"hükme esas olarak tespit edilen vakalara tatbikinde kanuna muhalefet edilmesinden dolayı o hüküm bozulmuş ise yargıtay aşağıda yazılı olan hallerde kendisi davanın esasına hükmeder" hükmü ile 322/1. fıkrasında “Vakıanın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraete veya davanın düşmesine yahut aşağı - yukarı haddi olmayan sabit bir cezaya hükmolunması icabederse,” hükmü gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden sanığın unsurları oluşmayan suçtan BERAATINA, 12/11/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ağır Ceza Mahkemesinin 09/11/2015 tarihli ve 2015/381 Esas, 2015/440 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4.maddesinin (d) bendi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 73/4. maddesi delaletiyle 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi gereğince maktül ...’in şikayeti söz konusu olmadığından DÜŞÜRÜLMESİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun bu yöndeki istemi tebligat usulsüzlüğü şikayeti olmakla İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda; 22/01/2015 günü tebliğ edilen örnek 7 ödeme emrinden borçlu 03/02/2015 tarihnde haberdar olduğunu beyanla yasal yedi günlük süreden sonra 25/02/2015'de icra mahkemesine başvurduğuna göre mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi doğru değildir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dosya kapsamına göre, müştekinin şikayeti üzerine yapılan incelemede kamera görüntülerinden suça konu cep telefonunu çalan sanığın teşhis edilmesinden sonra yakalandığında cep telefonunu iade ettiğinin anlaşılması karşısında, TCK'nın 168/1. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı halde uygulanmış olması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; ......
ya ait bilgileri temin ettikten sonra, katılanı cep telefonundan arayarak kendisini Sultanahmet Başsavcı yardımcısı ........ olarak tanıtıp hakkında naylon fatura suçundan dolayı soruşturma yaptığını, elinde bir takım deliller ve kamera görüntüleri olduğunu, yakalama kararı çıkartmak zorunda kalacağını ve bu nedenle yüz yüze görüşürlerse konuyu halledebileceklerini, bunun bir bedeli olduğunu, dosyayı kapatabileceğini söylediği, katılanın şikayeti üzerine sanıkların yakalandığı ve bu şekilde sanıkların dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işledikleri iddia olunan olayda; 1-Sanık .... hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde; Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın suçun subutuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 2-Sanık ..... hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle Yaralama Hüküm : TCK'nın 89/4, 23/3, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ile sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü; Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tam kusurlu olduğu belirlenen ve tam kusurlu olduğu kabul edilen sanık hakkında, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, yaralanmaların niteliği, maddede öngörülen cezanın alt sınırı da nazara alınmak suretiyle, uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği nazara alınmadan, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu kendisinden şikayetçi olan iki kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde, kendisinden şikayetçi olmayan ancak suçun bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle şikayeti aranmayacak olan bir kişinin hayat fonksiyonlarına orta derece...
Ancak; Suçu birlikte işleyen sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine 5271 sayılı CMK'nun 326/2. maddesine aykırı biçimde “müteselsilen tahsiline” biçiminde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükümden “yargılama giderinin müteselsilen tahsiline” ilişkin bölüm çıkarılarak, “sanıklardan neden oldukları yargılama giderinin ayrı ayrı alınmasına” karar verilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
a yönelik işlenen suçların temyiz incelenmesinde: Müştekilerin işyerinde gerçekleşen hırsızlık suçlarının müştekiler ve sanık beyanları doğrultusunda gece sayılan zaman diliminde gerçekleştiğinin anlaşılmış olması karşısında 5237 sayılı TCK'nın 143.maddesi ile cezada artırım yapılmaması, vaki şikayeti devam eden müşteki ...'ın işyerinde gerçekleşen suç açısından ise 5237 sayılı TCK'nın 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK'nın 493/1. maddesinde tanımlanan suçun öğelerinin farklı olduğu; hırsızlık suçunu işlemek için gece vakti müştekiye ait işyerine kapı kilidini kırmak suretiyle giren sanığın eyleminin, hırsızlık suçunun yanı sıra ayrıca 5237 sayılı TCK’nın 116/2-4,119/1-c maddelerinde tanımlanan işyeri dokunulmazlığını bozmak suçunu da oluşturduğu gözetilmeden ve lehe olan yasa belirlenirken bu konuda bir değerlendirme yapılmadan yazılı biçimde hüküm kurulması, karşı temyiz olmadığından, müşteki ...'...
ya ait evde hırsızlık iddiasıyla ve katılanın kızının şikayeti üzerine yakalanarak bu suçtan bir süre tutuklu kalarak tahliye olduktan sonra katılanı telefonla arayarak 'ben ...bundan sonra attığın adamlara dikkat et,hangi saat nerede ve ne zaman karşına çıkacağım belli değil,ayağını denk al' diyerek tehdit ettiği iki gün sonrada katılan ...'e ait ve katılan...'nın kiracı olarak oturduğu yazlık eve gelerek giriş kata yanıcı madde dökerek tutuşturmak suretiyle yaktığı, katılan...'ya ait eşyalar ve katılan ...'e ait 2. kat kısmının da yanmadan dolayı zarar gördüğünün iddia edildiği olayda, bozma üzerine yapılan yargılamada, sanığın eyleminin mala zarar verme suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.09.2013 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hükmün, önceki ve sonraki yasaların ilgili bütün hükümlerinin somut olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle bulunması gerektiğinin ve 5237 sayılı TCY’nın 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCY.nın 493/1. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu, somut olayda şikayeti bulunmayan yakınanın işyeri kapısının demir parmaklıklarını kırarak buradaki malzemeleri çalan sanıkların eyleminin, 142/1-b maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun yanında aynı yasanın 116/2, 119/1-c maddesine uyan birlikte işyeri dokunulmazlığını...