Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davalının yerleşim yeri olarak bildirdiği adrese göre Sincan Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu, davalı vekilince yetkili mahkeme olarak Sincan Asliye Ticaret Mahkemesi bildirilmediği, Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu usûlünce yapılmış bir yetki itirazından söz edilemeyeceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiş, kararlar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir....
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar dayalı tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 19/2. maddesinde “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmü düzenlenmiştir. HMK'da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer....
Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı"nı "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; "ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir. Somut olayda, davacının, vekâlet ücretinin davalıdan tahsili istemiyle dava açtığı, davada kesin ve özel yetki kuralı ve davalı tarafından yapılmış bir yetki itirazı bulunmadığı, ancak İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesince re'sen yetkisizlik mahiyetinde karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, davanın, yetki itirazında bulunulmaması nedeniyle, yetkili hale gelen İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12/04/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Siverek İcra Hukuk Mahkemesince, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayetini inceleme yetkisi, haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Diyarbakır 1. İcra Hukuk Mahkemesince ise, davacının talebinin taşınmazın haciz işlemlerine karşı şikayet olmayıp, mahcuz taşınmazla ilgili Siverek İcra Müdürlüğünün 2022/102 Talimat dosyasından yapılan keşif neticesi düzenlenen kıymet taktiri raporuna karşı şikayet talebinde bulunduğu, bu nedenle kıymet takdiri talimat yoluyla, Siverek İcra Müdürlüğünce yapıldığından kıymet takdirine ilişkin itirazları inceleme yetkisinin de Siverek İcra Mahkemesine ait olacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına, müşteki vekilinin Gelibolu İcra Ceza Mahkemesine hitaben yazmış olduğu 20/03/2017 tarihli dilekçesinde anılan mahkemenin 21/03/2017 tarihli duruşmasına aynı tarihte başka bir mahkemede duruşmasının olduğunu beyanla mesleki mazeretinin kabulü ile duruşmanın başka bir tarihe ertelenmesini talep etmesi karşısında, müşteki vekilinin mesleki mazeretinin kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilerek şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Avukatlık Kanunu'nun 56/5. maddesi uyarınca avukatın başkasını tevkil etme yetkisini haiz olduğu bütün vekaletletnamelerini kapsayacak şekilde başka bir avukata vekaletname yerine geçecek yetki belgesi verebileceği, bu yetki belgesinin vekaletname hükmünde olduğu, dosyada şikayetçi vekili tarafından Av. ...'...
Her ne kadar davacı tarafından yetki itirazında bulunulmuş ise de ; takibe dayanak bonoda düzenleme yerinin İstanbul olarak belirtildiği görülmekle davacının yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Davacının borca ve faize itirazı yönünden yapılan yargılamada ; davacı borçlu aleyhine başlatılan bonoya dayalı kambiyo takibinde her ne kadar borçlu davacı tarafından borca itiraz edilmiş ise de ödemeye ilişkin İİK 169/a maddesinde belirtilen yazılı belgelerle ispat bulunmadığına davanın reddine karar verilmiş, takip durdurlmadığı ve alacak varlığı yargılama gerektiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Şikayet olunan ... vekili şikayetin reddini istemişlerdir. Şikayet olunan ... San. ve Tic. A.Ş. şikayete cevap vermemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şikayetçinin kira alacağına dayalı olarak 3 ayrı takip başlattığı ve bunlardan 8. İcra Müdürlüğünün 2012/22390 Esas sayılı takibi ile tahliye kararı aldığı, her üç dosyada da kira alacağının tahsili için hapis hakkı bulunduğu hatta 3. İcra Müdürlüğünün 2014/1848 Esas sayılı takibi kapsamında bedeli paylaşıma konu mallar hakkında defter tutulduğu, mevzuatta kira alacağının hapis hakkı ile teminat altına alındığı ve her zaman kullanılabileceği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile yeniden sıra cetveli yapılmasına karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan ... vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre şikayet olunan ... vekilinin temyiz itirazı yerinde görülmemiştir....
Maddesinde "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." düzenlemesi yer almaktadır. Dosya kapsamından, davacının satın aldığı telofonun kılavuzda belirtilen özellikleri taşımadığı belirterek, telofon bedeli olarak ödediği ücretin iadesi için dava açtığı, davalının herhangi bir yetki itirazında bulunmadığı gibi, kararında tensiben verildiği anlaşılmaktadır. Alacak davalarında yetki, kesin yetki kuralı olmayıp tarafların süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunmaları halinde mahkemece dikkate alınabilecektir. Bu durumda, davalının yetki itirazı bulunmadığına göre, davanın açıldığı ilk mahkeme olan görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.'...
İcra Dairelerinde yapılması gerektiği yönünde yetki itirazında bulundukları, mahkemece, yetki itirazının kabulü ile takipte ... İcra Dairelerinin yetkisizliğine, kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın yetkili ... İcra Dairesine gönderilmesine, icra müdürlüğünün yetkisizliğine karar verilmiş olduğundan sair itirazlara ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. 6100 sayılı HMK'nın "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "(2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü mevcuttur. HMK.nun 19/2. maddesi uyarınca birden fazla yetkili icra dairesi varsa, borçlu yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmelidir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz....
(HMK m.116, 117) Kesin yetki kuralı bulunmadığı durumlarda, hâkim re'sen yetkisizlik kararı veremez. Mahkemece, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden ve davalı tarafça cevap dilekçesinde ileri sürülmüş usulüne uygun bir yetki itirazı olmadığı halde, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde re'sen yetkisizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı ve kesin yetki kuralı bulunmadığı, süresinde ve usulüne uygun herhangi bir yetki itirazı olmadığı gözetilerek, taraf teşkili sağlandıktan sonra oluşacak duruma göre davanın görülmesine devam edilmesi gerekirken, mahkemece re'sen yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....