüzlüğü ve yetkiye dair inceleme ve kararının doğru olduğu ancak, senet borçlusu davalının imzaya itirazı üzerine davacının kendisi dışında vekilin imza atmadığı veya vekile ait bulunmadığı nedenle imzaya itirazın reddine dair gerekçe ve kararın doğru olmadığı, mahkemece imzaya açıkça itiraz edilmekle ıspat külfeti davalı alacaklıda olmak üzere takip konusu senedin tanzim tarihi itibariyle davacının ve yetki kapsamında ise yetki verilen kişinin imza örneklerinin alınması bunun mümkün bulunmaması halinde davacı ve vekile ait samimi imza örneklerinin davalının gösterdiği yerlerden toplanmak suretiyle getirtilerek takibe konu senetteki imzanın davacının veya vekilinin elinden çıkıp çıkmadığı konusunda rapor almak suretiyle bir hüküm kurulması gerekirken reddi yerinde görülmemiştir....
Maddesi kapsamında yazılı belge ibraz olunmadığı, bu halde davacının imzaya ve borca itirazında haksız olduğu anlaşılıp dava ve itirazın reddine, takip durmadığından tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2020 NUMARASI : 2019/486 ESAS, 2020/154 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takibe konu senetteki imzaların vekil edenine ait olmadığını, bu nedenle imzaya, takibe, borca, faize ve takibin tüm ferilerine itiraz ettiğini beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; imzaya itirazın kabulü ile davacı borçlu açsından takibin durdurulmasına; asıl alacağın %20 si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine; davalının asıl alacağın %10 u oranında para cezası ile mahkumiyetine karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1632 KARAR NO : 2022/1628 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ŞEFAATLİ İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2022 NUMARASI : 2021/9 ESAS 2022/3 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline 19/09/2019 tarihinde tebellüğ edilen Şefaatli İcra Müdürlüğü'nün 2019/131 Esas icra takibi ödeme emrine dayanak bonodaki imzaya ve borca yasal süresi içinde itirazlarını sunduklarını, açılan takibin durdurulmasını, kambiyo senetlerine mahsus icra takibine konu bonodaki imzaya itirazının ve borca itirazının kabulünü, bono üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığını bilerek iş bu takibi başlatan kötü niyetli...
Davacı tarafın iddiaları İİK'nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan, bu iddianın sözkonusu madde hükmü gereğince resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması gerekmektedir. Davacı borçlu tarafça davalı alacaklıya borçlu olmadığının, İİK'nun 169/a maddesinde öngörülen belgelerden biri ile ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı tarafın bu yöndeki istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir. Davacı taraf, davalı ve vekili hakkında Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığını ve yargılandıklarını belirtmiş iseler de; icra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu nedenle borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamaz....
İİK'nın 269. maddesi gereğince yapılan takiplerde borçlu itirazında kira akdini ve varsa mukavelenamede kendisine izafe olunan imzayı reddettiği takdirde alacaklı, noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş bir sözleşmeye dayanıyorsa, icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve ihtar müddeti içinde paranın ödenmemesi sebebiyle kiralananın tahliyesini isteyebilir. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre, borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi ve kira ilişkisini kabul etmiş sayılır. Dava konusu icra takibine dayanak 29/09/2016 tanzim 30/10/2016 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesinde, davacı kiraya veren, davalı kiracı olarak yer almaktadır. Davalı vekili, icra takibine itirazında, borç dayanağı belgelere, belge üzerinde bulunan imzaya, borç ilişkisine, kira sözleşmesinin geçerliliğine, yetkiye ve borca itirazlarını belirterek, takibe itiraz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun, icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece imzaya itirazın kabul edilerek borçlu aleyhine yapılan takibin İİK'nun 170/3. maddesi gereğince durdurulmasına karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 168/4. maddesi gereğince borçlu, takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığını beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmek zorundadır....
Davalı borçlu icra takibinde dayanılan kira sözleşmesi altındaki imzaya açıkça itiraz etmemiştir. Davalı kira sözleşmesi altındaki imzaya karşı çıkmadığı ve kiracılığı kabul ettiğine göre kira ilişkisinin varlığı kesinleşmiştir. İtiraz dilekçesi ile imzaya itiraz hakkının saklı tutulması imzaya itiraz edildiği anlamına gelmeyeceği gibi, imzaya itiraz hakkının saklı tutulduğuna dair ibarenin itiraz dilekçesine sonradan eklendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda takipte dayanılan 20.01.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi hükümlerine göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken mahkemece, davacının dayandığı kira sözleşmesinin taraflar arasında ihtilaflı olduğu, uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.'...