İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, İİK'na göre icra dairesince ödeme emri tanzim edilirken kanuna aykırı hususların ödeme emrine yazılamayacağını, kanuna aykırı hususların ödeme emrine yazılmış olmasının ödeme emrinin iptalini gerektirdiğini ve süresiz şikayete tabi olduğunu, müvekkilinden talep edilen borcun tamamen ödendiğini, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169, 169/a maddeleri uyarınca çek tazminatının fazla talep edildiği ve borcun bulunmadığı iddiaları ile borca itiraz istemine ilişkindir. Somut olayda, İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2019/3346 Esas sayılı takip dosyasında ödeme emri, davacıya 11/03/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, dava 24/02/2020 tarihinde ve ödeme emri tebliğini takiben beş günlük yasal süreden sonra açılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borca ve yetkiye yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini, bu nedenle borca ve yetkiye itiraz talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafından ayrıca yetkiye de itiraz edildiğini, yetkili icra müdürlüklerinin Bakırköy İcra Müdürlükleri olduğuun belirtildiğini, taraflar arasında imzalanan ve takibe konu olan senetlerden anlaşılacağı üzere düzenleme ve ödeme yerinin istanbul ataşehir olduğunu, bu nedenle yetkiye itirazın reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafından davalı müvekkiline hiçbir ödeme yapılmamış olduğunu, borcun ödenmesi için takibe geçildiğinde ise itiraz edildiğini beyanla, borçlu tarafından yapılan yetkiye ve borca itirazın iptaline, karşı taraf vekalet ücretinin lehlerine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda ödeme emri borçluya 17.06.2009 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlu yasal 7 günlük süresi içinde 24.06.2009 tarihinde yetkiye ve borca itiraz etmiştir. Buna göre, icra mahkemesinin itirazın süresinde olmadığına dair kararı yerinde değildir. Öte yandan, borçlu borca itirazları yanında yetkiye de itiraz ettiğinden, borçlunun borca itirazından feragat etse dahi, geçerli ve sürede bir yetki itirazı olduğundan takip durmaya devam eder. İtiraz üzerine duran takipte takibin devamı alacaklının İİK 66 ve devamı maddeleri koşulunda icra mahkemesinde itirazın kaldırma kararı ile yapılabilir. Bu durumda mahkemece yapılacak işlem takibin devamına dair icra dairesi kararına yönelik şikayetin kabulü ile takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına karar vermekten ibarettir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu T1 adına kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatılmış ve sonrasında borçlu tarafa ödeme emri tebligatının 25/10/2021 tarihinde İcra Müdürlüğü tarafından çıkartılmış olduğunu, tebligatın 04/11/2021 tarihinde iade döndüğünü, akabinde borçlu vekili tarafından icra dosyasına vekaletname sunulmuş olduğunu iade dönen ödeme emrinin 21/01/2022 tarihinde e-tebligat yolu ile 21/01/2022 tarihinde teslim edildiğini ve 26/01/2022 tarihinde okunmuş sayıldığını, borçlu vekili tarafından henüz tebligat tebliğ edilmeden hatta tebligat icra müdürlüğünden çıkartılmadan önce 14/01/2022 tarihinde takibe, ödeme emrine ve yetkiye itiraz edilmiş olmasının usul ile yasaya aykırı olduğunu, davacı taraf İran vatandaşı olsa da müvekkil tarafında İran vatandaşı olduğunu ve ana dili farşça olduğundan söz konusu anlaşamama iddialarının tamamen hayatın olağan akışına aykırı ve mesnetsiz iddialardan ibaret olduğunu, davacı tarafın senedin üzerinde yer alan...
İcra Müdürlüğünün ... sayılı icra dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı şirketin 24.09.2020 tarihinde ödeme emrini tebliğ aldığını ve 29.09.2020 tarihinde de ödeme emrine itiraz ettiğini, ancak davalının itirazlarının asılsız ve çelişkili olduğunu, müvekkili şirketin verdiği her hizmeti faturalandırdığını ve işbu faturaların davalı şirketin bilgisi dahilinde düzenlendiğini, gerek takip dosyasındaki ödeme emrinin eklerinde gerekse işbu dilekçenin ekinde sunulacak itiraz konusu faturaya bakıldığında söz konusu faturaların verilen servis hizmeti karşılığında olduğunun gözükeceğini, davalı şirket borçlu olmasına rağmen sırf zaman kazanmak ve borcunu ödememek için kötüniyetli olarak müvekkiline ''herhangi bir borcu bulunmadığından'' bahisle icra takibindeki asıl alacağa, faizine ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, icra dosyasından da anlaşılacağı üzere icra takibinin durduğunu beyan ederek, davanın kabulü ile, davalı borçlunun Adana .......
