"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı kadın usulünce yetki ilk itirazında bulunmuş, mahkemece tarafların yetki itirazına yönelik delilleri sorulup toplanmadan yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m. 116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m. 117/3) öngörmüştür. Ön sorunun incelenme yöntemi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir. Davalının yetki itirazı ise mahkemece ön sorun şeklinde incelenmeden karara bağlanmıştır....
Bu nedenle, mahkemece yetki itirazının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 164. maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınıp, gösterildiği takdirde toplanarak; gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şckilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 19.12.2016 (Pzt.) ......
Davalı 26.10.2004 tarihli dilekçe ile süresinde yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemenin yetkisine yönelik itirazlar HUMK.nun 187/2.maddesi uyarınca ilk itirazlardan olup, bu husus hadise prosedürü içinde öncelikle ve esasa girilmeden incelenerek sonuçlandırılır (HUMK’un 190-196 Md.). Buna göre yetki itirazı HUMK.nun 224.maddesinin 2.fıkrasına göre mahkemeye gelmeksizin yazılı olarak ileri sürülebileceğinden davalının yetki itirazının incelendiği oturumda hazır bulunma zorunluluğu bulunmamaktadır. HUMK.nun 225.maddesinde de hadise şeklinde incelenen yetki itirazı sonucunda verilen red kararının duruşmada hazır bulunmayan davalıya tebliğ edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bu şekilde hem yetki itirazı sonucu verilen karar, hem de sonraki duruşma günü davalıya bildirilmek suretiyle, davalının delillerini sunma olanağı sağlanmış olacaktır....
Davalı vekili yetki itirazı ile zaman aşımı definde bulunup kusursuz olduklarını ve tazminat isteminin fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre davalının yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde dosyanın yetkili Bolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nin 19/2. maddesinde, “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmüne yer verilmiştir....
HMK'nın 19. maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir; davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir. Somut olayda, davalının yetki itirazı bulunmadığı halde Bursa 3. Tüketici Mahkemesince re'sen yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, Bursa 3. Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; Bursa 3. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 23.02.2016 gününde oy birliği ile karar verildi....
Mahkemece, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, sözleşmeye konu iş makinesinin geç teslim nedeni ile eldeki davayı açmıştır.Davalı yetki itirazı ile birlikte davacının aktif husumet ehliyeti olmadığını savunmuştur.Mahkemece, davalı yana dava dilekçesinin 11/08/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalının yetki itirazını 04/09/2014 tarihinde yaptığı nazara alınarak süresinde yetki itirazında bulunmayan davalı yanın yetki itrazı reddedilmiştir.Ne var ki, 6100 sayılı HMK' nun 104/1. maddesine göre adli tatile tabi olan dava ve işlerde bu kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa bu süreler ayrıca bir karara gerek kalmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır. Bu hükme göre davalının 4.09.2014 tarihinde yaptığı yetki itirazı süresindedir....
Anılan yasal düzenlemelerden kesin yetki düzenlemesinin sözkonusu olmadığı anlaşılmaktadır. HMK'nın 19. maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir, davalı, süresi içinde ve usûlüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir. Somut olayda, davalının yetki itirazı bulunmadığı halde ... Tüketici Mahkemesince re'sen yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, ... Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13.10.2015 gününde oy birliği ile karar verildi....
Anılan yasal düzenlemelerden kesin yetki düzenlemesinin sözkonusu olmadığı anlaşılmaktadır. HMK'nın 19. maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir, davalı, süresi içinde ve usûlüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir. Somut olayda; davalının yetki itirazı bulunmadığı halde ... Tüketici Mahkemesince re'sen yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, ... Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13.10.2015 gününde oy birliği ile karar verildi....
Bu durumda İİK’nin yetkiye ilişkin 4, 50. maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nin 5, 6. maddeleri uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerekir. Buna göre istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılması mümkündür. 6100 sayılı HMK’nun 7/1. maddesi gereğince davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılması mümkündür. HMK'nun 19/4. madde hükmüne göre yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir. Hakim kendiliğinden (re'sen) yetkisizlik kararı veremez. Basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında kesin yetki kuralı öngörülmediğinden, yetki itirazı ancak ilk itiraz olarak cevap dilekçesi ile beraber ileri sürülebilir. HMK'nin 127. maddesi uyarınca cevap dilekçesi tebliğden itibaren iki hafta içinde verilmelidir....
Somut olayda; takibin İstanbul İcra Dairesi'nde başlatıldığı, borçlunun icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde ikamet adresinin Amasya olduğu açıklamasıyla yetki itirazında bulunduğu, ancak yetkili icra dairesini açıkça belirtmediği anlaşıldığından, usulüne uygun ve geçerli bir yetki itirazı söz konusu değildir. Bu durumda yetki itirazı dikkate alınmayacağından ve takibin durması sunucunu da doğurmayacağından alacaklının yetki itirazının kaldırılmasını talep etmesi fuzuli bir başvurudur. Mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı nedenlerle reddedilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının yetki itirazının kaldırılması talebinin, borçlunun geçerli bir yetki itirazı olmadığından reddine, davacının sair istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....