Somut olayda, davacı - borçluya ödeme emrinin 20/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı - borçlunun vekili aracılığıyla 28/10/2022 tarihinde icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi sunularak borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği, bu durumda davacı - borçlunun takipten ve tebligattan en geç 28/10/2022 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir. Sonuç olarak takipten ve tebligattan haberdar olunduğu 28/10/2022 tarihi itibariyle ve bu öğrenme tarihine göre 22/02/2023 tarihinde açılan davanın İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süre geçtikten sonra olduğu sabittir. Bu durumda ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir ki mahkeme kararı da bu doğrultudadır....
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı vekili tarafından hakkında Kiraz İcra Müdürlüğü'nün 2018/472 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takipten 19/07/2019 tarihinde haberdar olduğunu, tebligatların usulüne uygun yapılmadığını, tarafına usulüne uygun tebligat yapılmadığından borca itiraz süresi ve hakkının da devam ettiğini, borcun tamamına itiraz ettiğini, bu nedenlerle tarafına usulüne uygun tebliğ edilmeyen ödeme emrinin ve tüm işlemlerin iptali ile ödeme emri tebliğ tarihinin 22/07/2019 olduğu gözetilerek itiraz ve şikayetlerinin kabulüne, takibin ve satışın tedbiren durdurulmasına ve adına kayıtlı taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Her ne kadar davacı tarafından şikayet yoluna gidilmiş ve istinaf talebinde bulunulmuş ise de, davacının vermiş olduğu itiraz dilekçesi ile takibin durdurulmasını talep ettiği ve takibin durdurulduğu, ancak davacı tarafından bu hususun şikayet yoluna getirildiği anlaşılmış ise de, davacının lehine olan işleme yönelik olarak şikayet yoluna başvurmasında hukuki yararının bulunmadığı gibi, ilamsız takiplerden İİK'nun 66. maddesi gereğince süresinde yapılan itiraz halinde takibin durdurulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının takibin durdurulması talebi istemine uygun olarak kabul edildiğine göre, davacı borçlu tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması icra takibini sürüncemede bırakabileceği gibi başvurunun kötüniyetle yapıldığı anlaşılmaktadır....
TARAFLARCA İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Şikayetçi takip borçlusu vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkile yapılan tebligatın kanuna ve yönetmeliğe aykırı olduğunu, adreste bulunmama durumu şahsa keyfiyetin haber verilmesinin mümkün oldukça en yakın komşularından birine varsa yönetici veya kapıcıya bildirileceğine ilişkin düzenlemeye hareket edildiği, tebligatın hiç kimseye haber verilmeden yapıldığından geçersiz olduğunu, tebliğ tarihinin düzeltilerek yetkiye ve borca itirazlarının kabulü amacıyla açılan davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık; genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayet ile borçlunun yetkiye ve borca itirazlarına ilişkindir....
Davacı/borçlu icra hukuk mahkemesine başvurusunda usulsüz tebliğ şikayetinin yanında davacı/borçlu vekilinin icra müdürlüğüne sunmuş olduğu 30/11/2021 tarihli borca, yetkiye ve ferilerine ilişkin itiraz konusunda icra dairesinde verilen talebin reddine dair 06/12/2021 tarihli müdürlük işleminin kaldırılmasına, takibin durdurulmasına, hacizlerin kaldırılmasına ve yetki itirazında bulunduğu görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacının yetki itirazının kabulüne, Küçükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine dair karar verilmiştir....
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafın icra takibinde kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunduğu, takip konusu borcun para borcu olması nedeniyle takip tarihinde alacaklının yerleşim yerinde takip yapılabileceğinden yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu kısmi itirazda itiraz edilen miktar açıkça gösterilmediğinden geçerli bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle yetki itirazının iptali ile takibin devamına, borca itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aleyhine başlatılan icra takibine karşı sunduğu itiraz dilekçesinde yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur. Mahkemece yetki itirazı kabul edilmemişse de itiraz dilekçesinde takipteki borç miktarına itiraz edilmesi karşısında borca itirazın kısmi itiraz olduğu ve itiraz edilen miktarın açıkca gösterilmediği gerekçesiyle borca itiraz edilmemiş olduğunun kabulü doğru olmamıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GERKEÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davalı vekili tarafından davacı aleyhine 17/12/2019 tarihinde kira ve fatura alacağından bahisle ilamsız icra takibine gidildiği, ödeme emrinin davacıya 05/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin icra dosyasına 15/02/2020 tarihinde dilekçe ibraz ettiği, borca itiraz ettiği görülmüştür....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/3533 KARAR NO : 2022/1348 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AYVALIK İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2021 NUMARASI : 2021/171 2021/311 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya müdericatına tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/10/2019 tarih 2019/792 D.İş nolu ihtiyati haciz kararına dayanılarak örnek:7 ilamsız takibe geçildiği, borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin bila ikmal iade döndüğü, borçlunun ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine kararın 04/12/2019 tarihinde kaldırıldığı, borçlunun muhabere yolu ile icra müdürlüğüne gönderdiği 18/10/2019 havale tarihli dilekçesinin usulünce yapılmış bir yetkiye ve borca itiraz içermediği, ihtiyati haczin kaldırılması talebine ilişkin olduğu görülmekle borçlunun takipten haberdar olduğunun kabul edilemeyeceği ve satıştan gelen paranın alacaklıya ödenebilmesi için takibin kesinleşmesinin ve ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmesinin şart olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde yetkiye, borca, ferilerine, takip talebi ve icra emrine, vasfa yönelik şikayet ve itiraz niteliğindedir....