Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve tarafların varsa delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve tarafların varsa delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve tarafların varsa delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda, başvuru borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 478. maddesinde, sözlü usulde ilk itirazların herhalde ilk oturumda bildirilmesinin gerekli olduğu, bu konuda hakimin taraflara önel tanımasına ve dolayısıyla yasa gereğince kesin olan süreyi bertaraf etmesine olanak olmadığı düzenlenmiştir. Yetkisizlik itirazı ilk itirazlardan olup, mahkemece re’sen dikkate alınamaz. Somut olayda; dava dilekçesi, davalı tarafa tebliğinden sonra, davalı süresinde yetki itirazında bulunmamıştır. Uyuşmazlık itirazın iptali olup, icra dosyasında da davalı tarafça sadece borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça süresinde ve usulüne uygun yetkisizlik itirazı ileri sürülmediği ve icra dosyasına ibraz edilen borca itiraz dilekçesi de dikkate alınmadan, davanın esasını incelemek yerine yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

            Davacının diğer itirazlarının ve şikayetlerinin incelenmesinde; Dosya kapsamına göre alacaklı banka tarafından borçlulara noter aracılığı ile ihtarname gönderildiği ve ihtarnamenin borçlulara tebliğ edildiği, borçlular tarafından süresi içerisinde kendilerine gönderilen ihtarla istenen miktarlara itiraz ettikleri anlaşılmış olup bu durumda ihtara konu edilen ve icra emri ile istenen miktara şikayet hakkı bulunmakta ise de; dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak gerektiğinden 18/09/2018 tarihli duruşmada davacı vekiline 500,00 TL bilirkişi ücreti yatırması için iki haftalık kesin süre verildiği, kesin sürenin sonuçlarının ihtar edilmesine rağmen davacı vekilince kendisine verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırmadığı anlaşıldığından borca itirazın reddi gerektiği gerekçesi ile "1- Yetki itirazının reddine, 2- Borca itiraz ve şikayetin reddine" karar verilmiştir....

            İcra Mahkemesince 2128 sayılı İİK'nın 50. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesinde, "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." hükmü yer almaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 19. maddesinde, "...Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir." hükmü gereğince yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 2....

              İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; "Mahkemenin usulune uygun yapılmayan bir yetki itirazını kesin yetki kuralı ile değerlendirerek hatalı bir karar verdiğini, oysaki HMK 17 maddesi gereği yetki sözleşmesi münhasır yetki niteliğinde olduğu, kesin yetki gibi değerlendirilemeyeceğini, mahkemenin bu hususu resen incelemesinin mümkün olmadığını, kesin yetki hallerinin HMK. 11/1 12/1, 14/2 ve 15/2 maddelerinde açıkça düzenlendiğini, tacirler arasında yetki sözleşmesini düzenleyen HMK 17. maddesinin kesin yetkinin var olmadığı hallerde uygulanabildiğini, yetki sözleşmesinin kesin değil münhasıran yetki kapsamında kaldığını, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada davalının HMK 19/2'de belirtilen süreler dahilinde yetki itirazında bulunmadığını, mahkemenin yetki sözleşmesini kesin yetki kuralı sayarak hatalı karar verdiğini, ilgili icra dosyası incelendiğinde borçlunun yapmış olduğu usulüne uygun bir yetki itirazının olmadığını, borçlunun 'Borca,...

              HMK m. 6 uyarınca öngörülen genel yetki kuralı, kesin bir yetki kuralı olmayıp müvekkil şirket, yetki kuralları arasından seçim hakkını kullanmış ve İstanbul İcra Daireleri aracılığıyla borçlu şirket hakkında icra takibi başlatmıştır. İşbu izah olunanlar çerçevesinde de borçlunun yetki itirazı yerinde olmayıp kaldırılması gerekmektedir. Davalı borçlu firmanın borca yönelik yapmış olduğu itirazın da kaldırılması gerekmektedir. Zira davalı şirket TTK uyarınca bir ticaret şirketidir. Bunun kanuni ve doğal bir sonucu olarak davalının taraf olduğu tüm hukuki işlemlerin ticari işletmesiyle ilintili olduğu kanuni bir karine olarak kabul edilmektedir. Davalı borçlu şirket, aleyhinde icra takibi başlatılana kadar kesilen faturalara ve müvekkil alacağına TTK m. 23 uyarınca itiraz etmemiş ve bunun doğal bir sonucu olarak da fatura mündericatlarını ve dolayısıyla da borcu kabul etmiştir....

                Madde 170/a-2 gereğince icra takibinin iptaline, davacı olarak senede imza atmış ancak eşinin rızası olmadığından borca itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; davacının hukuki dayanaktan yoksun tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin reddine, icra takibinin davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın usulsüz tebligat bakımından reddine, davanın yetki itiraz bakımından süre yönünden reddine, davanın borca itiraz bakımından süre yönünden reddine, dair karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu