Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Dairesinde yapıldığı, ne var ki davalının taraf icra takibine itiraz ederken yetkili mahkemeyi kesin ve açık olarak bildirmediği, HMK nın 19/2 maddesine göre birden fazla yetkili mahkeme varsa seçilen mahkemenin bildirilmesi gerektiği, aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınamayacağı, kaldı ki davalı tarafın icra dairesinin yetkisine itiraz ederken aynı icra dosyasında kısmen ödeme de yaptığı, bu şekilde icra dairesinin itirazın iptali davalarında takibin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu gerekçesiyle yetki itirazı reddedilerek davanın esası hakkında karar verilmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere iş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan, davalı tarafça usulüne uygun yetki itirazında bulunulmamış olsa bile, mahkeme tarafından bu husus kendiliğinden göz önünde bulundurmalıdır. Bir başka anlatımla hâkim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de resen yetkisizlik kararı verebilir....

    Alacaklının yapmış olduğu takibe karşı borçlu süresinde ve usule uygun olarak itiraz etmiş olmakla İİK'nun 66. maddesi gereğince anılan takip duracağından, icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin kararı bildirici nitelikte olup, icra dairesince, “icra takibinin yetki yönünden durdurulmasına, borca itirazın yetkili icra dairesince değerlendirilmesine” karar verilmiş olmasının bir önemi yoktur, takip hem yetki yönünden hem de asıl borç yönünden durmuş olacaktır. İİK'nun 67. maddesi gereğince de takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir....

      İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK'nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmelidir. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır....

        Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun'un 67/1. maddesi uyarınca önce İcra Hukuk Mahkemesi'ne itirazın kaldırılması için başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmiş ve itirazın kaldırılması için önce itirazın kaldırılması davası açılmışsa, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Esasen İcra Hukuk Mahkemesi'nden daha geniş yetkili olan genel mahkemenin yetki itirazını inceleyememesi için bir neden de bulunmamaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, genel kredi sözleşmesinde kefil olarak yer alan davalı aleyhine takip başlatıldığı, davalı tarafından yetki ve borca itiraz edilerek takibin durduğu, davalının itirazının haksız olduğu ileri sürülerek itirazın iptali talep ve dava edilmiştir. Davalı cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılamaya göre, genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin dava tarihindeki yerleşim yeri mahkemesi olup, davalı ... ili ... adresinde ikamet ettiğinden, yetkili mahkemenin ......

          Yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu ve kesin yetki hallerinde, yetki itirazı ilk itirazlardan olmayıp taraflar (davalılar) her zaman yetki itirazında bulunabileceği gibi mahkemede kendiliğinden (re'sen) nazara almak zorundadır. Somut olayda, davacı ... Kadıköy 1. İcra Müdürlüğünün 2008/11807 Esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhinde icra takibinde bulunmuştur. Davalı ... vekili icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş, sadece borca itiraz etmiştir. Borca itiraz üzerine duran icra takibine itirazın iptali istemi ile davalının merkezininde bulunduğu Şişli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde iş bu dava açılmış davalı vekili yine mahkemenin yetkisine itirazda bulunmaksızın esas hakkındaki itirazlarını bildirmiştir....

            Davacı tarafından sunulan Genel Kredi Sözleşmesi'nin incelenmesinde de yetki sözleşmesine rastlanılmamıştır. Davalı tarafın adresinin "...... Meerbusch/Almanya" olduğu, davacının takibe dayanak gösterdiği 04.07.2012 tarihli Müşterek borçlu Müteselsil Kefillik Sözleşmesi'nden de açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda borçlunun yetki konusundaki itirazı bu haliyle yerindedir. Takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması itirazın iptali davaları için dava şartıdır. Sonuç olarak itirazın iptali davasının dava şartları bulunmadığından işin esasına girilmeden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

              Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Taraflar ayrıca, yapmış oldukları yetki sözleşmesi ile, yetkili kıldıkları bir veya birden fazla mahkemenin yetkisinin, münhasır yetki olup olmadığını da kararlaştırabileceklerdir. Buna göre, tacirlerin ve kamu tüzel kişilerinin, hukukumuzda tartışmalı olan, münhasır yetki sözleşmesini de yapabilecekleri kabul edilmiştir. Taraflar, yetki sözleşmesinde, aksini kararlaştırmadıkça, dava sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemede veya mahkemelerde açılabilecektir. Bu durumda, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, yapılan yetki sözleşmesi, münhasır yetki sözleşmesi şeklinde olacaktır....

                İİK 50/2’nci maddesinde, Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara zaptolunur, hükmü yer almaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410-471 sayılı Kararında belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan nitelikte bir icra takibinin varlığından söz edilemez. Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkeme, öncelikle bu yönü inceleyip karara bağlamalıdır. Esasen, itirazın iptali davasına bakma yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğundan, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik  itirazı  incelemesi  zorunludur. ...

                  İlamsız icra takibinde takip borçlusunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması ve takip alacaklısının takibin devamını sağlamak üzere İcra İflas Kanununun 68 ve 69’uncu maddelerine göre icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek yerine, aynı Kanunun 67’nci maddesi gereğince mahkemeye başvurarak itirazın iptalini istemesi durumunda, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı İcra hukuk mahkemesinin yerine geçerek İcra İflas Kanunu 50’nci maddesi hükmü çevresinde inceleyerek sonuçlandırması gerekmektedir. İİK 50/2’nci maddesinde, Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara zaptolunur, hükmü yer almaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu