Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borca ve yetkiye yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini, bu nedenle borca ve yetkiye itiraz talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafından ayrıca yetkiye de itiraz edildiğini, yetkili icra müdürlüklerinin Bakırköy İcra Müdürlükleri olduğuun belirtildiğini, taraflar arasında imzalanan ve takibe konu olan senetlerden anlaşılacağı üzere düzenleme ve ödeme yerinin istanbul ataşehir olduğunu, bu nedenle yetkiye itirazın reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafından davalı müvekkiline hiçbir ödeme yapılmamış olduğunu, borcun ödenmesi için takibe geçildiğinde ise itiraz edildiğini beyanla, borçlu tarafından yapılan yetkiye ve borca itirazın iptaline, karşı taraf vekalet ücretinin lehlerine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yetkiye ve borca itiraz, meskeniyet, şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının onanmasına dair 13.06.2013 tarih, 2013/5740 Esas, 2013/9138 Karar sayılı Daire ilâmının müddeti içinde tashihen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R . İcra Hukuk Mahkemesi'nin 07/02/2013 tarih, 2012/228 Esas, 2013/7 Karar sayılı şikayetin reddine ilişkin kararının borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairece, 13.06.2013 tarih, 2013/5740 Esas-2013/9138 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiştir. Mahkemece, 08.11.2013 tarih 2012/228 Esas- 2013/17 sayılı ek Kararla borçlu vekilinin karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiş, ek karar; borçlu vekiline 26.11.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, 03.12.2013 tarihinde ise ek karar temyiz edilmiştir....
DAVA KONUSU : ŞİKAYET&İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine girişilen takipte gönderilen ödeme emrinde 10 gün içinde ödeme ihtaratı bulunmadığını, banka hesap nosu bulunmadığını, ödeme emrinin usule aykırı olarak düzenlendiğini, çek aslının dosyada olup olmadığının araştırılmadığını, takip dayanağı çek üzerinde bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını, imzaya itiraz ettiklerini, borca ve faize de itiraz ettiklerini beyanla; takibin iptaline, alacaklının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep etmişlerdir. Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; usul ve yasaya aykırı şikayet ve imza ve borca itirazın reddine davacının alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul 16....
İcra Müdürlüğünün 2021/14172 Esas sayılı dosyasında gönderdikleri borca itiraz talebi sebebiyle 22.11.2021 tarihli tensip zaptı ile takibin tedbiren durdurulduğunu, sonrasında ise 26.11.2021 tarihli tensip zaptı ile borca itiraz taleplerinin reddine, şikayet yolu açık olmak üzere karar verildiğini, 22.11.2021 tarihli tensip zaptında takip tedbiren durdurulduğu için 26.11.2021 tarihli tensip zaptı ile icra müdürlüğünün talepleri hakkında karar vermesini beklemeleri gerektiğini, İcra müdürlüğünün 26.11.2021 tarihli tensip zaptı ile verdiği tebligatın usulüne uygun olduğunu gerekçe göstererek verdiği borca itirazın reddi ile takibin devamı yönündeki kararın ise şikayet yolu açık olarak verildiğini ve 7 günlük şikayet süresine tabi olduğunu, şikayet süresi geçtikten sonra ikame edilen bir dava olmadığını, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Borçluların bu husustaki başvurusu şikayet niteliğinde olup İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak ileri sürülebilir. Mirasın reddi ilâmı ile hakkındaki takip işlemlerinin iptalini isteyen şahsın başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilmeyeceğinden ve İİK’nun 16/2 maddesi gereği süreyle sınırlandırılamayacağından, ilamlı icra takibinde mirasçıların mirasın reddi nedeniyle takibin iptali talebi süresiz şikayet olarak değerlendirilmelidir. O halde, şikayetçilerin mirasın reddi nedeniyle takibin iptali ve haczin kaldırılması talepleri süresiz şikayet olarak değerlendirilerek, işin esasına girilip, deliller değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Şikayetçi-borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10....
, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren süresi içerisinde itiraz da bulunmadığı ve ödeme emrinin tebliğinden önce yapmış olduğu borca itirazın değerlendirilmemesi gerektiğinden bahisle taraflarının takibin devamına ilişkin istemlerinin reddine dair icra müdürlüğünün 17/08/2022 tarihli işleminin iptali ile takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, mahkemenin şikayet konusunda inceleme yapıp karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile talebin sadece borca itiraz kısmını değerlendirerek karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK 169. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde imzaya ve borca itirazın, yasal 5 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir....
Uyuşmazlık; genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emri tebligat usulsüzlüğü ile icra müdürlüğü işlemine karşı şikayet niteliğindedir. Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 02/04/2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, borçlunun dosya borcuna 14/04/2009 tarihinde itiraz ettiği, borca itiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün olduğundan Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 14/04/2009 tarihli kararı ile itiraz süresinde olmadığından takibin devamına karar verildiği, borçlu davacı yeniden 2. kez 14/11/2022 tarihinde iş bu borca itiraz ederek itiraz dilekçesi sunduğu ve icra müdürlüğünce de 14/11/2022 tarihinde süresinde olmadığından bahisle itirazı reddedilerek takibin devamına karar verilmiştir....
DEĞERLENDİRME : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169, 169/a maddeleri uyarınca yetki itirazı, takibe konu senedin teminat olduğu olduğu iddiasıyla borca ve faize itiraz, alacak ipotek ile teminat altına alındığından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmadan kambiyo senetlerine özgü takip yapılamayacağına yönelik şikayet istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesinde "istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ancak, bölge adliye mahkemesinin kamu düzenine aykırılık bulunması halinde re'sen gözeteceği" düzenlemesine yer verilmiştir....
Somut olayda, davacı - borçluya ödeme emrinin 20/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı - borçlunun vekili aracılığıyla 28/10/2022 tarihinde icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi sunularak borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği, bu durumda davacı - borçlunun takipten ve tebligattan en geç 28/10/2022 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir. Sonuç olarak takipten ve tebligattan haberdar olunduğu 28/10/2022 tarihi itibariyle ve bu öğrenme tarihine göre 22/02/2023 tarihinde açılan davanın İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süre geçtikten sonra olduğu sabittir. Bu durumda ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir ki mahkeme kararı da bu doğrultudadır....