-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalıya sattığı ancak bedelini alamadığı 350 kg altın bedeli olan ....404.405.84 USD alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı ... takibine davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın kaldırılmasını, davalının verilecek depo emrine uymaması halinde İİK' nın 154. vd maddelerince iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya dayanak yapılan ... takibinin iptaline karar verildiğini, geçerli bir takip kalmadığından bu davanın görülemeyeceğini, taraflar arasında imzalanan 03.....2005 tarihli sözleşmeye göre uyuşmazlıkların ... Uluslararası Tahkim Mahkemesinde uygulanan kurallara göre çözümleneceğinin kararlaştırıldığını, bu nedenle görev ve yetki itirazları olduğunu, ayrıca davalı aleyhine açılan bir başka iflas davası olduğunu, davaların birleştirilmesi gerektiğini, davacının alacak miktarının da belli olmadığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün ödeme emrine, icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz etmiş aynı zamanda itiraz süresi içinde 49.461,97 TL asıl borcu icra dosyasına yatırmıştır. Yetki itirazının kabulü ile dosya ... İcra Müdürlüğüne gönderilmiş, ... İcra Müdürlüğünce yeniden ödeme emri gönderilmiştir. Mahkemece yetkili İcra Müdürlüğünün ödeme emri tebliğinden önce borcun ödendiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı icra dosyasında işlemiş faizle birlikte 51.268,98 TL'nin ödenmesi talebinde bulunmuştur. İcra takibinden sonra, itirazın iptali davası açılmadan önce yapılan ödemeler yönünden davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Ne var ki, davacı icra takibinde işlemiş faiz yönünden de talepte bulunmuş olmakla mahkemece bu yönler dikkate alınarak alacak miktarı ve yapılan ödemeler değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....
ın, yönetim kurulu başkan yardımcısı ... ile birlikte davalı şirketi müştereken temsile yetkili kılındıkları anlaşılmıştır. 18.10.2010 havale tarihli ödeme emrine itiraz dilekçesinde, davalı şirketi temsilen sadece ... imzasının bulunduğu, ... imzasının olmadığı görülmüştür. Buna göre, ödeme emrine karşı usulüne uygun olarak, şirketi bağlayıcı nitelikte bir itirazdan söz edilemeyeceği için dava konusu icra takibi kesinleşmiştir. Dava şartlarının resen gözetilmesi gerektiğinden ve somut olayda da dava şartı oluşmadığından, başka bir anlatımla kesinleşmiş icra takibine karşı dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın bu nedenlerle reddi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına peşin harcın istek halinde iadesine, 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/2303 Esas sayılı takip dosyasına gönderildiğini ve itirazın haksız olduğunu davalı tarafın gönderdiği ipliklerin sözlü anlaşma gereği eksiksiz ve kusursuz bir şekilde kumaş haline getirildiğini ve bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptâli ile inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi vekili, yapılan takibe yetki yönünden itiraz ettiklerini ve dosyanın gönderildiği ... 5. İcra Müdürlüğü'nün takip dosyasına yetki ve esas yönünden yeniden itiraz ettiklerini ve ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/284 Esas, 2014/274 karar sayılı kararı ile icra takibinde çıkarılan ödeme emrinin iptâline karar verildiğini, iptâl edilen ödeme emrine dayalı olarak dava açılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine dair verilen karar, yasal süresi içerisinde davacı vekilince temyiz edilmiştir. ... 16....
Takip borçlusu davalının itiraz dilekçesi incelendiğinde; icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmadığı görülmektedir. Ancak, ... Sulh Hukuk Mahkemesi’ne açılan itirazın iptâli davasında, süresi içerisinde davalı vekili, mahkemenin yetkisine itirazda bulunarak uyuşmazlığın çözümünde ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğunu bildirmiş ve ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nce de dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, uyuşmazlığın çözümünde ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğuna karar verilmiş ve HUMK’nın 193. maddesinde öngörülen 10 günlük süresi içerisinde dava dosyası ... Sulh Hukuk Mahkemesi’ne intikal ettirilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nda, itirazın iptâli davaları için özel bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. İtirazın iptâli davalarında yetkili mahkeme, HUMK’nın 9 ve izleyen maddelerinde düzenlenen yetki kurallarına göre belirlenir....
