Davacı alacaklı tarafından Bakırköy/İstanbul adresinde başlatılan ilamsız icra takibine, yetki ve esas yönünden yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, mahkemece, yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği ve bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, bunun üzerine dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderildiği ve bu icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emrine itiraz üzerine, işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Kesinleşen usule ilişkin Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı ilamsız icra takibin ortadan kalkması ve geçersizliği sonucunu doğurmayacağı gibi, aynı alacağa ilişkin İİK 68/1 maddesi uyarınca ikinci bir ilamsız icra takibi yapma olanağı da yoktur....
Bu nedenle başvuru, bu hali ile İİK. nun 168/5.maddesi kapsamında olup, aynı kanunun 169.maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Borca itirazın ise İİK. nun 168/5.maddesi uyarınca ödeme emri tebliği üzerine yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin 31.10.2008 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 11.04.2013 tarihinde, İİK. nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra icra mahkemesine verdiği dilekçe ile borca itiraz ettiği görülmüştür. O halde, mahkemece, borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddi yerine esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, borçlunun istemi hesap tablosuna yönelik şikayet olarak kabul edilse bile örnek 10 numaralı ödeme emrinde takip tarihinden itibaren asıl alacağın %74 faiziyle tahsilinin istendiği ve İİK. nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük sürede itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde yetkiye, borca, ferilerine, takip talebi ve icra emrine, vasfa yönelik şikayet ve itiraz niteliğindedir....
Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmüne yer verildiği, aynı Kanunun 297/c maddesinde ise; kararın; ''Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri'' içermesi gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlu kendisine gönderilen örnek 7 ödeme emrine karşı icra dairesine verdiği 22.09.2014 tarihli dilekçede kendisine gönderilen ödeme emri ile dosya içerisinde bulunan ödeme emrinin farklı olması nedeniyle ödeme emrinin iptalini talep etmiştir. Ödeme emrinin iptali şikayet yolu ile icra mahkemesinden talep edilebilir. İcra müdürlüğüne yapılan bu başvuru hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı gibi borca itiraz olarak da yorumlanamaz....
Bilindiği üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 168. maddesinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ödeme emrine yazılacak hususlar düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı alacaklı 15.04.2013 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 20.10.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile toplam 4.400,00 TL kira alacağının faiziyle tahsilini talep etmiş, davalı borçlu adına çıkartılan ödeme emrine ilişkin tebligat iade edilmiştir. Davalı borçlu 10.11.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, böyle bir borcu bulunmadığını bildirerek takibe ve borca itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur....
Takip dosyasının incelenmesinde; çekin hamili ve yasal süre içerisinde çeki ibraz eden davalı alacaklı tarafından, keşideci T1 ile ile cirantalar Fesih Yaşar ve Ayhan Gülmez aleyhine 100.000,00- TL bedelli çeke istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin yetkiye itiraz eden borçlu şirkete 26/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın yasal 5 günlük sürede açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK'nun 447/2. maddesi atfıyla HMK'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takip dayanağı akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir....
İcra Müdürlüğünün 2013/15155 esas sayılı dosyasının tetkikinden; ödeme emrinin borçluya 04/07/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 12/07/2013 tarihli dilekçesiyle borca itirazda bulunduğunun anlaşıldığı, yedi günlük itiraz süresi geçtikten sonra borçlu tarafından itiraz yapılmış olduğu, davacının dava açtmakta hukuki yararın olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davaya konu icra takip dosyasındaki ödeme emrine itirazın süresinde yapılmamış olması nedeniyle dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizce 03.04.2017 tarihli geri çevirme kararında dosyadaki borca itiraz dilekçesinin UYAP'a giriş tarihini gösteren evrakların dosya içerisine konulması istenmiştir....
İİK'nun 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 22/2. maddesi gereğince ise; "İcra ve iflas daireleri, yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları, ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır.'' Buna göre; ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12- 185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. (emsal karar; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2019/9096 E 2020/5738 K sayılı kararı) Öte yandan, borçlu itiraz dilekçesini posta ile de gönderebilir....
Karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunarak, müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatıldığını ve ödeme emrinin müvekkillerine tebliğ edildiğini, takibe konu senedin borçlularının müvekkilleri olduğunu ve senedin vadesi geldikten sonra borçlu müvekkili T1'un alacaklı T4 borcunu banka yolu ile ödediğini ve davalıya karşı borcunu bitirdiğini, davalı tarafından mahkeme dosyasına yasal süre içinde cevap dilekçesi sunulmadığını, ve süresi içinde sunulmayan cevap dilekçesinin hükme esas alındığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları doğrultusunda süresi içinde sunulmayan dilekçesin hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, davalının müvekkillerinden aldığı parayı ödeme emrine ve bahse konu senede yansıtmadığını, haksız ve yersiz olarak başlatılan takibin iptalinin gerektiğini, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden incelenmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir....