Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayfa -2- KARŞI OY YAZISI Davalı borçlu, icra dairesinin yetkilisi ve borca itiraz ettikten sonra açılan itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş, ancak sayın çoğunluk mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisini incelemesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Bu durumda mahkeme önündeki uyuşmazlığın yargılama yetkisinin kendisinde mevcut olup olmadığı araştırılmalıdır. Kendisini yetkili görmesi halinde yetki itirazı reddederek icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemeye bağlamalıdır. Mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi isabetli olduğundan kararın onanması gerektiği görüşündeyim. Bu nedenle sayın çoğunluğun bozmaya ilişkin görüşüne iştirak edemiyorum....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borca itiraz ve senedin teminat senedi niteliğinde olup olmadığı hususunda da bilirkişi incelemesi yapılmadığını, müvekkilinin senet üzerindeki miktarı kendisi doldurmadığını, davalı banka tarafından usulüne uygun olarak hesap kat ihtarı gönderilmediğini, davalı bankaya belirtilen miktarda borcu bulunmadığını, bilirkişi incelemesi yapılarak borca ve faize itirazlarının değerlendirilmesini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, şikayet ve itirazlarının kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, kambiyo takibinde, senedin kambiyo vasfını yitirdiğine ilişkin şikayet ile borca yönelik itiraza ilişkindir....

    takip yapmasında yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle Ankara 16.İcra Hukuk Mahkemesinin 30.03.2022 tarih ve 2022/91 Esas, 2022/533 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, borçluların yetki itirazı ve şikayetinin reddine, karar verilmiştir....

      Davacı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesini tekrarlamış, mahkemece borçlunun yetki itirazının kaldırılmasına ve takibin kabul edilen borç miktarı yönünden devamına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile ilamsız takipte itirazın kaldırılması şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde davalı borçlu vekili tarafından yetki ve kısmi borca itiraz üzerine davacı alacaklı tarafça itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurulduğu mahkemece yetki itirazının haklı olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği karara karşı davacı alacaklı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

      İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemez. O halde, mahkemece, duruşma açılarak ve tarafların gösterecekleri delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, taraflara iddia ve savunmalarını ispat imkanı tanınmadan evrak üzerinde yapılan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklı ...'ın temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi. HRN...

        Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; para borcunun alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğini, huzurdaki davanın para borcuna ilişkin alacağın tahsili olduğundan müvekkilinin yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olup takibin Ankara'da açılmasının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalının yetki itirazında bulunmasına rağmen borca itirazlarını saklı tutarak 7 gün içerisinde borca ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığını, bu nedenle borcu ve akdi ilişkiyi kabul etmiş sayılacağını ve takibin kesinleşeceğini, akdi ilişkinin kabul edilmediği gerekçesinin yerinde olmadığını, itiraz hakkının süreye tabi olup, saklı tutulmasının mümkün olmadığını, süresi içerisinde itirazda bulunulmaması nedeniyle davanın kabulü gerektiğini belirterek, mahkeme kararının iptali ile davanın kabulüne, davalının yetki itirazının kaldırılmasına, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....

        Davaya cevap dilekçesinde de, aynı itirazları tekrarlamış, yine takip talebinde belirtilen miktarda borcu olmadığını, faiz miktarları ve oranlarının yanlış ve fahiş olduğunu beyan etmiştir. Davalının gerek icra dosyasındaki, gerek cevap dilekçesindeki borca itirazı, açıkça takip talebinde istenen miktara ilişkin bir itiraz olup, istenen miktarda borcun olmadığına dair bir borca itirazdır. Bu itirazdan, davacı alacaklı ile aralarında akdi bir ilişki olmadığı, kumaş alım satımı yapılmadığına dair itiraz olduğu değil, talep edilen alacağın fazla talep edildiğine dair itiraz olduğu anlaşılmaktadır....

          Esas sırasına kaydedildiği, davalı borçlu tarafından ödeme emrine karşı borca itirazı ile birlikte takibin yetkisiz olan Bakırköy İcra Müdürlüğünde başlatıldığından ve müvekkilinin adresinin Ankara olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu anlaşılmakla Bursa .... İcra Müdürlüğünün ......

            İcra Müdürlüğü'nün 2018/7050 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiği, davalı/borçlu Belediye Başkanlığı tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin 10/01/2019 tarihinde alacaklı ya tebliğ edildiği, davacı/alacaklı vekili tarafından 11/11/2019 tarihinde yetki itirazı kabul edilerek dosyanın yetkili Çameli İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesini talep ettiği, takip dosyasının davacı/alacaklı vekilinin talebi üzerine Çameli İcra Müdürlüğüne gönderildiği, yetkili icra müdürlüğü tarafından borçluya ödeme emri çıkarıldığı, davalı/borçlu vekili tarafından borca itirazda bulunulduğu anlaşılmaktadır....

            Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı icra hukuk mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Esasen icra hukuk mahkemesinden daha geniş yetkili olan genel mahkemenin yetki itirazını inceleyememesi için bir neden de bulunmamaktadır. Genel mahkemenin önce kendi yetkisine yönelik itirazı inceleyip karara bağlayacağı kabul edilirse, mahkeme yetkisizlik kararı verecek, yetkili mahkeme bu kez icra dairesinin yetkisiz olduğu, geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle itirazın iptali davasını reddedecektir. Bu durum ise Anayasa'nın 141/son ve 6100 sayılı HMK'nın 30. maddelerinde hüküm altına alınan usul ekonomisi ilkesine de aykırı düşecektir....

            UYAP Entegrasyonu