Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, itirazı üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında cevap dilekçesinde mahkemenin yetkisine yönelik itirazını da tekrarlamıştır. Davacı vekili ise 12.05.2009 tarihli oturumda davalı tarafın yetki itirazını kabul ettiğini bildirmiştir. İtirazın iptali davalarında hem icra dairesinin yetkisine hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda icra dairesinin yetkisi dava şartlarından olduğundan İİK'nun 50. maddesi gereğince öncelikle icra dairesinin yetkisi incelenerek bir karar verilmesi gerekir. Somut olayda davacı vekili davalı tarafın yetki itirazını kabul ettiğini bildirdiğine göre yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemenin yetkisizliğine dair hüküm oluşturulması usul ve yasaya aykırıdır....

    Alacaklının icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 68. maddesi gereğince borçlunun borca ve yetkiye itirazlarının kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece alacaklının talebi ile bağlı kalınarak öncelikle yetki itirazı hakkında bir karar verildikten sonra, yetki itirazı yerinde değil ise diğer itirazların incelenmesi suretiyle alacaklının itirazın kaldırılması talebinin kabul veya reddine karar verilmesi gerekir.Somut olayda, mahkemece borçlunun icra dairesine yaptığı yetki itirazının yerinde olduğu kabul edilmiş olduğundan, alacaklının yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, alacaklının ilamsız takipte itirazın kaldırılmasını talep ettiği gözardı edilerek borçlunun icra mahkemesinde yetki itirazı varmış gibi yetki itirazının kabulü ile gönderme kararı verilmesi isabetsizdir.SONUÇ:Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının...

      Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. İlamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması karşısında Yasa; bunu kabul etmeyen alacaklıya takibin devamını sağlamak için iki yol tanımıştır....

        İlk derece mahkemesi; borçlunun takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında açıkça borca itirazını belirtmediği, akdi ilişkiyi kabul ettiği yada reddettiği yönünde beyanda bulunmadığı, bu hali ile borçlunun akdi ilişkiyi kabul ettiği sonucuna varılması mümkün olmadığından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin uygulanması imkanı bulunmadığı, bu durumda HMK'nın 6. maddesi uyarınca borçlunun yerleşim yerinde takibin yapılması gerektiği gerekçesi davanın reddine karar vermiştir. Davacı/alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; davacının sadece yetki itirazında bulunduğunu, borca itiraz etmediğini, akdi ilişkiye bir itirazı bulunmadığını, HMK'nın 10 ve TBK'nın 89. maddeleri hükmü gereği müvekkilinin merkez adresinin bulunduğu İstanbul İcra Daireleri'nin yetkili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

        İlk derece mahkemesi tarafından; ''...Uyuşmazlık; kambiyo takibinde yetkiye ve borca itiraz ile kambiyo takibi yapılamayacağına ilişkin şikayet niteliğindedir. Yetki itirazı yönünden yapılan incelemede, tarafların her ikisi de tacir olduğundan HMK'nın 17. maddesinde yer alan yetki sözleşmesi düzenlemeleri mümkündür. Takibe konu senedin incelenmesinde yetkili yer olarak Kırıkkale'nin gösterildiği görüldüğünden münhasıran yetkili yer Kırıkkale İcra Müdürlüğüdür. HMK'nın 17. maddesi 2. cümlesinde "Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır." düzenlemesi yer almaktadır. Taraflarca aksi kararlaştırılmadığından tek yetkili yer olarak Kırıkkale İcra Müdürlüğünün kabul edilmesi gerekir. Davacı tarafından yetki itirazında doğru yetkili yer gösterilmediğinden yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Derdestlik itirazı yönünden yapılan incelemede, davaya konu Ankara 13....

        Borçlu hem yetkiye hem de esasa itiraz etmişse, İcra Hukuk Mahkemesi, ilk önce yetki itirazını inceleyip kararı bağlar. Mahkemece yetki itirazının doğru bulunması halinde ise yani icra dairesinin yetkisiz olduğu kanısına varırsa, alacaklının itirazın kaldırılmasına ilişkin talebini reddeder. Bunun üzerine alacaklının İcra Hukuk Mahkemesinin itirazın kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararının kesinleştiği tarihten başlayarak on gün içinde, yetkisiz icra dairesine başvurarak dosyanın yetkili icara dairesine gönderilmesini istemesi gerekir. Somut olayda, ... İcra Müdürlüğünde başlatılan icra takibine karşı borçlu davalı İcra Dairesinde borca ve İcra Dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Alacaklı ... İcra Mahkemesinden yetki ve borca yapılan itirazın kaldırılması istemiştir. İİK'nın 4. maddesine göre her İcra Mahkemesi kendisine bağlı icra ve iflas dairelerinin muamelelerine yönelik itiraz ve şikayetleri incelemekle yetkili olduğundan uyuşmazlığın ......

          İcra Müdürlüğü'nün 2017/40608 Esas sayılı dosyasında davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığı, davacı borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda yetki itirazı ile birlikte diğer borca itiraz nedenlerini ve şikayet sebeplerini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı alacaklı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, dairemizin : 2019/882 Esas, 2019/2178 Karar sayılı ilamı ile, senette keşide yeri İstanbul olduğunudan, yetki itirazı yerinde olmadığı için ilk derece mahkemesince davacının borca itiraz, senedin kambiyo vasfına ilişkin şikayet ve diğer şikayet nedenleri yönünden taraf delilleri toplanılarak hüküm kurulması için dosyanın HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince mahkemesine geri gönderilmesine karar verildiği, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile fazla talep edilen işlemiş faiz yönünden takibin durdurulmasına...

          İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettiği, ayrıca, alacaklıya borcu bulunmadığını bildirerek borca ve fer'ilerine itirazlarını bildirdiği, bunun üzerine, alacaklının borçlunun itirazı ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, yetki itirazı değerlendirilmeksizin davanın reddine karar verildiği görülmektedir. İİK.'nun 50/2. maddesinde; ''Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur'' hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan HMK.'...

            nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir İİK'nun 169/a-1 maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, başvurunun niteliği de gözetilerek anılan madde gereğince mutlaka duruşma açılmalı, yetkiye ve borca itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Diğer bir anlatımla, mahkeme dosya üzerinde inceleme ile borca ve yetkiye itiraz yönünden bir karar veremez. (Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 05.05.2016 tarih 2016/1968 E.-2016/13342 K.sayılı kararı)....

            Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiğinden yetki hususu kabul edilerek dosya İstanbul Abonelik Sözleşmeleri İcra Dairesi'ne gönderilerek ... 2022/... sayılı esas numarasını aldığını, neticeten davanın kabulü ile , ... 2022/... Esas sayılı dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazın iptaline, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz yapıldığından dolayı %20'den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu