Bu nedenle, ilk derece mahkemesince yetki itirazının kaldırılması talebinin reddi kararı usul ve yasaya aykırıdır. Davalı borçlu icra takibine yaptığı itirazında borca ve ferilerine de itiraz ettiğinden, davacı alacaklının İİK'nın 68. maddesi uyarınca borca ve ferilerine itirazının kaldırılması talebinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı alacaklının borca itirazın kaldırılması talebinin değerlendirilmesi bakımından, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin, HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun borca itirazın kaldırılması talebinin değerlendirilmesi bakımından esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile, İzmir 3....
Dairelerinde, icra takibine giriştiğini, davalının haksız yere icra takibine itiraz ettiği iddiasıyla itirazın iptali istemine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamında davalının süresinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu, davalıların "...."da ikamet ettiği, eldeki davada da davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı borçlu, icra takibine itirazı sırasında yetki itirazında bulunmayarak... yetkisini kabul etmiş sayılmakta ise de; bu husus, itirazın iptali davasının görüleceği genel mahkemenin yetkisini de kabul ettiği anlamına gelmez. İcra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalı borçlunun, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etmeye hakkı bulunmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın ... Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince....Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05/12/2019 gününde oy birliği ile karar verildi....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davalı alacaklı tarafından 2 adet çeke dayalı olarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin 18.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 20.03.2019 tarihinde yasal süresinde açıldığı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, yetkiye, borca itiraz ettiği, mahkemece, takibe konu Ziraat Katılım Bankası A.Ş. Kayapınar Şubesine ait 27157 seri no.lu çek yönünden; yetki itirazının kabulü ile, davacı borçlu açısından İstanbul İcra Dairelerinin yetkisizliğine, bu çek yönünden yetkili Batman İcra Dairesine gönderilmesine, borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına, takibe konu Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş. Batman Şubesine ait 80251 seri no.lu çek yönünden; yetki itirazının reddine, borca itirazın reddine karar verildiği, kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/8226 Esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, dava dışı borçlunun icra takibine itiraz etmediği, davalı kefil ...' ın sadece icra takibine dayanak borca itiraz ettiği ancak icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmediği, davalı kefil ...'nin ise borca ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği, davacı alacaklı tarafından borca ve yetkiye yapılan itirazın iptalini temin için de eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. O halde, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinde yetkili mahkeme ve icra müdürlüğünün sadece İstanbul olarak gösterilmemesi ayrıca borçlu ve kefillerin ikametgahının da yetkili olarak gösterilmesi, dava dışı borçlu şirket ile davalı kefillerden ...'ın İzmir'de kayıtlı olmaları, İzmir 14. İcra Müdürlüğü'nde yapılan icra takibine dava dışı borçlu şirketin itiraz etmemesi, davalı kefillerden ...'...
Somut olayda, borçlunun itirazında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği dikkate alındığında, öncelikle incelenmesi gereken yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılmadan ve bu konuda karar verilmeden, doğrudan borca itirazın kaldırılması istemi incelenerek karar verilmesi isabetsizdir. O halde mahkemece yapılacak iş, alacaklının, yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında karar verilerek şayet borçlunun yetki itirazı yerinde ise alacaklının isteminin reddine; aksi halde yetki itirazı kaldırıldıktan sonra borca itirazın incelenmesine geçilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. 2) Alacaklının borçlu ... Tic. Ltd. Şti yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında 27/08/2013 keşide tarihli ve aynı tarihte ibraz edilen çeke dayalı olarak genel haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve adı geçene örnek 7 numaralı ödeme emri tebliğ edilmiştir....
Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine verdiği itiraz dilekçesinde yetki itirazı ile birlikte borca da itiraz ettiği ve bölge adliye mahkemesince yetki itirazının reddine karar verildiği halde, borca itiraz hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmekle, yukarıda değinilen İİK'nun 50/2. ve HMK'nun 297. maddelerinin emredici hükümlerine aykırı davranıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, bölge adliye mahkemesince verilen yetki itirazının reddine ilişkin hüküm kısmı yerinde olmakla birlikte, borca itiraz hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, ......
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetkisiz icra müdürlüğünde açılan takibe yetki yönünden de itiraz etiklerini, davalı bankanın yapmış olduğu işlemlerin hukuka aykırı oluğunu, davacıların muaccel bir borcu bulunmadığını ayrıca, bankanın icra takibine konu ettiği ipoteğin tanzim tarihi, hesap katından önce düzenlendiği anlaşıldığından, teminat olarak verildiğinin kabulü gerektiğini bu nedenlerle ipoteğin kredi sözleşmesinden ayrık olarak değerlendirilmesi düşünülemeyeceğini kredi sözleşmesine dayalı teminat ipoteğinin paraya çevrilmesi amacıyla satış aşamasına geçilmesi durumunda, davalı takip alacaklısının bu tarih itibari ile yazılı bir belgeyle borç miktarı ve muaccel durumu belgelemesi gerektiğini, krediyi kullandıran bankanın, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmemiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin noter aracılığıyla...
İİK'nun 169/a-1 maddesinde; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda; davalının davacı aleyhine alacağının tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçtiği görülmüş olup, davacının anılan takibe yönelik icra mahkemesine başvurusu şikayet ve borca itiraz niteliğinde olup, borçlu isteminin, icra takibine uygun düşmeyecek şekilde ilamsız takipte borca itiraz olarak değerlendirilmesi yerinde örülmemiştir. Yukarıda anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemez....
Takibin şekline göre, ilamsız takipte; takibe, icra dairesinin yetkisine, takip dayanağı belgeye, borca, imzaya, faiz ve fer'ilere yönelik her türlü itiraz İİK'nın 62. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine yapılır. Takip dayanağı belgeler içerisinde hakkında takip yapılan borçlu şirketin sorumlu tutulmasını gerektirecek bir belgenin bulunmadığı, bu nedenle takip yapılamayacağı iddiası, ayrıca Türk Lirası üzerinden başlatılan takipte, yabancı para kurunun hatalı tarihe göre belirlendiği ve istenildiği iddiası İİK'nın 58. maddesinde yazılı kamu düzeninden olan sebeplerden olmayıp, borca itiraz niteliğindedir. Bu iddialar borca itiraz niteliğinde olduğundan itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayacak itirazın kaldırılması ya da iptali davasında gözetilir....