İlk derece mahkemesi tarafından; davanın İİK 169 vd uyarınca yetkiye itiraz olduğu, yetki itirazı talebi haklı bulunmazsa ancak borca ve imzaya itirazın esası hakkında yargılamaya geçileceği, takip konusu, sözleşmeden doğan taşınmaz alacağından ibaret olduğu, yetkili icra dairesinin sözleşmenin yapıldığı yer icra mahkemeleri ve bağlı olarak çalışan icra dairelerinin ve yine alacak taşınmaz olduğundan taşınmazın bulunduğu yer icra mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu, sözleşme yeri olarak Konya ilinin gösterilmesi ve yine sözleşmeye konu taşınmazın bulunduğu yerin de Konya olduğu anlaşılmakla takibin yalnızca Konya'da yapılabileceği gerekçesi ile davacının yetki itirazının kabulü ile takibinin durdurulmasına, talep halinde takip dosyasının yetkili Konya İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya ve İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi... Borçlunun borcu olmadığına ilişkin itirazı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004- İstanbul)....
Davlılar vekilinin akdi ilişkiye ve imzaya ilişkin itirazları bizim alanımız dışında olduğu değerlendirme yapılamamıştır..." şeklinde tespit ve rapor edilmiştir. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, Genel kredi sözleşmesine dayalı olarak borçlu ve müteselsil kefil hakkında alacaklı tarafından yapılan ilamsız takipte itiraz üzerine alacaklı tarafından açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İİK. 67/1. Maddesinde: "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." düzenlemesi mevcuttur. Borçlular tarafından Antalya ...İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takip dosyasına verilen ... tarihli itiraz dilekçesinde; imzaya, borca itiraz ediyoruz, şeklinde beyanda bulunulduğu, ancak mahkememiz dosyasına verilen ... tarihli cevap dilekçesinde ise imzaya itiraz edilmediği, görülmüştür....
İlk derece mahkemesi; takibin bonoda ödeme yeri olarak gösterilen yetkili İstanbul İcra Dairesinde başlatıldığı, bilirkişi raporunda, itiraz edilen imzanın mukayese imzalarına göre T1 eli mahsulü olmadığı ve şahsın imzalarını bilen biri tarafından takliden atıldığı kanaatine varıldığının belirtildiği gerekçesiyle yetki itirazının reddine, bilirkişi raporu doğrultusunda İİK'nın 168/4 ve 170. maddesine dayalı imzaya itirazın kabulüne, İstanbul 28. İcra müdürlüğünün 2018/42055 esas sayılı icra takip dosyasında davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhinde başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinin durdurulmasına, İİK'nın 170. maddesi uyarınca dava konusu alacağın %10'u oranında para cezasının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, dava konusu alacağın %20'si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, imzaya itirazın kabulüne karar verildiğinden borca itiraz ile faize itirazı yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir....
Mahkemece, borçlunun takip dayanağı çekteki imzaya itiraz ettiği ve davanın kabul edildiğinden dava konusu alacağın dayanağı kalmadığından bahisle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre, davalı borçlu tarafından İstanbul 6.İcra mahkemesinin 2007/2127 Esas sayılı dosyasından takip dayanağı çekteki imzanın borçlu şirket temsilcisine ait olmadığı yönünde imzaya itiraz ettiği 25.02 2009 tarihinde davanın kabul edildiği, ancak anılan kararın Yargıtay 12.Hukuk Dairesince bozulduğu, yeni 2009/3250 Esasa kaydedildiği bu dosyadan da feragat edildiği ancak kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır....
Borçlunun 16.12.2013 tarihli şikayet dilekçesinde, açıkca imzaya itirazı olmayıp, aksine ödeme emrinin tebliği ile imza inkarına dayalı dava açacağını beyan emiştir. Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı gibi, HMK.nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve dava prosedüründe tatbiki mümkün olan ıslah müessesesinin imzaya itiraz hakkında uygulanma olanağı yoktur. O halde, mahkemece, şikayet dilekçesinde ileri sürülen hususlar ile bağlı kalınarak sonuca gitmek yerine, şikayet dilekçesinde açıkca imzaya itiraz bulunmamasına rağmen imza incelemesi yapılarak sonuca gidilmesi isabetsizdir....
Mahkemece, davacının cari hesap alacağını gerekçe göstererek davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı, davalının yetki dahil takibin tamamına itiraz ettiği, davalı taraf sözleşmesel ilişkiyi inkar ettiğinden yetki konusunda TBK’nun 89. maddesinin uygulanamayacağı, icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğinden İİK’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle bu hususun değerlendirilmesi gerekmekle birlikte mahkemenin de yetkisiz olduğu kabul edildiğinden bu değerlendirmeyi yetkili mahkemenin yapması gerektiği gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir." (Yargıtay 19....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/12/2021 NUMARASI : 2021/443 ESAS 2021/610 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|Yetki İtirazı KARAR : Adana 3....
Bu nedenle imzaya itiraz ediyorum” demek suretiyle borca itiraz etmiştir. Davalı borçlu itirazında sözleşmenin imzalandığı tarihte, imzanın, şirketi temsile yetkili kişilere ait olmadığına ilişkin bir itirazı bulunmamaktardır. Ayrıca imzanın itiraz eden şirket yetkilisine ait olmadığına dair, bir iddiada bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının imzanın “şahsına” ait olmadığı yönündeki itirazı, İİK.nun 269/2 maddesi kapsamında teknik manada “imzanın açıkça ve kesin olarak reddedilmesi” niteliğinde değildir. Nitekim davalı borçlu da, sözleşmenin imzaladığı tarihte kendisinin şirket temsilcisi olmadığını, duruşmada beyan da etmiştir. Buna göre mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
ın ise birleşen 2013/53 E. sayılı dosyada; yasal beş günlük itiraz süresinde icra mahkemesine başvurarak, takip dayanağı senedin murisleri olan annelerinin okur yazar olmaması nedeniyle noter ve şahitler huzurunda yapılması gerekmesine rağmen bu şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu ve terekenin borca batık olduğunu belirterek borca itiraz ettikleri, mahkemece, borçluların murisi ......... imzaları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, asıl ve birleşen dosyalar yönünden imzaya itirazın kabulüne ve takibin muteriz borçlular yönünden durdurulmasına karar verildiği, kararın alacaklıca temyizi üzerine Dairemizce onandığı anlaşılmıştır. İcra ve İflas Kanunu’nun 168/4. maddesinde kambiyo senedindeki imzaya itirazın süresi ve nasıl yapılacağı belirlenmiş olup, söz konusu maddeye göre takibe konu kambiyo senedindeki imzaya itiraz edecek borçlunun bunu açıkça dile getirmesi gerekmektedir....