Takip borçlusu davalının itiraz dilekçesi incelendiğinde; icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmadığı görülmektedir. Ancak, Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi’ne açılan itirazın iptâli davasında, süresi içerisinde davalı vekili, mahkemenin yetkisine itirazda bulunarak uyuşmazlığın çözümünde Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğunu bildirmiş ve Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi’nce de dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, uyuşmazlığın çözümünde Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğuna karar verilmiş ve HUMK’nın 193. maddesinde öngörülen 10 günlük süresi içerisinde dava dosyası Bakırköy 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne intikal ettirilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nda, itirazın iptâli davaları için özel bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. İtirazın iptâli davalarında yetkili mahkeme, HUMK’nın 9 ve izleyen maddelerinde düzenlenen yetki kurallarına göre belirlenir....
İş bu itirazın iptali davası, 31.05.2013 tarihinde, İstanbul Anadolu 24.İcra Müdürlüğü’nün 2013/10730 Esas sayılı icra dosyasında çıkarılan ödeme emrine itirazın iptali için açılmıştır. Oysa, sözü geçen icra dosyasında borçlu-davalı vekili esas yönden itirazı ile birlikte Sakarya İcra Dairesinin yetkili olduğunu savunarak 09.05.2013 tarihinde yetki itirazında da bulunmuştur. Bunun üzerine alacaklı vekili takip dosyasının yetkili icra müdürlüğüne intikalini sağlayarak Sakarya 5.İcra Müdürlüğü’nün 2013/4903 Esas sayılı dosyasından borçlu-davalıya yeni ödeme emri tebliğini yaptırmış, bu icra dosyasında da, borçlu süresinde (29.07.2013 tarihinde) borca itiraz etmiştir. Her dava, dava tarihindeki hukuki duruma göre değerlendirilir. İtirazın iptali davasının dava koşullarından birisi de, geçerli ilamsız icra takibi yapılmış ve bu dosyadan çıkarılan ödeme emrine itiraz edilmiş olması koşuludur. Bu davanın açıldığı tarihte bu koşul mevcut değildir....
Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir. 2004 Sayılı İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231)....
Mahkemece, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle usulüne uygun yapılmış, geçerli, ayakta bulunan bir icra takibinin varlığı ve borçlu tarafça süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durmasının şart olduğu, davacı alacaklı tarafça, borçlu davalı yönünden öncelikle İstanbul 14.İcra Müdürlüğü'nde takibe başlandığı, davalı tarafça yapılan yetki itirazı sonucu dosyanın Şile İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği, borçlunun ilk ödeme emrine karşı hem yetki hem de esas bakımından itiraz etmiş olsa bile yetkili icra müdürlüğünce tebliğ edilen yeni ödeme emrine karşı esas bakımından yeniden itiraz etmesi gerektiği, borçlunun ilk ödeme emrine karşı esas bakımından yapmış olduğu itirazın, bu yeni ödeme emrine karşı yapılmış sayılamayacağı gözetilerek, icra dosyası incelendiğinde, davalı borçlunun Şile İcra Müdürlüğü'nce gönderilen yeni ödeme emrine süresinde itiraz etmediği dolayısıyla takibin durmadığı ve devam ettiği anlaşılmakla, davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki şartının tacir olmayan müvekkili açısından bağlayıcı olmadığını, genel yetki kuralı dikkate alındığında davacının adresinin Kadıköy, diğer borçluların adreslerinin Ataşehir ve Sancaktepe olduğunu, yetkili dairenin İstanbul Anadolu İcra Daireleri olduğunu, senedin ödeme emrine eklenmediği iddiasını kabul etmediklerini, borca itiraza ilişkin belge sunulmadığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....