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarınca imza incelemesi sonrasında alınan imza bilirkişi raporuna itiraz edilerek incelemenin ATK tarafından yapılması talep edildiğini, bu talep hakkında olumlu/olumsuz bir karar verilmeksizin dosyanın hesap bilirkişisine tevdi edildiğini, imza bilirkişi raporu eksik olup hüküm kurmaya elverişli olmadığını, borca, borcun ferilerine ve faiz oranına, faize, faiz başlangıç tarihine itiraz edildiğini, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna taraflarınca itiraz edilmişse de itirazlarına ilişkin herhangi bir karar verilmemiş, dosyada alınan hesap raporuna itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, ödeme emrine konu edilmiş olan senet fotokopisinin kanuna aykırı şekilde ödeme emrine eklenmediğini, ödeme emrinin iptalini gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
150/a maddesinde; "Ödeme emrine itiraz hakkında 62 den 72. maddeye kadar hükümler uygulanır.'' düzenlemelerinin mevcut olduğu, bu maddeler bütün olarak nazara alındığında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde, her türlü itirazın, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yapılmasının zorunlu olduğu, borçlunun icra dairesi yerine icra mahkemesine yaptığı itirazların hukuki sonuç doğurmayacağı, borçlunun ödeme nedeniyle borcun olmadığı yönündeki itirazlarının borca itiraz niteliğinde olduğu ve bu itirazları icra mahkemelerine değil yetkili icra dairelerine yapması gerektiği, icra mahkemelerinin dar ve sınırlı yetkiye sahip olup İİK ve ilgili diğer mevzuatların verdiği yetki çerçevesinde şekli denetim yapıp, genel bir yargılama yetkisine haiz olmaması sebebiyle şikayetçinin ipoteğin kaldırılması itirazının yerinde görülmediği ve son olarak ödeme emrinde herhangi bir usul ve yasaya aykırılığa rastlanılmadığı, ödeme emrinin usulsüz tebliği...
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Alacaklı şirket tarafından müvekkili aleyhine Trabzon İcra Dairesinin 2021/6357 Esas numaralı dosyasında kambiyo senetlerine dayalı icra yoluyla takip başlatıldığını, ödeme emrinin tebliğ olduğunu, tebliğ edilen ödeme emrine itiraz ettiklerini, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını, takibe konu bonoların zamanaşımına uğradığını beyan ederek zamanaşımı yönünden itirazlarının ve borca itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Her ikisinde de süre ödeme emrine itirazın alacaklıya veya vekiline Kanun’un 62/2. maddesi çerçevesinde tebliğinden itibaren başlar ve tebliğ yukarıda açıklandığı üzere Tebligat Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlanır. Yerleşik uygulamada da bu sebeple ödeme emrine itiraz Tebligat Kanunu’nun düzenlediği şekilde alacaklı veya vekiline tebliğ edilmemişse, sair suretlerle itirazdan haberdar olunduğu ileri sürülse dahi hak düşürücü sürenin başlamayacağı kabul edilmektedir (Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2015 tarihli, 2013/19-2415 E., 2015/2335 K. sayılı kararı). Ne var ki, bu yönde tebligat kendisine yapılmamış olsa bile alacaklının ödeme emrine itirazın hükümden düşürülmesi için öngörülen kanuni yollara başvurabilir ve bu hâlde salt ödeme emrine itiraz alacaklıya henüz tebliğ edilmediği gerekçesiyle erken dava açıldığından bahsedilemeyeceği açıktır....
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takipte borca ve yetkiye itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı, davacının yetkiye ve borca itiraz ettiği mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği , davalı vekilince bononun ticari senet olması nedeniyle Erzurum'un yetkili olduğuna dair yetki şartının geçerli olduğu iddiasıyla istinaf yasa yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır....